Yatağıma yattığımda. Yüzümdeki gülümseme içimdeki kıpırtı ve aklımdaki o beni uyutmuyordu.
Kalktım ve penceremden dışarı bakıyordum. Yukarıdaki yıldızlar Kalbime güneş gibi doğan Alya gibi geceye ışık gibi doğmuştu. Onun en sevdiği şeylere bakmak beni mutlu ediyordu. Belki bundan sonra denizlerden bile daha çok sevecektim yıldızları. Bi an düşündüm denize gitmeyi. Ama gece hiç te onun gözlerine benzemiyorduki. Belki bir gün o da beni severse gece gitsin denizlere bakmaya sanki benim gözlerime bakarmışçasına.
Saat ikiyi beş geçiyordu. Evi dör döndükten sonra baktım olcak gibi değil gittim Yasin'in yanına.
Issızdı sokaklar, kapalıydı evlerdeki Işıklar ama yukardaydı yıldızlar. Baka baka gidiyordum yıldızlara ağzım kulaklarımda yürüyordum. Sokakta tek tük insan vardı. Soruyordum onlara sizidemi sevinçten uyutmayan biri var. Ama en komiğide adamın biri "ne sevinci beni dır dırdan uyutmayan biri var."deyişi olmuştu. ne kadar gülmüştüm adamın bu sözüne.
Öyle mutluydum ki yerimde duramıyordum. Yürüyerek saatlerce yürüdükten sonra gidebilsim Yasin'in yanına.
Kapıyı açtığında Yasin'i saçı başı elektrik çarpılmışa dönmüş pijamasının biri bacağının yukarısında biri aşağısında, Tişörtü katlanıp göbeyini açmış hali, tekini giymediği uzun siyah çorapları ve tek gözü açık bir şekilde görünce gülmekten yıkılmıştım.
Uyku sersemliğiyle neye uğradığını şaşırmış gibi görünüyordu. Yüzüme öylece şaşkın şaşkın bakıyordu. Bi yandan da ne olduğunu anlamaya çalılıyordu. Tabi ben bu sırada hala ona gülüyordum.
Zar zor kendimi toparlayıp şöyle diyebildim.
"Beni içeri almayacak mısın?"
"Ne yani davet mi bekliyosun. Ayıp oluyo ama."
İçeri girdim.
"Oğlum pasaklılıktan öleceksin bu evin hali ne böyle?"
"Ne yapayım yalnızlık işte."
"Yengem gelip temizlemiyo mu"
"Gelmez olur mu. O da olmasa iyice bakılmayacak durumda olurdu ev."
Karşımda o tiple ciddi ciddi konuşması iyice komiğime gitti. Bi anda kendimi kahkahalarla halının üzerinde buldum.
"Bi dakkaya. Var sende bişey farkındayım sabahtan beri bileye gülüyorsun."
Farkında değildi halinin.
"Neyse yine deliliğin tutmuş senin. Gideyim de bize iki kahve yapayım."
Elini yıkamak için lavaboya girmişti.
Kahkahalarla gülerek rezil oldum diyordu.
Elindeki kahvelerle yanıma geldi.
"Anlat."
"Neyi?"
"Ben senin kaç yıllık arkadaşınım hatta ne arkadaşı kardeşinim sende aynı şekilde benim. Seni çok iyi tanıyorum. Gecenin bu saatinde geldiysen mutlaka vardır bişeyler."
Evet onula arkadaş değilken ona yakın değilkende geceleri uyuyamazdım. Ama şimdi yerimde bile duramıyorum. İçimde bi kıpırtı bi mutlukuk var beni ordan oraya savuruyor. Hani derler ya midemde kelebekler uçuşuyor diye işte onun gibi bişey.
Sen bu kıza iyice abayı yakmışsın.
Aynen ya bi dakika görmesem özlüyorum. Hatta yanındayken bile özlüyorum. Sen de öyle misin hala yenmi gördüğünde kalbim güm güm atıyor mu.
Atmaz olurmu hiç. Onu her gördüğümde tekrardan aşık oluyorum. Ama ilk gördüğüm andaki gibi değil.
"Nasıl yani?"
" Her gördüğüm anda daha da çok aşık oluyorum. Onu tanıdıkça, gözlerine, baktıkça sesini duydukça, yanımda oldukça daha da çok aşık oluyorum."
"Kardeşim dua et de biz de Alyayla böyle olalım."
"Etmez olurmuyum. Her duamda varsınız."
"Düşünsene Alya da beni seviyormuş sonra çifte düğün yapıyormuşuz."
"İnşallah kardeşim o günler de gelecek. Bide unutmadan söyleyim. Yengene seni anlattım. Seni çok merak etti en kısa süre içinde tanışmak istiyor."
"Aynen ben de onu tanımak istiyorum. Hem belki Alya da gelir sen de onunla tanışmış olursun."
"Kimmiş benim kardeşimi geceleri uyutmayacak kadar kendine aşık eden görmek isterim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZIM
RomanceBence her insanın vardır. Dokunamadığı, ulaşamadığı uzaktan sevip yanına yaklaşamadığı. Ardından şiirler şarkılar yazıp yanında dili tutulduğu. Sevdiğini söyleyemediği, söylememesi gerektiği. Bence herkesin vardır bir aşkı. İlk aşkı. Gözlerime bak...