14. BÖLÜM

10 2 0
                                    

Çok mutluydum. Heyecandan hiç bir yere sığmıyordum. Tek başıma uzun bir yürüyüş yaptıktan sonra Yasin'e gittim. Kapıyı açtı.
"Hayırdır yüzünde gülller açıyor."
"Oğlum çok mutluyum. "
İki sıcak kahve yapmış ve yanıma geldi. Artık kahveler yüzümü güldürmeye yetiyordu. Nerdeyse sabah akşam kahve içiyordum.
"Eee anlatmayacak mısın?"
"Bu gün onunlaydım. Uzun uzun konuştuk. Benimle arkadaş olmak istediğini falan söyledi. Beni sevdiğini iyi birine benzediğimi söyledi."
"Sevdiğini mi? Seni seviyormmuymuş"
Yasin başka türlü anlamış. Ben de onun anladığı gibi olsun isterdim.
"Hayır öyle değil arkadaş olarak"
"İnşallah o da sever seni. O kadar istiyorum ki."
"Senin le de tanıştırmak istiyorum onu. Gerçi daha seninkiyle bile tanışamadık ama"
"Evet ya bi türlü tanıştıramadım sizi ama en kısa süre içerisinde tanıştırıcam. "
"Sizinki nasıl gidiyor?"
"Çok iyi. Senin Alyayı sevdiğin kadar da ben Yağmur'u seviyorum. Onu bir daakika bile görmesem özlüyorum. Her an sesini duymak yüzünü görmek istiyorum hep yanımda olsun istiyorum. Mesela bu gün onu hiç görmedim sadece telefonda konuştuk ve mesajlaştık ama yanımda değildi sanki on yıldır görmemişim gibi özledim."
"Sen onu gördüğünde sarılırsın elini tutarsın. Özlemin gider ama ben..."
"Dur oğlum öyle düşünme işte yavaş yavaş yaklaşıyorsun ona. Onu tanımaya çalışıyorsun sonra sevdiğini söylersin o da seni sevicektir. İşte o zaman görürsün yanındayken bile özlemek nasıl birşeymiş."
"Onu hala ilk sevdiğin andaki gibi seviyor musun? Yoksa gittikçe azalıyor mu? Bunu çok merak ediyorum. Aceba Alya'da bir gün beni sevse onunla yıllarca sevgili olsam yada evli. Ona olan duygularım azalır mı?"
"Ben yağmuru iki yıldır seviyorum. Ama ilk zamanlarda ki gibi değil daha da çok seviyorum. Onu tanıdıkça daha da çok seviyorum. Eğer bir insan rini gerçekten seviyorsa zaman geçtikçe sevgisi azalmaz daha da çok artar."
Yasin'in telefonu çaldı arayan Yağmurdu. Gördüğüm manzara karşısında bi anda kahkahalarla gülmeye başladım. Normal de sert, ciddi, rahat, herşeye gülmeyen, buz dağı gibi Yasin sevgilisiyle konuşurken öyle değişmişti ki yüzünde güller açıyor, tatlı tatlı konuşuyor, odada ordan oraya yürüyor bir yere sığmıyordu, yanakları pespembe olmuştu. Ona deliler gibi aşık olduğu besbelliydi.
Telefonda kuştuktan bir süre sonra da hala yüzündeki gülümseme yanağındaki pembelik, yüzündeki kızarık geçmemişti. gözlerinin içi parlıyordu. Benim ona kahkahalarla gülerek baktığımı görünce daha da bi utandı. Sen bi Alyay'la sevgili ol görücem seni diyordu.
Saat baya geç olmuştu ben de kal diyordu. Ama annemin beni defalarca aradığını görünce tamam diyemedim.
Eve gittiğimde kapıdan içeri girer girmez kafa ma bir terlik yedim. Gecenin o saatinde annem uyumamış beni bekliyormuş. Sofradaki yerimde de hala tabağa koyulmuş yemeğim vardı. Uzun uzun sorguya çektikten sonraki cezamı biliyordum.
"Anne yapma bana bunu bak ben tokum yemeyeceğim"
"Hayır yiyeceksin."
"Bari sadece çorbamı ısıtayım."
"Yemyeşil gözlerini kocaman ayırdı." Ne zaman kocaman yemyeşil gözlerini ayırsa kaç yaşında olursam olayım korkardım."
"Zamanında gelseydin çorbanı sıcak sıcak içerdin. Sen yıllar önce hep böyle geç gelirdin. Son üç yıldır dışarı bile çıkmıyordun. Şimdi ne oldu da gece yarılarına kadar sokaklarda durmalara başladın. Gecenin bu saatine kadar sokakta ne işin var?"
Annem de haklıydı onlar benim son üç yılda yaşadıklarım ve şimdi yaşadıklarım hakkında hiçbirşey bilmiyordu.
Bizim evde herkes yemek saatinde evde olurdu. Yemekten sonra çok geç
dönmemek şartıyla dışarı çıkılabilirdi.
Soğuk çorbamı içtikten sonra soğuk ıspanak yemeğini yiyecektim ki elimden aldı.
Şaşkınlıkla kalmıştım öylece masadan kalktım ve odama gidiyordum.
Tekrar geri döndüğünü gördüm. Yemeği önüme koydu. Yemeğin üzerinden sıcak buharlar çıkıyordu.
"Bu en sevdiğin yemek olduğu için bu günlük böyle olsun. Ama bak bu na bakarak her gün geç kalayım deme yoksa hep soğuk soğuk yersin."
Yine kıyamamış bana. Aceba annem yanımda olmasa ben yapardım bilmem. Geç gelmeme ne kadar kızmış olsa da beni bir gün aç yatırmazdı. Ama babam geç mi gelmişim erken mi hiç bilmez. Galiba tüm babalar böyle. Annelerin yeri çok başka.
Yemeğimi yedikten sonra annemi öptüm ve odama girdim.
Her gece yatağıma yattığımda hemen uyumaya çalışırdım. Uyuyup Alyayı rüyamda görmek isterdim. Bazı günler onu düşünmekten uyuyamaz uyuduğumda rüyamda gördüysem de sevinçten yataktan kalkamazdım.

İMKANSIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin