~23. Bölüm ~

36 7 0
                                    

*-Şimdi patron diye bilmiş bilmiş bir giriş yaptım*

-Gözlemlediğim kadarıyla gece gençler daha rahat oluyorlar. Bir nevi boşvermişlik gibi. Belkide havanın insanlara verdiği sıcaklık bir nevi uyuşturuyordur biz gençleri... Düşünmeden konuşuyorlar, hal ve hareketlerine dikkat etmiyorlar. Tüm bunları 'belki' gecenin karanlığına güvenerek yapıyorlar.

Ben tüm bunları söylerken kurduğum her cümlede gözlerini belertip bana baktığını fark ettim ve hiç bozmadan devam ettim.

Gündüz ise havanın aydınlık olması ve etrafda ki sakinliğin bozulması, duyguları biraz daha mesafeli yaşamaya itiyor. Gece karanlığının verdiği güven, güneşin doğmasıyla 'batıyor'. insanların sokağa dökülmesiyle de zaten bir nevi gündelik hayat başlamış oluyor...

Evet patron bunlar benim gözlemlerim.

-Beni gittikçe şaşırtıyorsun Eun Tak hanım! Dedi kafasını sağa sola şaşkın bir şekilde sallayarak.

-Evet patron şimdi de senin gözlemlerini duyalım dedim meraklı ve istekli bir şekilde.

-Unuttun mu küçük hanım ben patronum ayağa kalktı ve cümlesine devam etti.

-Artık ofise gidebiliriz burada bir işimiz kalmadı dedi ve yürümeye başladı.

Tamam patronsun ama bu durum iler ki zamanlar da umarım can sıkıcı bir hal almaz! Bende ayağa kalkıp içimden söylenerek yürümeye başladım. Yine o önde ben arkada arabaya kadar yürüdük. Arabaya bindik ve ben başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım.

Üzerimde bugüne kadar hiç tatmadığım tatlı bir yorgunluk vardı. Bu yorgunluk peşinden uykumuda getirmeye başladı. Tam iyice mayışıp uyumak üzereyken yağmurun başladığını fark ettim.

-Kim Shin arabayı durdurur musun? sağolsun sözümü ikiletmeden durdu.

Yağmur sesini dinlemeyi çok seviyorum. Bana terapi gibi geliyor. Bir kaç dakika böylece durup dinlesek olur mu? Diye sorup cümlemi tamamladım.

-Hımmm yağmur terapisi demek peki birde biz deneyelim bakalım nedenli işe yarıyormuş dedi ve kollarını bağlayıp arkasına yaslandı.

-Gözlerini de kapatmalısın öyle olmaz dedim ve elimle gözlerini kapattım. Tabiki bende gözlerimi kapatıp yağan yağmurun melodisine bıraktım kendimi. Sanki içime içime yağıyor gibi ama soğuk değil aksine sıcak ve bir o kadar da naif. Bunun sebebi onun yanında olmak mı yoksa kalbimizin bir atması mı bilmiyorum...

Gözlerimi açıp elini tuttum.

-Beni bir daha bırakıp gitmeyeceksin değil mi? dedim. Gözlerini açıp dediğimi anlamaya çalıştıktan sonra derin bir nefes alıp,

 Gözlerini açıp dediğimi anlamaya çalıştıktan sonra derin bir nefes alıp,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Bak küçük hanım, ben burda, yanı başındayım. Elin elimi tuttu nasıl bırakıp gidebilirim, gitmeyi artık nasıl düşüne bilirim. O hatayı yıllar öncesinde yaptım çocuktum, korkularım vardı kısacası ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Çareyi gitmekte buldum. Bunun pişmanlığını da bu yaşıma kadar yeterince çektim. Bizim için önemli olan bundan sonrası. Sen bana böyle bakmaya devam ettiğin sürece, elimi tutan elini bir ömür bırakmaya niyetim yok! dedi çok samimi ve içtendi söyledikleri. Bu konuşmanın üzerine nasıl bir cevap vermem gerektiğini düşünürken, beni kendine doğru çekip sımsıkı sarıldı.

-Umarım kafandaki bulutlar artık dağılmıştır diye sordu sarılmaya devam ederek. Ben ise sadece,

-Hı hıı diye bildim o an. Çünkü ondan böyle bir açıklama yapmasını beklemiyordum.

It Was My First Love ~Bu Benim İlk Aşkımdı(TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin