~28. Bölüm ~

16 5 4
                                    

Bu da kim demeye kalmadan koşarak gelip Suun Hi'nin koluna yapıştı. Bbbuu Suun Hi'nin yurt dışına gitmesine sebeb olan çocuktu. Peki ama bizi nasıl buldu. Suun Hi'nin, bırak beni diye bağırmasıyla kendime geldim. Ben olan bitene adapte olmaya çalışırken çoktan Kim Shin ve Soon Ki gelmişlerdi bile. Kim Shin direk çocuğun yakasına yapışıp Suun Hi'den uzaklaştırdı onu. Suun Hi de bende o an sadece oradan uzaklaşmak istiyorduk.

Soon Ki yanımıza gelip,

-Benimle gelin sizi eve bırakmalıyım dedi. Apar topar parktan uzaklaştık.

Soon Ki'ye

-Siz gidin, ben burda kalmalıyım. Kim Shin'i yalnız bırakmak istemiyorum dedim. Dediklerime itiraz etmeden Suun Hi'yle birliktelikte gittiler.

Koşarak Kim Shin'nin yanına gittim. Benim gittiğimde çoktan polisler gelip o ruh hastasını götürmüşlerdi bile. Kim Shin'e soran gözlerle baktım.

-Bundan sonrası poliste dedi göz kırparak.

Lüneparktan çıkıp eve doğru yürümeye başladık. Yolda Suun Hi'ye saldıranın kim olduğunu sordu. Bende, Suun Hi'nin, hasta aynı zamanda saplantılı olan eski sevgilisi olduğunu söyledim. Suun Hi ayrılmak istediğini söylediğinde onu kaçırıp,  terk ettiğini söylediği an  gözleri önünde kendisini öldüreceğini söyleyip Suun Hi'nin psikolojisini alt üst etmişti. Polisler o deliyi zar zor ikna edip arkadaşımı onun elinden kurtardılar. Yurt dışına çıkma nedeni de buydu. Tedavi olup düzeleceğini söylemişlerdi ama pek işe yaramamış.

***

Konuşurken evin önüne nasıl geldiğimizi anlamadık. Kim Shin yarın şirket başkanının bizimle konuşmak istediğini ve sabah gelip beni alacağını söyledi. Sonrasında vedalaşıp ayrıldık. İçeri girdiğim de ise annem evde yoktu. Telefonumu elime alıp ilk önce Suun Hi'yi arayacaktım ki annemin attığı mesajı gördüm. Mesajda bugünde eve gelemeyeceğini yazmıştı. Niyesini düşünmeden Suun Ki'yi aradım. Soon Hi'nin yanında olduğunu annesine olup biteni beraber anlattıklarından bahsetti. Suun Hi'nin de benim gibi babası olmadığı için annesi Soon Ki'nin bu gece onlarla kalmasını istediğini söyledi.

Telefonu kapattıktan sonra annemin odasına gidip o saklamaya çalıştığı zarfı aramaya başladım. Yatağının altından başlayıp, çekmecelere, dolabın içine hatta dolabın arkasına dahi baktım ve hiç bir şey bulamadım. Ümidimi kesip annemin yatağına uzandım. Sağ tarafıma dönüp yastığa sarılıp, işittiğim ufak hışırtı ile irkildim. Hemen yastığın içine baktım ve karşılaştığım manzara beni şok etti.

Yastık yüzünün içinde birden fazla mektup zarfları vardı. Elime aldığım ilk mektup zarfını açıp okumaya başladım.

'..........

Adını telaffuz etmeye hakkımın dahi olmadığını düşünüyorum. Bana, bize çok kırgınsın biliyorum. Benim yokluğumda sen kızımıza tutundun. Sizin yokluğunuzda ise ben, sizi görebilmenin hayaline tutundum yıllarca.'

Okuduklarım anlam veremediğim bir biçimde gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Hemen başka bir zarf daha aldım ve okumaya başladım. Daha sonra bir başka zarf, bir başka zarf derken sabah olmuştu neredeyse. Acıyla batan gözlerime daha fazla işkence çektirmeden uyumaya karar verdim.

***

Telefonun çalmasıyla yataktan sıçrayıp çalan telefonu bulmaya çalıştım. Arayan Kim Shin'di ve yolda olduğunu söyledi. Hemen yataktan kalkıp, kendime geldikten sonra, bulduğum zarfları aynı muntazamlıkla kılıfın içine koydum.

Başkan, hafta sonu çalışmadığımız için büyük bir ihtimalle bizi azarlayacaktı. Çalan korna sesiyle dışarı çıktım arabaya binip,

-Bugün bizi zor bir gün bekliyor gibi diyip kemerimi bağladım. Kim Shin söylediklerime cevaben sadece tebessüm etti.

En nihayetinde şirkete geldik. İşiteceğimiz azarı düşünerek Kim Shin'nin koluna sıkıca yapışık başkanın odasına doğru yürümeye başladık.

Başkanın odasına gidene kadar, Kim Shin sürekli nasıl olduğumu sorup durdu. İyi olduğumu söylememe rağmen endişeli gibiydi.

It Was My First Love ~Bu Benim İlk Aşkımdı(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin