~38. Bölüm ~

18 2 0
                                    

İkimiz de sınav sonrasında bahçede buluşacaktık. Bu sabah benim için çok heyecan verici geçmişti. Ben bahçeye indiğim de Kim Shin ve Suun Hi de oradaydı. Gelmelerini tabiki de bekliyordum. Koşar adım yanlarına gittim. Kim Shin'nin boynuna sarılıp,
-Kurtuldum! hatta kurtulduk sonunda dedim gözlümle Soon Ki'yi göstererek.
Kim Shin de bana gülümseyip,
-Üstesinden gelemeyeceğin hiç bir şey yok senin dedi.
-Ee şimdi ne yapıyoruz? Diye sordum.
-

Onları bilemem ama bizim ufak bir işimiz var

dedi çekimser bir ses tonuyla.
-Neymiş o? Diye sorduğum da,
-Gidince görürsün dedi.
Soon Ki ve Suun Hi ile vedalaşıp yanlarından ayrıldık. Arabayla gelmişti. Sanırım uzak bir mesafeye gidecektik. Aynı anda arabaya bindik. Emniyet kemerimi takarken,
-Nereye gidiyoruz acaba? diye muzip bir şekilde tekrardan sordum.
-Şirkete dedi.
-Kesin bizi azarlayacak dedim.
-Kim?
-Kim olacak başkan dedim. Yüzünde bir tebessüm hissettim.
-Korkmana gerek yok ben ikimiz için de izin almıştım zaten dediği an üzerimden kocaman bir yükün kalktığını hissettim. Peki ama biz ne için şirkete gidiyorduk. Hem de böyle bir günde..

Biraz içimden biraz dışımdan konuşurken yol çoktan bitmiş, şirketin önüne gelmiştik bile. Arabadan indik ve şirkete doğru yürümeye başladık. İçeri girdiğimizde
-Başkan odasında mı? Diye sormuştu kapıda ki güvenlik görevlisine.
-Evet efendim. Kendileri sizi bekliyor dedi.
Ne demek sizi bekliyor! Bizi bekleyip ne yapacak(!)? Kafamın içinde düşündüğüm sayısız soruyla başkanın odasına doğru yürümeye başladık. Sorularımı dile getirmiyordum. Çünkü birazdan cevaplarımı alacaktım.
Kim Shin başkanın kapısını tıklayıp içeri doğru girdi. Elimden tutup beni içiri doğru çekiştirneye başladı. En nihayetinde ikimiz de içerideydik. Başkan bizi görür görmez,
-Oo siz mi geldiniz. Diyip ayağa kalktı. Kahretsin bizi azarlayacaktı işte.
Eliyle oturmamız için sandalyeyi işaret etti. İkimizde başkanın tam karşısına oturduk.
-Ne ikram edeyim size? diye bir soru yöneltti bize. Heyecandan dilim damağım kurumuştu resmen.
-Ben bir su alabilirim dedim. Su isterken sesi çatallaşan ilk insan ben olabilirim. Kim Shin bir şey istemediğini ve artık konuya girmesini istedi.
Başkan ilk önce boğazını temizleyip,
-Peki evlat dedi ve yönünü bana döndü.
Biraz sonra ne duyacaktım. Ellerim buz kesmişti. Kalbim ağzımda atıyordu sanki.
-Nereden başlasam nasıl başlasam bilemiyorum. Öncelikle geçmiş olsun demeliyim sanırım. Babanın ameliyatı başarılı geçmiş dedi.
Bir saniye konunun babamla ne alakası var ve babamı nerden tanıyor olabilir? Şaşkın bir ifadeyle sağolun der gibi kafamı sallaya bildim sadece.
-Şimdi sen bu adam babamı nerden tanıyor diye düşünüyorsun değil mi? diye sordu. Haklıydı da. Tekrardan onaylarcasına kafamı salladım.
-Ben senin sadece babanı değil dedenide çok iyi tanırım dedi.
-Dedemi mi!
-Evet dedeni. Onunla uzun yıllar beraber çalıştık. Nasıl hırslı bir insan olduğunu ve hırsları için nelerinden vaz geçeceğini benden iyi kimse bilemez. Senin ile tam da bu konu hakkında konuşmak istiyorum ben de dedi.
Başkana şaşkın ve soran gözlerle bakıp,
-Sizi dinliyorum diye bildim.
-Bundan yıllar önce deden bu bulunduğumuz şirketi büyütmek için babanı büyük bir iş adamının kızıyla evlendirmek istiyordu. Bir sürü planlar yapmıştı. Ama baban ben zaten evliyim dediği zaman deden sinirden deliye dönmüştü. O kadar öfkeliydi ki babana boşanması için sürekli psikolojik baskılar yapıyordu. Annenin hamile olduğunu öğrenmiş kimden duyduğunu bilmiyoruz. Babanı daha doğmamış olan seninle tehdit etmeye başlamıştı. Tabi bu süreçte rahatsızlandı. Hep o hırsı ve öfkesi yüzünden.
Dedenin baskısı ve tehditleri babanı hayli yıpratmış olacakki sonunda annenle boşanmışlar. Ama baban sizinle olan bağını asla koparmadı. Bunu sen hissetmiş olmaya bilirsin ama koparmadı. Halan vasıtasıyla hep eli sizin üzerinizde oldu. Ha bu arada baban o kızla evlenmedi bunun için çok direndi ve başardı.
Senin karşına çıkmaya cesareti yoktu çünkü senin gözünde baban suçluydu. Sizi bırakıp gittiği için.
Yani toparlayacak olursam. Deden hırsına yenik düşüp bu dünyadan göçüp gitti. Babanın kalbi kendisinin yaşadıkları, sizin hasretiniz ve üzüntüden iflas etmenin eşiğine gelmişti ama korkulan olmadı.
Babanı tanımaya çalış kızım. Ona bir şans ver emin ol bu ikinize de iyi gelecek dedi.
Gözlerim dolmaya başlamıştı. Göz pınarlarıma biriken göz yaşlarım akmasınlar diye çabalıyordum. Biliyordum benden bir cevap bekliyorlardı. Ama ne diye bilirdim ki. Ne söylesem yanlış olabilirmiş gibi gelmeye başlamıştı o an. Daha fazla onları bekletmeden,
-Siz benim bir büyüğümsünüz. Beni karşınıza alıp bildiklerinizi anlatmanız, daha doğrusu tüm bu hikayeye hakim olmanız beni çok şaşırttı. Söylediklerinizi kulakardı edecek değilim. Tavsiyelerinize elbette uyacağım dedim.
Benden bu sözleri beklemiyormuş gibi hayretle bana bakıyorlardı. Kim Shin bana dönüp,
-Bilmediğin bir husus daha var. Ben burda stajyer değilim hat... cümlesini tamamlayamadan başkan sözünü kesti.
-Hatta o benim torunum dedi.
O an gözlerim kocaman açıldı ve bende ki bütün parçalar bir bir yerine oturmaya başlamıştı. Şirkette demekki bu yüzden çok rahattı, hatta o kadın yani dediklerine göre halam o da burada çalışıyor olmalıydı. Hatta şirkettekilerin Kim Shin'e neden bu kadar ilgi gösterdiği de belli olmuştu.

Başkanın odasından çıktığımız da annem ve babam karşımda duruyordu. Suun Hi ve Soon Ki de koridorun sonunda bize bakıyorlardı. Hepsi benim ne yapacağımı kestirmeye çalışıyor gibiydiler.
-Benden baba diye boynuna atlamamı bekleme. EN AZINDAN ŞİMDİLİK. İlk önce bu öğrendiklerimi hazmetmem lazım dedim. Babam bana bir adım yaklaşıp elleriyle yüzümü avcuna aldı ve,
-Senden beni affetmeni isteyemem kızım. Bu yaşına kadar hiç bir süreçte yanında olamadım. Yürüdün, koştun, hatta düştün ve ben koşup yaralarını saramadım. Kızım diye bağrıma basamadım. Ama eğer izin verirsen bundan sonraki her anında yanında olmak istiyorum. Kaybettiğimiz o yılları birlikte telafi edelim istiyorum dedi ve benim gözümden istemsizce bir iki damla yaş aktı.
O an içimden ona yani babama sımsıkı sarılmak geldi ve öyle de yaptım. Ben babama sarılır sarılmaz annem de bizimle beraber ağlamaya başladı.
İçeriden başkanda çıkıp bizim yanımıza geldi ve bana,
-Aferin evlat! dedi.. Başkana kızarmış gözlerimle bakıp tebessüm ettim. Sonrasında annemle babamın elini tutup,

-HADİ EVİMİZE GİDELİM dedim.

(Bir kaç yıl sonra)

Babam ile aram çoktan düzeldi bile bildiğiniz gibi. Annemle babam tekrardan evlendiler. Yeniden bir aile olmayı başara bildik. Bana yani bizlere gelicek olursak.
Hayatımı neredeyse düzene koydum sayılır. Şu an 24 yaşındayım ve hatta sevdiğim adamla evliyim. Tek biz değil Soon Ki ve Suun Hi de evlendiler.

HAYALİNİ KURDUĞUM HER ŞEYİ BİR BİR GERÇEKLEŞTİRDİM.

KİM SHIN BENİM ILK VE SON AŞKIM OLARAK KALDI..


_________________

Eveeeeet. İlk göz ağrım olan hikayemin sonuna geldik. Başlarken çok tereddüt yaşadığım ama yazarken çok keyif aldığım bir hikaye oldu. Mutlaka hatam olmuştur, affola..
Yazımı, konuşmacılar gibi dallandırıp budaklandırmak istemiyorum ^^
BU SÜREÇTE YANIMDAN OLAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM 💜

*HER SON BİR BAŞLANGIÇTIR!*
__Akuamarin-KR__

It Was My First Love ~Bu Benim İlk Aşkımdı(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin