00.47
TAEHYUNG VE JİMİN'İN EVİ"Yoongi, hırsız!" diye bağırdı eve adımını atar atmaz Jimin. Eli kapının yanındaki ışıklara gider gitmez şokla donakalmıştı. Salonda ayak basacak düz bir zemin görünmüyordu. Her yer, her yerdeydi.
Yoongi Jimin'in önüne geçerek ilerledi. İçerden ses gelmiyordu. Aslında kapı da kilitliydi.
"Yoongi dikkatli ol." diye fısıldadı Jimin. Önündekinin koluna yapışmış hemen arkasından ilerliyordu.
Oturma odasına girdiler. Bütün camlar kapalıydı. Perde bile bozulmamıştı. Jimin'in dün akşam çalışmak için çıkardığı laptopı bile masanın üzerinde duruyordu. Şöyle bir göz gezdirince, bütün teknolojik aletler duruyordu. Gelen hırsız ne aramıştı ki bunları almadan gitmişti?
"Hırsız olamaz." dedi sonunda Yoongi. "Baksana her şey duruyor."
Jimin hala koluna yapışmış bir vaziyette duruyordu. O kadar sıkmıştı ki Yoongi artık kayıtsız kalamadı. Zaten onu duymuyor gibiydi. Büyük gözleri daha da kocaman olmuş etrafı izliyordu.
"Jimin, kabul ediyorum ameliyat doktoru değilim ama o kola ihtiyacım var." dediğinde Jimin transtan çıkmış gibi bırakmıştı Yoongi'nin kolunu. Sonrasındaysa defalarca özür dilemişti. Beraber diğer odaları da kontrol ettikten sonra hırsız girmediğine emin olmuşlardı. İçerdeki koltuğa oturduklarında Jimin hala sessizdi. Çünkü diğer ihtimal onu daha çok korkutuyordu.
"Taehyung'u aradın mı?"
Jimin Yoongi'nin sorusu üzerine ona dönerek boş gözlerle suratına bakmaya devam etti. Sonra olumsuz anlamda kafasını iki yana sallayıp başını önüne çevirdi.
Onun bu hali Yoongi'yi germişti. Çünkü alışık olmadığı bir durumdu. Cebinden telefonu çıkararak Taehyung'u aradı.
Sonra tekrar aradı.
Sonra tekrar...
Açan olmadı.
"Onu bu hale ne getirdi merak ediyorum." dedi Jimin etrafı biraz olsun toparlamaya çalışırken. "Son zamanlarda hiç kendisi gibi davranmıyor. Ve benimle de konuşmuyor."
"Ona zaman tanımalısın." dedi Yoongi Jimin'e yardım ederken.
"Anlamıyorsun." Jimin elindekileri bırakarak ona döndü. "O bana her zaman her şeyini anlatırdı. Bu hep böyleydi. Şimdi durum böyleyken kendimi suçlu hissediyorum. Sence yeterince yanında olamıyor muyum?"
Yoongi yaklaşarak ellerini Jimin'in omuzlarına koydu. "Jimin sen iyi birisin. Fazla iyisin... Böyle düşünerek sadece kendini üzersin. Taehyung şu an kötü bir dönemden geçiyor bunu sen de biliyorsun. Belki de biraz kendini dinlemeye ihtiyacı vardır. Zamanı geldiğinde seninle paylaşacaktır."
"Öyle mi dersin?"
"Buna eminim." dedi Yoongi güven verircesine gülümserken.
Jimin başıyla onayladı. Ama Yoongi tatmin olmamıştı. Bu havanın dağılması lazımdı. "Beni görmezden gelmek için üzgün numarası yapamazsın Park Jimin." dedi. "Bu akşam o yemeği yiyeceğim."
Jimin'in ağzı önce şaşkınlıktan açılırken daha sonra koca bir gülüşle karşılık verdi. Taehyung için üzülüyordu, evet. Çünkü o onun en yakın dostu, ailesi, kardeşiydi.
Ama karşısındaki adam da hayatının aşkıydı.
Bunu mahvetmemesi lazımdı. Toplama işine ara vererek mutfağa yöneldi. "Hadi o zaman," dedi. "seni doyuralım. Koca bebek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doctor of killer's | taekook
FanfictionHayatta herkes bir şeylere tutunmakla yükümlüydü; kimi sevgiye, kimi nefrete, kimi paraya, kimi güce... Tüm seçenekler uzayıp giderdi. Taehyung ise daha ilk seçenekten elenmişti. yoonmin namjin