Başak: Gençler yinilebilecek ne varsa alın!!!
Ramazan: Abla delirdinmi?
Enes: Aynen yaa. Ne yapıcaz ki okadar yiyeceği?
Başak: Burdan çıkınca bizim eve gidicez de oyüzden.
Enes: Gerçektenmi?
Başak: Yok aşkım. Gerçek değil çünkü buda aynı senin oynadıkların gibi simülatör. Eve gitme simülatörü. Allah aşkına şaka yapar bi halim varmı?
Enes: Yok.
Başak: E ozaman?!
Enes: Aslanlarım! Saldırıııın.
Hepsi birer tane alışveriş arabası aldılar. Hepsi arabaları doldurdular. Vee sıra ödemeye geldi.
Kasiyer: Ohh sonunda bitti. Başka bişey yok demi?
Enes: Yok kaç lira tuttu?
Kasiyer: 600 lira.
Başak: Pamuk eller cebe, Alman usulü yapıyoruz.
Hepsi 100 er lira çıkardı ama İsmet kredi kartı verecekti çünkü nakit yoktu.
İsmet: Gençler siz paraları bana verin ben buradan ödeyeyim.
Hepsi parayı İsmet'e verdi. Ödemeyi yaptılar. Sıra geldi poşetleri taşımaya. Yaklaşık 15 dakika poşet taşıdılar. Evin önüne geldiklerinde Enes arabayı durdurdu.
Enes: E hadi geçin poşetlerden alın birer ikişer.
Ramazan: Enes abi öyle bir şey yok. Çünkü sende bizimle taşıyacaksın.
Enes: Ben kaçamıycam yani... İyi ozaman birer ikişer poşetleri hep beraber alıyoruz. Yukarı çıkarıyoruz. Başak kaçıncı kat?
Başak: (gülerek) 3. Kat.
Enes: Başak niye gülüyosun yoksa yoksa asansör yokmu? Yok deme bana.
Başak: Asansörü bizim binaya yapmamışlar.
Ramazan hariç hepsi sokakta: Neeey?, diye bağırdı.
Başak: Hadi hadi şu poşetlerden alın yukarı çıkartalım.
Hepsi poşetleri yaklaşık yarım saatte çıkardı ve poşetleri kapının önüne bıraktılar.
Başak: Şimdi siz hepiniz anneme gözükmeyin süpriz olsun. Ramazan sen nereye sen gel. Kapıyı çaldılar.
Ayşen: Oooo Başak Hanım, Ramazan Bey siz eve gelir miydiniz? Şaşırdım vallaa.
Başak: Ya anne dalga geçmee.
Ayşen poşetleri yeni fark etmişti,
Ayşen: Kızım bu kadar çok ne aldınız siz yaa? Yoksa kredi kartı? Bana bunu yapma Başak.
Başak: Yaa anne yok.
Ayşen: Başkalarıdamı var yoksa.
Başak: (ileyle gelin işareti yaparak) Gelin gelin.
Sonra Enes Başak'ın yanına Taylan Selin ile birlikte İsmet normal Ayşen'in karşısına çıktılar.
Ayşen: Başak sen söyleseydin ben bişeyler hazırlardım...
Başak: Biz zaten gelirken aldık bişeyler.
Ayşen poşetlerden alıcakken,
Enes: Aaa biz burda niye duruyoruz?
Ayşen: Ne için?
Enes: Şuanda poşetleri taşımak için yanii siz içeri geçin biz bunları mutfağa taşırız.
Ayşen: İyide bende size yardım edeyim...
Enes: Lütfen!
Başak Enes'e bakıp gülümsedi.
Enes: (arkadaşlarına dönüp) E hadii gelin bu poşetleri daha içeri taşıycaz. Hadi.
Başak: Evet hadi. Ramazan, İsmet, Taylan. Alın şu poşetlerden taşıyalım.
Selin: Ben burda değilmiyim Başak aşk olsun.
Başak: Sen kusmuştun ya ondan yani...
Selin: Şaka yapıyorum kızım. Tabiki bende taşıycam yani.
Poşetleri mutfağa taşıdıktan sonra,
Ayşen: Başaaaak gelin buraya da beni arkadaşlarınla tanıştır.
Başak: Tamam anneee. (Enes'e dönüp sessizce) aşkım sakın ben Başak'ın sevgilisiyim deme!
Enes: Neden?
Başak: Çünkü ben seni benim sevgilim olarak özel bir şekilde tanıştırmak istiyorum.
Enes: Tamam.
Ayşen: Çocuklar gelin hadii.
Hepsi salona geçip sanki sorguya çekilecekmiş gibi ayakta beklemeye başladı.
Ayşen: Otursanıza. Öyle konuşalım.
Hepsi oturduktan sonra,
Ayşen: Eeee küpelinin yanındaki kızım, sen kendini tanıt bakalım.
Başak: Anne sen Enes'i İsmet'i Taylan'ı tanıyomusun?
Ayşen: Taylan onu zaten tanıyorum. O küpeli olan Taylan, onun yanındaki kıvırcık saçlı olan İsmet, senin yanındaki de Enes demi? Zaten onlarla telefonda konuşmuştuk.
Başak: Evet, doğru.
Selin: Iıı şey ozaman ben kendimi tanıtayım. Ben Selin. Memnun oldum.
Ayşen: Bende. O zaman ben dışarı çıkıyorum.
Başak: Neden ki?
Ayşen: Biraz hava alırım. Kaç günden beri evdeyim zaten. Ama sizden bişey istiyorum, lütfen evi dağıtmayın. Görüşürüz.
Başak: Tamam ozaman ben seni geçireyim.
