Kafeye yaklaşmışlardı. Enes arabayı kafeye yakın bir yere park etti. Arabadan indiler ama bilmedikleri birşey vardı. Aslında İsmet de ogün aynı kafeye gelmişti. Ama İsmet an itibari ile o kafeye gelmişti çünkü Taylan ile konuşacaklardı. Enes ile Başak kafeye geldiklerinde İsmet Enes'in kendisini görmesini istememişti, çünkü yanlış anlamasından korkuyodu. Ve hızla Enes kendisini fark etmeden kafeden çıktı. Çıktığı sırada Taylan kafeye giriyordu.
İsmet: Taylan kafeye sanki öylesine oturmak için girmiş gibi yap. Zaten Enes'i görünce ne demek istediğimi anlarsın.
Taylan: İyi tamam kanka.
Taylan içeri rastgele gelmiş gibi girdi. Ve bir masaya oturdu. Bi beş dakika oturunca sanki Enes'i tesadüfen görmüş gibi yapıp Başak ile Enes'in yanına geldi.
Taylan: Ooo Enes sendemi buraya gelmiştin.
Enes: Evet Taylan gördüğün gibi bende buraya geldim.
Taylan: Başaaak sen ne yapıyosun?
Başak: Sen mi geldin Taylan? İyiyim sen?
Enes: Bi dakika bi dakka siz nerden tanışıyosunuz Taylan'la?
Başak: Biz Taylan'la aynı ortaokulda okumuştuk. Sonra oda bizim liseye yeni gelmiş heralde yoksa tenefüslerde falan görürdüm herhalde?
Enes: Evet bir ay falan oldu Taylan bizim okula geleli. Taylan kardeşim ayakta kaldın gelsene yanımda ki sandalye boş oturalım.
Taylan: Hıh teşekkür ederim.
Taylan Enes'i anlamıştı. Onun Başak'ın yanına oturmasını istemiyordu. Oda Enes'in yanına geçti.
Enes: Eee ne yaptın 2 günden beri konuşamıyoruz.?
Taylan: Aynı kanka sap sap geziyoruz ortalıkta sen?
Enes: Bende aynı işte.
Taylan: Hmmm. Eeee Başak sen ne yaptın?
Başak: Valla bende son üç yıldır aynıyım. Son günlerde de aynı işte.
Taylan: Hmm. Enes?
Enes: Efendim?
Taylan: Başak'ı İsmet'le tanıştırdınmı?
Enes: Yok. Daha tanıştırmadım. Vakit olmadı.
Taylan:E o zaman ben İsmet'i arayayım oda buraya gelsin.
Enes: E iyi ozaman ara gelsin.
Aslında Enes Başak ile başbaşa kalmak istiyordu ama yapacak birşey yoktu.