VAMPİR✔

48. Bölüm

Yorucu bir günün sonunda akşam olduğunda yataktan kalkarak cama gittim.

Güneş daha yeni batıyor olmasına rağmen havanın çoğu simsiyah olmuş, güneşin o güzel turuncumsu rengini saklamaya çalışıyor gibiydi.

Bir an da kendimi güneş gibi hissettim.

Etrafımdaki kişiler de benim hakkımda her şeyin üstünü örtmeye çalışmıyor muydu?

"Tzuyu.."

Odaya giren Mina'ya baktım.

Gözlerinin altı morarmış, bitkin ve soluk tenli biri olmuştu.

Zorlukla adım atıyor, tutunmak için duvarı kullanıyordu.

Koşarak yanına gittim ve  kolunu omzuma atarak yükünü bana vermesini sağladım.

Yavaşça yatağıma götürüp yatırdım.

"Ne oldu sana?"

Ağzını açarak bana baktı.

"Kan.."

Ne yapacağımı düşünmeye başladım.

Şu an karşımda durarak kan diyordu..

Yapabileceğim tek bir şey vardı.

Bileğimi ağzına götürdüm.

"İç."

İlk yüzüme yorgunca baksa da sonradan güçsüzce kolumu tutmuş dişlerini bileğime saplamıştı.

Birkaç dakika içtikten sonra gücü yerine gelmiş olmalı ki kolumu bırakarak yataktan kalktı.

Gecenin karanlığı her yeri sarmış olsa bile gözlerindeki yaşı görebiliyordum.

"İçtiğim en güzel kandı."

Birden ağlamaya başlayınca şaşkınca ona baktım.

Gülerek göz yaşlarını sildi.

"Tıpkı her zamanki gibi.."

Birden yere yığılınca daha ne dediğini anlayamadan yanına çöktüm.

"Mina, Mina.."

Yavaşça yanağına tokat atıyordum.

Nedense bugün herkesin benim yanımda bayılası geliyordu.

Ne oluyordu böyle?

"Tzuyu.. Mina'yı gö-"

Odaya giren Jimin yerdeki Mina'yı görünce hızla koşup yanıma gelmişti.

"Ne yaptın ona?!"

Onun yanından beni ittirip Mina'nın uyanması için bir şeyler yapmaya başladı.

Yerden kalkıp son kez onlara baktım ve sessizce odadan çıktım.

Kesinlikle biriyle konuşmam gerekiyordu.

Her Karanlığa seslendiğimde ismimi söyleyip bağırdığı için bir şey yapamıyordum.

O yüzden Jungkook'un odasına gittim.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde Jungkook yatağında uyuyordu.

Yanına gidip başında beklemeye başladım.

Neden melek gibiydi?

Dün aynada konuştuğum kişi her kimse söylediğine göre şeytan olarak adlandırdığım kişi de bir ruhtu.

Karanlık bir melekti..

Bedeni çalınan bir melek.

Şimdi çözmeye başlayacak olursam Karanlığın dediği üzere bedeni ortalıkta dolanan saçma sapan bir ruh tarafından çalınmıştı.

Ama içinde durmamıştı çünkü ruh onun direk bedenini almış, onu bir ruh olarak hayata yollamıştı.

Bir süre benim içimde yaşamıştı.

Sonra ben Jungkook ile karşılaşmıştım ve aşık olduğumu düşünmüştüm.

Gerçekten olmuş muydum bilmiyorum ama neyse.

Hafızam iki kez silinmeye çalışılmıştı ve Karanlığı gözlerime hapsetmişti.

Sonra hafızam geri gelince Karanlık aklıma gelmişti ve onu düşünmüştüm.

Karşıma Jungkook'un  bedeniyle çıkagelmişti ve ona Jungkook dememi istemişti.

Bir nevi Jungkook'un bedeninde olan kişiyi hapsetmişti.

Şimdiki zamanlarda garip davranıyordu ve Jimin ile fazlasıyla yakın görünüyordu.

Rüya olarak adlandırdığım ama pek de rüya olarak düşünmediğim şeyde Jungkook'u görmüştüm.

Benden yardım istemiş hapsolduğunu söylemişti.

Akşam olunca Karanlığı düşünmüştüm ve bana aynada olduğunu söylemişti.

Aklıma başka biri düşünce sokamazdı ve o gerçekten Karanlık olmalıydı..

Sonra onunla konuşmuştum ve tekrar yardım istemişti.

Jungkook ile karşılaşmıştım.

Bana kötü davranmış başımı aynada yarmıştı.

Hastanedeyken ise Karanlık olduğunu söylemişti.

Ama siyah bir şekilde kan kusmuştu ve sadece aşık olduğumu düşündüğüm Jungkook'un kan rengi siyahtı.

Ve eğer Karanlık olsaydı acı çekmezdi çünkü  gerçek Karanlık içinde olduğu için ben hem onun beynine hem de Karanlığın beynine girdiğim için en çok Jungkook olmak üzere ikisi de acı çekmişti.

Eğer tüm bu olanlar bu kadarsa benim düşüncem kesinlikle şu yöndeydi, Karanlığın asıl bedeni Jungkook 'tu...

Çünkü bana ona Jungkook diye seslenmemi söylediğinde nedeninin farklı olduğunu söylemişti.

Karanlık kendi bedeninden atılınca benim bedenime girmişti.

Sonra da asıl bedenine..

Şimdi ise kendi bedenini çalan kişi uzun süredir Karanlık'ın bedeninde olduğu için ve de kendi bedeni olmadığı için Karanlık'ı, kendini bedenden atmaması için hapsetmişti.

Bu sonuç için kesinlikle fazla düşünmüştüm ve yapacağım şey şuydu, gerçek Jungkook'u yani Meleği kendi bedenine kavuşturacak yalancı Jungkook'u yani Şeytanı yok edecektim..

.

.

.

.

.