Keyifli okumalar... Bayram şekeri niyetine. 🍬
TAEHYUNG, JİMİN VE YOONGİ'NİN EVİ
Jimin elini yatağın sağ tarafına uzatırken, hissettiği boşukla açtı gözlerini güne. Bakışları ilk önce duvardaki saate kaydı. Uyanmak için erkendi. Özellikle de sabahın ilk ışıklarına kadar Yoongi'yi izlemekten uyuyamadığını düşünürsek. Yoongi'yi...
Yoongi?
Uyku sersemliği dün geceyi anımsamasıyla bir anda yok olmuştu. Hızla doğrularak yatakta oturur pozisyona geldi. Dün gecenin her bir anı zihninde dolaşırken Jimin'e görsel bir şölen sunuyordu. Bunları düşünürken bulunduğu andan öylesine uzaklaşmıştı ki, içeriye giren Taehyung'u bile fark edememişti.
"Sabah sabah bu kadar mutlu olmana neden olan şey nedir merak ettim."
Taehyung'un yanına gelmesiyle bakıştığı duvardan ayrıldı Jimin. Sırıttığını bile yeni fark ediyordu. Eh, buna 'Yoongi Etkisi' deniyordu. Jimin'in dengesinin şaşması gayet normaldi.
Taehyung karşısına oturunca gülümsemesini genişletti Jimin. "Sen de iyi görünüyorsun." diye geçiştirdi lafı. Ama gerçeklik payı da vardı elbette. Taehyung'un dün geceki halini gördükten sonra bir hafta yataktan çıkmayacağını düşünmüştü Jimin. Peki bu hazırlığın sebebi neydi? Parfüm kokusu resmen burnunun direğini sızlatmıştı.
"İyi olmamam için bir sebep yok Jiminie." Taehyung neşeyle konuştuğunda kaşlarını çatmıştı Jimin.
"Nereye gidiyorsun sen?" diye sordu aniden gelen farkındalıkla.
"Randevuya." diyerek şirin şirin konuştu Taehyung. O aptal gülümsemesi yine dudaklarındaydı. "Nöroloji dalından Suzy'yi hatırlıyorsun değil mi?"
"Namjoon'un bir numaralı rakibi olan mı?"
Hızla başını salladı Taehyung.
"Elbette hatırlıyorum ama konumuzla ilgisi nedir anlayamadım." Ciddi bir suratla sormuştu Jimin.
"Randevu diyorum." diye söze başladı Taehyung. "Suzy diyorum?"
Boş gözlerle arkadaşına bakmaya devam ediyordu Jimin.
"Bu sabah mesaj atmış. Benimle görüşmek istediği yazıyordu. Ben de kahvaltı yapmayı teklif ettim." Taehyung açıklamasını bitirdiğinde kendisine hala anlamazca bakan arkadaşına baktı.
"Bunun için fazla gururlu bir kızdı." dedi sonra düşünür gibi konuşurken. "Mesajı onun attığına emin misin?"
"Ne demek istiyorsun sen?" Sahte sinir sırası Taehyung'daydı. Jimin'in koluna sertçe geçirip oturduğu yataktan ayaklandı. "Ben çıkıyorum."
"Heyy, bekle bir dakika." Jimin de hemen onun peşinden kalkarak koluna yapışmıştı. "Dün geceyi konuşmadık." dedi ürkekçe. "İyi olduğuna emin misin?"
"Konuşulacak bir şey yok." Taehyung kolunu nazikçe kurtarırken konuştu. "Yoongi hyung haklıydı. Hepsi bu kadar."
Yoongi'nin haklı olduğunu Jimin de biliyordu. Ama Taehyung için zor olduğunu da biliyordu. Kısa süreli tanışıyor da olsalar Jungkook'a karşı farklı hissettiğini anlıyordu Jimin. Kızdığı nokta da tam olarak buydu. İkisinin karakterleri tamamen farklıydı ve arkadaşının üzülmesini istemiyordu.
Başıyla onayladı onu. "Konuşmak istersen-"
"Biliyorum Jiminie. Her zaman burdasın." Taehyung güzel gülümsemesiyle Jimin'in sözünü bölerken güven vermek istercesine sıktı omzunu. "Şimdi gerçekten gitmem gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doctor of killer's | taekook
FanfictionHayatta herkes bir şeylere tutunmakla yükümlüydü; kimi sevgiye, kimi nefrete, kimi paraya, kimi güce... Tüm seçenekler uzayıp giderdi. Taehyung ise daha ilk seçenekten elenmişti. yoonmin namjin