"Bunlar gerçekler Tzuyu. Gerçeklerden kaçamazsın."
Jungkook'a baktım.
"Kaçabilirim."
"Nasıl?"
Hızla ayağa kalktım ve odadan çıktım.
Son hızımla koşuyor hem de ağlıyordum.
Uzun zaman sonra gerçek babamı görmek, benim için çok zordu.
"Ah!"
Aniden birine çarptığımda durdum.
Bir kadındı ve yere düşmüştü.
"Özür dilerim.."
Elimi uzatıp kadını kaldırdım ve yüzüne baktım.
"Genç Bayan. Neden öyle kaçıyordun?"
"Ben.."
Ne diyeceğimi bilemediğim için gerçeği söylemeye karar verdim.
"Az önce gerçek babamla tanıştım."
Gülümsedi ve elini yanaklarıma koyup göz yaşlarımı sildi.
"Bu kadar üzülme tatlım. Sonuçta o gerçek baban ve seni istiyor. Ne kadar bunu kabul etmesen de yine de o senin babandır ve baban olarak olarak kalacaktır."
Dedikleri ne kadar mantıklı olsa da gözlerimi devirdim.
"Gerçekleri sevmiyorum."
Güldü.
"O zaman en başından hayal dünyasında yaşamamalıydın."
Gözlerine baktım.
Neden bu kadar etkileyici konuşuyordu?
"Ben her zaman gerçek dünyadaydım. Hiç bir zaman bir hayalim ve ya içinde yaşadığım hayal dünyam olmadı. Ama her şey benim dışımda ve gerçeklerin ötesinde yaşandığı için gerçekler bana çok zor geliyor."
Ellerini çekti ve etrafına baktı.
Sanırım diyecek bir şeyler düşünüyordu.
"Gerçekleri görmemek için gözlerini kapatmışsındır belki de?"
"Benim gözlerim hep açıktı."
Bana baktı.
"Peki o zaman gözlerinin önündeki gerçek anneni görebiliyor musun?"
"Ne?"
Gülümsedi.
"Baksana. Gerçekler tam da karşında. Eğer gözlerini kapatmış olmasaydın en başından ikimizin çok benzediğini görebilirdin."
Hayretle karşımdaki kadına bakarken,
"Gerçeklerden nefret ediyorum!"
Dedim ve kadını yana ittirip koşmaya devam ettim.
Belki de gerçekten gözlerimi kapatmışımdır hayata?
Belki de gerçeklerin kötü yüzündendir.
'Ön yargılı olma.'
Yine aklıma giren Jungkook ile güldüm.
'Ön yargı dediğin nedir ki?'
'Gerçeklerin güzel yüzünü bile görmeye çalışmadan kötü tarafını kendi aklından uydurup sürdürmektir.'
Ayaklarım aniden karşısında Jungkook'u bulduğunda dururken Jungkook hızla bana sarıldı.
"En başında bende de sadece kötü taraflarımı düşünmüştün. Hatırlıyor musun? Beni öldürebiliyorsan öldür dediğimi, sana ceza verdiğimi..."
Kollarımı karşılık olarak ona sardığımda devam etti.
"Ama sana onu beni öldürmeye çalışırsan kendini öldüreceğini, bana bir şey olmayacağını söylemek için demiştim. Sana ceza vermenin nedeni de kötü bir şey yaptığın için değil, benim çiğ et yememden hoşlanmadığın içindi. Bana da bu saçma şeylerle gerçeği bilmeden ön yargılı oldun."
Şaşkınca ona daha çok sarıldım.
"Özür dilerim."
Beni kendinden ayırıp yüzüme baktı.
"Bunları sen özür dile diye söylemedim."
Gülümsedim.
"Niye söyledin o zaman?"
Gülümsememe karşılık gülümsedi.
"Daha çok özür dile diye söyledim."
Kahkaha atıp ona sarıldım.
"Özür, özür, özür, özür, özür, özür..."
"Ha ha. Komiksin Tzuyu!"
Ondan ayrılıp yüzüne baktım.
"Sen daha komiksin!"
Yanaklarımı tutup sıkıca sıktı.
"Tabii ki de! Başka ne olacak? Sen benden daha mı komik olacaksın?!"
"Yaa.. Bırak yanaklarımı!!"
Yanaklarımı öldürmeden kurtarmaya çalıştım.
Çok sıkı tutuyordu ama nedense acıtmıyordu.
"Jungkook.."
Jungkook hızla yanağımı bırakırken arkama döndüm.
Annem ve babam bana bakıyordu.
Jungkook arkadan kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
"Unutma. Ön yargı yok."
Başımı salladım.
Babam konuşmaya başladı.
"Kızım.. Seni başka birinin ailesine bırakıp gittik ama unutma ki biz senin gerçek aileniz. Lütfen bizi affet ve-"
Cümlesini yarıda kesip ikisine aynı anda sarıldım.
"Sizi affetmeme bile gerek yok çünkü bir suçunuz yok. Sadece beni düşündüğünüz için yaptınız sonuçta bunları.."
Uzun bir sarılmadan sonra kendimi çekip Jungkook'un yanındaki yerime geçtim.
Babam gülerek konuştu.
"Aslında kendimizi de düşündük diyelim.."
"Yaa babaa!"
Birlikte şakalaşırken o kadar mutluyduk ki bizi dinleyen ölümü fark etmemiştik bile...
.
. 1. SEZON SONU.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR✔
FanfictionHayat kısa kuşlar uçuyor. Ölüm dibimizde ama bizi es geçiyor.. . . . . . . . . (Devamı 2. Kitapta! Lütfen bunu okuduktan sonra 2'den devam edin..) .