Karşısındaki aynayı kıralı ne kadar olmuştu bilmiyordu.
Sevdiği kişinin ölümünü görmek istemediği için yapmıştı bunu.
Şimdi ise sadece karanlık bir boşlukta yalnızlıkla yüzleşiyordu.
Yalnızlık onun için sorun değildi ama sevdiği kıza ne olduğunu merak ediyordu.
Ne zamandır oturduğunu bilmediği yerden kalktı ve aynanın karşısında kırılan yerlerden kendine baktı.
Aynı Jungkook'tu kendisi ama gerçek Jungkook olarak burada tıkılı kalmıştı.
Gözleri kızarmış ve saçları dağılmıştı.
Şu an da görünüşüne önem vermiyordu ama sonsuza kadar da burada kalmaktan korkuyordu.
Elini aynaya uzattı.
"Seni görmek istiyorum Tzuyu.."
Kırıkların oluşturduğu pürüze bir süre dokunduktan sonra arkasını döndü ve çaresizce siyah boşluğa baktı.
Birden arkasından ağlama sesleri gelmişti.
Korkuyla aynaya baktı.
Kırıklar gitmiş yerine ateşlerin oluşturduğu ve ağlama seslerinin geldiği bir görüntü gelmişti.
Yoksa Tzuyu ölmüş müydü?
Daha net baktı görüntüye ve ateşlerin arkasında yüzleri belli olan Jimin ve Mina'yı gördü.
"Hayır! Ölmüş olamazsın!"
Aynaya bir yumruk attı ama sert değildi.
Tekrardan kırılıp burada yalnız başına kalmak istemiyordu.
Görüntü ateşten başka tarafa çevrildiğinde Jungkook gözlerine inanamadı.
Yoongi Tzuyu ile sarılmış ağlıyordu.
"Ne oluyor orada ya?!"
Onları kıskanmanın verdiği etkiyle bağırdı.
"Çıkar beni buradan pis varlık!"
Yer aniden sallanmaya başlarken aynayı sıkıca tuttu ve yere koyup sarıldı.
"Ya beni buradan çıkar ya da Tzuyu bana dönsün!"
Dedi bağırarak.
O başkasının yanında olamazdı..
Yerin sallanması bitince aynayı kendine çevirip baktı.
Yürüyor gibi bir görüntü vardı.
Tzuyu'nun yanına gitmişti.
Onu kendine çekmişti.
Jungkook derin bir 'oh' çekti.
Dediğini yapmıştı.
Görüntü aniden Yoongi'ye yumruk atıp yere serdiğinde şaşkınca gözlerini açtı.
Bu varlık kesinlikle olay çıkarmaya çalışıyordu.
"Seni pislik! Kuzenimin ölümünde de mi bana kızıyorsun! Senin yüzünden öldü zaten o! Defol buradan!"
Daha çok şaşırırken Jungkook, görüntü Tzuyu'nun elinden çekip yürümeye başlamıştı.
Sadece yolun göründüğü görüntü Tzuyu'nun elini çekmeye çalıştığı yere geldiğinde daha dikkatli baktım.
Bu görüntü değildi.
Kendi vücudunun gözleriyle baktığı yerlerdi.
"Bırak beni!"
Daldığımı fark edip tekrar aynaya baktım.
Tzuyu sinirle elini çekmiş arkasını dönüp gitmişti.
"Arkasından hiç de koşamam, ben sen değilim."
Duyduğu sesle korkuya kapılan Jungkook aynaya baktı.
Yavaş yavaş yolda yürüyordu.
Kendisi yürüyordu aslında.
"Sen bensin!"
Yer tekrar sallanmaya başladığında sinirle bağırdı.
"Onca zaman Tzuyu'nun içinde ne yaptın pislik?! Onu da mı hapsettin? Benimle sen mi konuştun her seferinde?!"
Sallanması biten yer eski hâline dönünce aynaya baktı ama kendisiyle göz göze gelmesini tabii ki de beklemiyordu.
"Çok konuşma Jungkook. Seni ben yönetiyorum ve istediğimi yaparım. "
Gülerek bana baktı.
"Aslında onun içinde ben hiç bir şey yapmadım. İlk başlarda onu ben yönetiyordum yani bir kısmını. Sadece dediklerini yapıyor, dediklerini söylüyordum. Ona alışmıştım ya."
Gülümsemesinin yerini kızgınlık aldı.
"Seninle karşılaştıktan sonra senden hoşlandığını söyledi. Ben de.."
Sustu.
"Bunları söylememe gerek yok ama şimdi onun peşinden koşmasam da öbür zamanlardan senin koştuğundan daha çok koşacağımı bil."
Görüntü telefon olduğunda,
"Neden?"
Dedim merakla.
Telefonda kişilere gidilip de yeni bir numara kaydedildiğinde kaydettiği isme baktım.
Her Şeyim..
"Her şeyim? O kim?"
Gülme sesi geldiğinde kaşlarımı çattım.
"Kim olduğu açık değil mi?"
Sinirle soludum.
"Benim bedenimde olabilirsin ama bu Tzuyu'yu sahipleneceğin anlamına gelmez."
Tekrardan güldü.
"Zaten senin bedeninde olduğum için sahiplenmiyorum onu."
Şaşkınlık ve kıskançlık hissi tüm bedenini esir alırken konuştum.
"Neden benim bedenimde benim rolümü yapacaksın o zaman? Senin bedenin yok mu?"
"Yok."
Dedi hızla.
"Ayrıca senin bedenindeyim diye senin rolünü yapmama gerek yok. Ona kendimi tanıtacağım."
Güldüm.
"Hafızası iki kez silindi. Sence seni hatırlıyor mudur?"
Beni tanıdın mı sevgilim?
Yazıp gönderdiğinde,
"Hem de sonuna kadar.."
Dedi.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR✔
FanfictionHayat kısa kuşlar uçuyor. Ölüm dibimizde ama bizi es geçiyor.. . . . . . . . . (Devamı 2. Kitapta! Lütfen bunu okuduktan sonra 2'den devam edin..) .