~27. Bölüm ~

15 5 0
                                    

Sokağa çıkar çıkmaz Suun Hi'nin koluna yapışıp,

-O içerideki hallerin neydi öyle!

-Ne varmış benim halimde! diye çıkıştı bana. Çantamdan peçete çıkartıp,

-Şu elinin yüzünün haline bi bakar mısın? diyip peçeteyi uzattım. Peçeteyi elimden alıp kaldırımın üzerine oturdu ve anlatmaya başladı.

-Seni bize davet ettiğim için ikimizinde çok sevdiği çikolatalı pastadan almak istedim. Zaten dışarıdaydım ve önüme ilk denk gelen pastaneye girdim. Çikolatalı pasta almak istediğimi söyledim ama ondan da bir tane kalmış ve bil bakalım o bir tane pastayı kim aldı!

-Soon Ki mi? dedim ve gözümün önüne Soon Ki'nin okulda ki garip halleri geldi. Demek ki bu yüzdenmiş o garip davranışları. Kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım mahallenin ortasında

-O pastayı bugün seninle yiyemedik ama Soon Ki'yle yedik. Yani daha doğrusu ben yedim o boğuştu. Demek bu olay yüzündenmiş. İçeride ki olup bitende bunun yüzündendi yani diyip cümlemi bitirdim ama kahkahalarıma engel olamadım.

-Hayır nesi bu kadar komik anlayamadım! Ben burda, böyle bir insanın senin arkadaşın olmasını kabullenemiyorken senin bu olayla dalga geçmen... neyse ya yürü eve gidelim çok fazla negatif enerji yüklendim bugün dedi ve eve doğru yürümeye başladık.
Yol boyu kahkahalarıma engel olamadım. Tanıştırmak istediğim iki insan, meğer benden önce tanışmışlar zaten. Bu olay nasıl bir sona bağlanır, şu an daha çok merak etmeye başladım. Dünya gerçekten çok küçükmüş.
Eve geldiğimde çoktan akşam olmuştu bile ama ışıklar yanmıyordu. Bir kaç kez anneme seslendim sonrasında telefonum çaldı ve arayan annemdi.
-Alo! kızım ben bugün evde olmayacağım. Bir tanıdık hastaneye yatırılmış onun yanındayım şimdi.
-Anne sen iyisin değil mi? Beni kandırmıyorsun?
-Ben gayet iyiyim sadece bu gece burda kalacağım.
-Tamam ama beni habersiz bırakma.
-Tamam annecim sen karnını doyur, kapıları iyice kilitle yat. Sabah görüşürüz.
-Görüşürüzzz dedim ve görüşmeyi sonlandırdım.

'Eun Tak'ın Annesinin Ağzından'

Eun Tak şu an babası için hastahaneye geldiğimi öğrense nasıl tepki verirdi? Yada ben bu durumu ona nasıl açıklayabilirdim. Yıllar önce bizi bırakıp gittiği için en az Eun Tak kadar bende kızgınım ona! Ama şu an hasta olduğunu ve onu tamamen kaybetme korkusunu bilmek, hissetmek beni ve duygularımı yumuşatmış olabilir. Olabilir olabilir ama, hala ona çok kızgın ve kırgınım. 

***

(Eun Tak'ın Ağzından)

Sonunda o beklediğim hafta sonu geldi. Bu hafta sonu için çok güzel planlarım var. Ben, Suun Hi, Kim Shin ve Soon Ki ile birlikte lünaparka gideceğiz. Umarım bizim için güzel bir hafta sonu olur.
Anlaştığımız gibi buluşma noktası olan lünaparkta buluştuk.
-Evet beyler, bayanlar ilk hangi oyuncağa binmemiz gerektiği konusunda bir fikri olan var mı? Diye bir soru yöneltti Kim Shin. Suun Hi
-Ben zor getirildim beni pas geçin.
-Mızıkçılık yapma Suun Hi, yoksa korktun mu? Diye bir soru yönelttim.
-Ay ne münasebet, ne korkması?
-Peki o halde korku tüneline biniyoruz. İtirazı olan..... Yok,bende öyle tahmin etmiştim dedim ve bilet almak için gişeye doğru yürümeye başladık.
Kim Shin bilet işlerini halletti ardından, Kim Shin ve ben, Suun Hi ve Soon Ki kabinlere oturduk. O ikisi bizim önümüze oturdular. Bindiğimiz tren sisteminde ki ejderha yavaşça hareket etmeye başladı. İlk başlar da herkes gayet sakindi. Taki yukarıları dolaşıp önümüzde ki kapı açılana kadar. İçerisi zifiri karanlık. Az ilerledikten sonra sağ tarafımda ki perdenin düşmesiyle çığlıklarımız birbirine karıştı. Kafamızı o yöne doğru çevirdiğimizde ise yanıp sönen sarı renkte bir ışık ve elinde baltayla bize doğru yürüyen bir şey gördüm. Suun Hi'nin çığlığı benimkini bastırır cinstendi. Gözlerimi kapatıp Kim Shin'e sarıldım. Kim Shin'nin tamam artık çıkıyoruz demesiyle kafamı kaldırdım ama gözlerimi açamadım. Bir dakika sonra gözlerimi açtığımda şok oldum. Suun Hi, Soon Ki'ye sarılıyordu.
Sonunda o sinir bozucu şeyden indik. Kim Shin hariç hepimizin suratı kireç gibiydi. Suun Hi
-Bir daha buna binmeye kalkarsam beni vurun dedi. Bizlerde onu onaylar gibi başımızı salladık.
Biraz kendimize geldikten sonra Kim Shin
-Dönme dolaba mı binsek? diye sordu. Suun Hi
-Korku tünelinden iyidir dedi ve dönme dolaba doğru ilerledik. Biletlerimizi alıp yine aynı sistem de oturduk.
Bindiğimiz kabinler havalanmaya başladı. Kabin yükseldikçe Soon Ki tuhaf hareketler yapmaya başladı. Dönme dolab yükselip en tepe çıktığında Kim Shin bana bir şey söyleyeceğinden bahsetti. Başladığı cümleyi uzaklardan gelen öğürme sesleri kesti. Sağımıza, solumuza baktığımızda ise Soon Ki'nin kafasının içinde olduğu poşet ilişti gözümüze. Soon Ki birinci turdan sonra fazla dayanamayıp indi, o inince haliyle bizlerde indik. İner inmez Kim Shin, Soon Ki'nin yanına koştu. Bende Suun Hi'ye olan biteni anlatmasını istedim. Suun Hi,
-Neden bu çocuğu benim burnumun dibine sokuyorsunuz. Kusmuğunun kokusu genzime yapıştı. Yükseklik tutuyo madem ne diye binersin ki. İlk başta bir sıkıntı yoktu. Kabin yükseldikçe başını tutmaya başladı. Derin derin nefes alıp verdi. İyi misin diyorum ses yok. En tepeye doğru yaklaştığımız da hafif rüzgar olduğu için yanımda getirdiğim şapka mı poşetten çıkarıp taktım. Ben takar takmaz poşeti elimden alıp, öğğğğh devamını anlatmaya midem elvermiyor.
-Tamam tamam sonrası bilindik manzara zaten dedim. O sırada koşarak bize doğru birinin geldiğini fark ettim.

It Was My First Love ~Bu Benim İlk Aşkımdı(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin