Enes onları bıraktıktan hemen sonra ikiside koşarak eve çıktılar.
Başak: Ramazan sessiz annem napıyo bi bakalım.
Ramazan: E kapıyı kim açacak?
Başak: E o kadar gerizekalı olduğumu düşünmedin herhalde Ramazan. Anahtar diye bişey var sonuçta.
Ramazan: Tamam.
Başak ve Ramazan kulağını kapıya dayamış annelerini dinliyorlardı
Ayşen içeride ağlıyordu. İkiside ses çıkarmadan dinlemeye devam etti
Ayşen, Şimdi ben ne diycem bu çocuklara her gün ne yiyip içtiğinizden haberim var, çünkü o garson sizin babanızmı diycem. Yada sizin babanız aslında hergün sizin yanınızda mı diycem. Yada Başak'a biliyorum aslında herşeyimi diycem. Neyse Ayşen az sonra gelecekler kes artık ağlamayı,
Başak ve Ramazan bunları duyduklarında yıkıldı. Aslında babalarını 2 gündür düzenli olarak görüyorlardı ve haberleri yoktu. Yada annesi neden bunu onlardan saklamıştı,
Ramazan: Abla hadi girelim.
Başak: Ramazan duydun kadın içeride ağlıyodu, biraz bekleyelim kendisine gelsin gireriz içeri bekle.
Ramazan: Tamam...
5 dakika sonra kapıyı çaldılar. Ayşen genede gülümseyerek kapıyı açmıştı, çünkü yıllarca çocuklarından babalarını saklamak kolay bişey değildi. Ve bu çok üzücü bişeydi. Çünkü çocuklar babalarını bilmedikleri için babasız büyür ve baba demeyi hiç öğrenemezlerdi. Hangi anne ne olursa olsun çocuklarını babaları ile sarılırken görmek istemezdiki sonuçta. Neyse bunları bi kenara bırakıp üzülmemek için başka şeyler düşünmelilerdi.
Ayşen: Kızım hoşgeldiniz.
Ramazan: Beni saymıyo musun anne!?
Ayşen: Sende hoşgeldin yakışıklı, küçük prens.
Ramazan: Ben enson küçük olduğumu ablam gillerle...
Ramazan ablamgillerler içecekken doğrulamıştım... diyecekken Başak Ramazanı cimcikledi. Aslında anneleri biliyodu ama olsundu.
Ramazan: En son küçük olduğumu ablam gillerle gezerken kızlara bakarken doğruladım anne yani küçük değilim.
Ayşen: İyi ozaman geçin bakalım içeri.
Başak: Anne ben odamdayım.
Diyerek içeri geçti.Buranın bitişi biraz saçma oldu ama bir sonraki bölüm çok güzel olacak. Yani çok demeyeyim ama güzel olacak...