34. Bölüm

998 101 0
                                    

"A-ama.. Nasıl olur? "

Ayağa kalkıp içeriye giren babama baktım.

"Ne yaptın?! Ya da ne yapacaksın?! Senin annemi öldürmene asla izin vermem! "

İlk güldü sonra da şaşkınca bana baktı.

"Ben anneni çok seviyorum Tzuyu. Ona ne yapmış olabilirim ya da yapabilirim ki? "

Hızla yanlarından geçip kapıya gittim ve valizimi alıp gezerken boş olarak gördüğüm odaya girdim.

Babam aniden gelip valizimi tutarken ona baktım.

"Ne var? "

Valizimi kendi tarafına çekerken güldü.

"Oraya giremezsin. "

Valizimi sertçe kendime çektim.

"Boş oda değil mi? Niye giremeyim? "

Kesinlikle bu odada bir şeyler var diye düşünürken kapıyı kapatıp kilitledim.

Sadece bu odada değil tüm evde bir şeyler olduğu belliydi.

Genel olarak geleceği gerçek hayattan sürekli karıştırırdım ama hiç bir zaman gelecek gittiğinde gördüğüm şeyler ortada kalmazdı.

Ama kalmıştı...

Annemin cesedi orada duruyordu ve annemde yanımdaydı.

"Bu imkansız. "

Diyerek boş odada etrafı gezdim.

Gerçekten duvarların beyaz renginden başka hiç bir şey yoktu.

Yürürken bir şeye takılıp yere düştüğümde şaşkınca takıldığım şeye baktım.

Bomboş yerden başka bir şey değildi.

Elimi yerde gezdirerek bulma umuduyla bakmaya devam ettim.

Elim en sonunda bir şeye dokunduğunda ilk önce korkuyla elimi çektim sonra da tekrar dokundum ve sefer elime aldım.

"Bu görünmez mi?!"

Boru gibi bir şeydi ve aşağılara doğru yuvarlak oluyordu.

Sanırım deney tüpüydü..

Ayağa kalkarak etrata dokunmaya başladım.

Kendimi görmeyen biri gibi hissediyordum..

Uzun bir dokunuştan sonra burada uzun bir masa, masalarda çoğunu devirdiğim tüpler ve yakıcı bir ocak olduğunu anlamıştım.

Yani burası görünmez bir labaratuvardı..

"Neden görünmez ki? "

Elim aniden tozlu bir şeye değmiş gibi olduğunda hızla çektim.

"Ama tozlar.. "

Elime bulaşan tozlar görünüyordu.

"Hayret. "

Diyerek tozun kaynağı olan kitap olarak tahmin ettiğim şeyi elime aldım.

Kesinlikle bir kitaptı.

"Tzuyu? "

Kapı tıklatıldığında kitabı alarak valizime koydum.

"Efendim? "

"Açmayacak mısın? "

Derin bir nefes alıp kapının kilidini açtım.

"Ne oldu. Baba? "

Gülümseyerek odaya girdiğinde ona baktım.

"AA şeyy.. Sence bu oda çok boş değil mi? Yatak falan gerekmez mi? "

Kitabı bulduğum yere gidip de etrafı yokladığında şaşkınca ona baktım.

Yüzü değişik bir hâl almıştı.

"Neyse. Boş ver yatağı. "

Omzuma çarparak geçtiğinde kapıyı çarparak çıktı.

"Hah? Ne oluyor bu adama? "

Kapıyı tekrar kilitleyip yere oturdum.

Şu an da telefonumun yanımda olmasını ve benim de onunla Jungkook 'a mesaj yazmamı çok istiyordum.

Hüzünle ışınlanıp evden dışarıya çıktım ve Jungkook 'un evine gittim.

Dışarıdan bile güzel görünüyordu ki kesinlikle bu evde değişik şeyler ve sırlar yoktu.

"Buraya girmeyi çok istiyorum. "

Gizlice içeriye ışınlanıp şimdi Jungkook 'un olan odasının içine girdim.

Ne yani?

Ailesi hemen onu kabullenmiş miydi?

Hem de başka birinin içinde olduğu hâlde...

Peki onu nasıl tanımışlardı?

"Jungkook. İyi ki yanımızdasın tatlım. O çocuk sonunda Tzuyu 'nin karnına sapladı kazığı da kurtuldun ondan. "

Odanın kapısı konuşmayla açılırken zorluk olmasın diye dolabın içine ışınlandım.

Yıllarca anne dediğim kişi şimdi oğluna 'sonunda kurtuldun ondan' mı diyordu?

Söyle bakalım Jungkook.

Karnıma kazık yiyip ölüm riskim olmasına rağmen yaşamam mı yoksa kendisinin benim içimden çıkması mı daha güzel ve önemli?

"Öyle söyleme anne. Tzuyu çok güzel ve zeki biri. Onu seviyorum."

Yüzüme kocaman bir gülümseme yayılırken tekrar konuştular.

"Yıllarca sırf onun annesi istedi diye içinde yaşadın zaten. Bir sürü zorluk Çektin. O kadın da çekti zaten ona bir şey demiyorum ama senin çektiğinde yani. Resmen ölüyordun. "

Ölüyor muymuş?

Peki neden?

Ben zaten insanım ve zorluk çekmesi imkânsız.

Ayrıca benim içime girmesini babam istememiş miydi?

Ve annem ne zorluğu çekti?

Burada ne oluyor böyle?!

.

.

.

.

.

VAMPİR✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin