HWARANG HASTANESİ
08:15"Sabahın köründe bu toplantı da nerden çıktı?" Hoseok hala uyanamamış olmanın etkisiyle gözlerini ovuşturup, bir yandan da üzerini toparlamaya çalışırken sormuştu.
"Bana neden soruyorsun, ben nerden bileyim?" diye yanıtladı onu en az Hoseok kadar dağınık görünen Namjoon.
Dün gece nöbete kalmışlardı ve eve gitmeye bile fırsat bulamadan uyukladıkları personel odasından apar topar çağrılmışlardı.
"Günaydın millet, diyeceğim ama pek uyanmışa benzemiyorsunuz." Az sonra yanlarına gelen Jin sevgilisinin koluna girerken konuşmuştu. Başlarda durumları hastahane tarafından tuhaf karşılansa da çoğu kişi alışmıştı bu hallerine ve hala kendilerine dönmekte olan birkaç gözü de umursadıkları söylenemezdi.
"Dün gece nöbetteydim aşkım, biliyorsun." diye mızmızlandı Namjoon başı sevgilisinin koluna giderken.
"Az ötede oynaşın lütfen, sabah sabah cilveleşmeniz midemi bulandırıyor." Hoseok yüzünü buruşturarak söylenmiş ve çifte kumruları gerisinde bırakarak hızlı adımlarla öne geçmişti.
"Yah! Büyüklerine ve özellikle senden yakışıklı olan büyüklerine saygılı olmalısın!" Jin küçüğünün arkasından bağırmış ama Hoseok oralı olmadan çoktan gözden kaybolmuştu.
"Uykusuz olduğunda fazla agresif oluyor. Sen onu takma." Namjoon sevgilisinin sarkan dudağını parmakları arasına alıp sıktıktan sonra konuşmuştu. Belki Jin olmasaydı o da aynı ruh halinde olurdu ama sevgilisini görür görmez uykusuzluk dahil tüm tasası toz bulutu olup dağılmıştı.
Sessizce toplantı salonuna ilerlediler.
"Merhaba arkadaşlar. Öncelikle bu kadar erken bir saatte toplantı yaptığım için beni affedin. Fakat son zamanlarda gelişen olaylara bizçoğunuz hakimsiniz. Ne var ki aslı olmayan olaylar da konuşulmaya başladı." Bay Kim yine görkemli kürsüsüne çıkmış konuşuyordu.
"Yine ne saçmalayacak merak ediyorum." diye söylendi Hoseok. Hala gergin olduğu yüz hatlarından okunabiliyordu. Aslında gerginliği uykusuzluğundan ya da bu lanet toplantıdan değildi.
Taehyung gitmişti.
Ve Jimin'le Yoongi de hemen peşinden postalanmıştı. Evet, Hoseok böyle diyordu. Postalanmışlardı. Ve bu durumu hazmedemiyordu. Adam hastaneyi at çiftliği gibi kullanmaktan vazgeçmiyordu. Kendi öz oğlunu bile bu uğurda gözünü kırpmadan harcamıştı. Hoseok bu olanlara katlanamıyordu. Çoktan birkaç hastaneye CV'sini yollamış, cevap bekliyordu. Bunu henüz diğerleriyle paylaşmamıştı çünkü kesinleşmeden duyulsun istemiyordu.
"İtiraf edeyim bu sefer ben de merak ediyorum." diye onayladı onu Namjoon. "Bu iş artık kabak tadı vermeye başladı çünkü."
"Şş sessiz olun." dedi Jin onları uyarıp sustururken. "Duyamıyorum."
Bunun karşısında ikisi de susup arkalarına yaslanmış ve gelecek zırvalıkları dinlemeye koyulmuştu.
"Hastanemizin Kalp Cerrahisi olan Kim Taehyung, yani oğlum, kendi isteğiyle ayrılmıştır. Birkaç gün önce de Min Yoongi ile Park Jimin, yine aynı şekilde ayrılmak istediklerini belirten istifa dilekçelerini sunmuştur. Park Jimin ile Taehyung'un ne kadar yakın olduklarını bilirsiniz. Bunun birnevi protesto olduğunu düşünüyorum ama kimseye kızgın ya da kırgın değilim. Min Yoongi ve Park Jimin'in istifa dilekçeleri hala odamdaki çekmecemde duruyor. Umuyorum ki, geç olmadan verdikleri kararın yanlışlığını fark edip döneceklerdir. O zamana kadar bekletiyor olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doctor of killer's | taekook
FanfictionHayatta herkes bir şeylere tutunmakla yükümlüydü; kimi sevgiye, kimi nefrete, kimi paraya, kimi güce... Tüm seçenekler uzayıp giderdi. Taehyung ise daha ilk seçenekten elenmişti. yoonmin namjin