Başak Ayşen'i yolladıktan sonra salona geri döndü,
Başak: Eveet yani annem gitmeden önce, dışarı çıkın Başak sakarlığından dolayı evi mahvedecek, halılar mahvolucak, dedi.
Enes: Nasıl yani poşetleri yinemi aşağıya taşıycaz.
Başak: Tabikideeeee... Hayır. Evde bi piknik sepeti olacaktı. Ona biraz bişeyler koyar çıkarız.
Enes: Ohhh...
Başak içerden piknik sepetini getirdi,
Başak: İyi o zaman ben biraz cips kola bide çikolata falan koyayım buna çıkalım.
Enes: Dur bende geliyorum, birlikte hazırlarız.
Enes ile Başak sepeti hazırlayıp, getirmişlerdi.
Ramazan: Eeeee gidiyoruz şimdi, demi yani?
Enes: Evet gidiyoruz.
Hep birlikte aşağı indiler. Ramazan sepeti aşağı getirince,
Ramazan: E hadi.
Enes: Ne hadi. Gidicez işte.
Ramazan: E bunu kucağımızdamı taşıycaz, bagaja koyalım.
Enes: Dur bekle geliyorum.
Enes bagajı açtı ve sepeti bagaja koyup yola çıkacakları sırada Enes'in telefonu çaldı. Arayan Baturay'dı.
Arıyor Baturay...
Başak: Kim arıyo?
Enes: Baturay. Benim arkadaşım.
Başak: Hmm.
Baturay'dan İsmet ve Taylan'nın bile haberi yoktu.Enes: Alo.
Baturay: Kardeşiiiim napıyosun?
Enes: İyiyim sen?
Baturay: (korkmuş)Enes benim sana bişey söylemem lazım.
Enes: Ne oldu lan? Kötü bişey mi oldu yoksa?
Baturay: (gülerek) Kardeşim ben Türkiye'ye geri döndüm. E gel beni al havalimanından.
Enes: Ya gerizakalı beni korkuttun. Bişey oldu zannettim. Bekle geliyoruz.
Enes telefonu kapattı
Baturay: Kimle geliyonuz? Aloooo.
Baturay: Gerizekalı kapatmış bende konuşuyom.Başak: Ne oldu aşkım?
Enes: Yaa benim bi arkadaşım. Yurt dışındaydı 3 senedir. Şimdi gelmişte. Ondan gel beni al dedi de.
Başak: Tamam o zaman gidip alalım. Hem bizi onunla tanıştırırsın.
Enes: Tamam o zaman kemerleri takın. Gidiyoruz.
Selin: Enes takalım kemerleri ama arkada 2 tane kemer var. Nasıl olacak?
Enes: O zaman Ramazan İsmet'in kucağına geçsin.
Selin: E biz?
Enes: Sizdeeeee...
Selin: Neyse biz yani ben takmasamda olur.
Taylan: Kemeri sen tak. Zaten miden bulanıyo senin.
Enes: Aynen.
Selin: E iyi o zaman. Napalımh.
Enes: Herneyse bu sorunu da çözdüğümüze göre gidiyoruz.
Yarım saat sonra havalimanına gelmişlerdi. Enes arabadan inip Baturay'ı aramaya başladı. Ama bi türlü Baturay'ı bulamamıştı, oyüzden Baturay'ı aradı,
Aranıyor Baturay...
Baturay: Alo.
Enes: Kardeşim nerdesin sen ben seni göremiyorum.
Baturay: Karşındayım kardeşim. Elimde telefon sana doğru yürüyorum.
Enes: Tamam gördüm kapat, kapat.Enes ile Baturay birbirine doğru koşmaya başladılar, birbirlerine sanki uzun süredir görüşemeyen sevgililer gibi sarıldılar. Arabada oturanlar hiç şaşırmadıkları kadar şaşırdılar.
Başak: Demekki çok büyük bir arkadaşlıkları var.
İsmet: Ben Enes'in 4 yıldır arkadaşıyım bana Baturay'dan hiç bahsetmedi.
Taylan: Ben 1 yıldır arkadaşıyım ama yani bahsetmedi.
Başak arabadan inip onların yanına gitti. Başak: Eneeees. (Baturay'a bakıp) Meraba Baturay.
Baturay: Sanada meraba ama ben seni tanıyamadım.
Enes: Başak gel aşkım gel. (Baturay'a dönüp) Başak bu Baturay. Baturay Başak.
Baturay: Aşkım mı?
Enes: Gel kardeşim. Hatta dur ben bizimkileri getirim.
Baturay: Sizinkiler mi?
Enes: İsmet, Ramazan, Taylan ve Selin gelsenize Baturay'la tanışın.
Hepsi bir anda arabadan indi.
Baturay: (Başak'a) Siz kaç kişi geldiniz yaa?
Başak: 6.
Baturay: Yuh.
İsmet: Baturaay sen misin? Ben İsmet.
Baturay: Yok ben Başak'ım aslında ama şu anda simülatördeyiz o yüzden ben erkek gözüküyorum.
Taylan: Bende Taylan.
Selin: Bende Selin.
Ramazan: Bende Ramazan.
Baturay: Memnun oldum.