Beğenmeniz dileğiyle... :-)
Sabah gözlerimi açtığımda neşeyle gülümsedim. ''Sonunda cuma gününü getirdik yani sıkıcı bir okul haftasının daha sonuna geldik." dedim kendi kendime.
Islık çalarak banyoya gittim ve kendimi inceledim bir süre. Fazla çirkin olduğum söylenemez hatta güzelim bile diyebilirim. Açık tonda sarı saçlarım, mavi gözlerim ve güzel bir yüz yapım var. Fiziğim de fena sayılmaz.
Evet bugün Çağlar'la konuşmaya kararlıyım. Emre'nin bana söylemediği şeyleri, Çağlar'dan öğreneceğim bu yüzden hemen Çağlar'a yakınlaşma çalışmalarına başlayacağım.
Kafamda bu düşüncelerle banyodan çıktım ve odama gelip dolabımı açtım. Bugün okul forması giymeyi düşünmediğim için güzel bir kıyafet aramaya başladım. Kırmızı üstüne siyah benekli bir gömlek ve siyah bir dar pantolon da karar kıldım.
Üstümü giyindikten sonra kıyafetime uygun kolye ve küpe taktım. Ablamın maşasını alıp saçlarıma maşa yaptıktan sonra eyeliner ve parlatıcı sürüp aynadaki yansımama baktım. Gayet güzel görünüyordum.
Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle mutfağa indiğimde annem yoktu ama her zamanki gibi enfes bir kahvaltı bekliyordu beni. İştahla masaya oturdum ve hızlıca tabağımdakileri silip süpürdüm.
Kahvaltımı bitirip dışarı çıkacağım sırada annemle karşılaştık. Annem beni bir güzel süzdükten sonra : " Hayırdır Rana hanım?" dedi imalı bir sesle. Eh haklı tabi benim gibi saçını taramaya bile üşenen birisi için çok garip göründüğüme eminim. Ama yinede bir şey yokmuş gibi : "Bir şey yok anne. Neyse ben okula geç kalıyorum." deyip yanağına bir öpücük kondurduktan sonra hızla evden çıktım.
Arkamdan annenin hala şaşkın bir halde beni izlemesine aldırmadan "Eğer bu değişimim beni Çağlar'a yaklaştıracaksa bundan sonra hep böyleyim alışsanız iyi edersiniz." deyip okulun yolunu tuttum.
Okula vardığımda gözlerim direk Çağlar'ı aradı ama ortalarda görünmüyordu. Onu göremeyince bende sınıfa gittim. Emre ilk defa uyumuyordu. Sırama oturduğumda Emre de dahil herkes şaşakın bir şekilde bana bakıyordu. Emre'nin surat ifadesine gülmemek için dudağımı ısırırken Emre'nin : "Ra...Rana " deyip iyice komik bir surat ifadesine bürünmesiyle kendimi daha fazla tutamadım ve kahkahalarla gülmeye başladım. Bir yandan böyle gülerken bir yandanda : " Ne oldu Emre çok mu güzel olmuşum? Gözlerini benden alamadın." dedim. Sonrada kahkahamı durdurmayı başarıp ve yüzüme masum bir gülümseme yerleştirdim.
Emre'nin "Fazlasıyla." demesiyle Gülümsemem iyice yayıldı ve : "Eh o zaman Çağlar'ı da tavlayabilirim." deyince Emre'nin yüz ifadesi birden sertleşti ve : "Sana ondan uzak durmanı söylemiştim." dedi.
"Kime yakın kime uzak duracacağım seni ilgilendirmez Emre. Ayrıca benden sakladığın şeyleri ondan öğreneceğim."
"Ona yakın durmaya niyetlisin yani."
"Evet." derken ikimizinde sinirlerinin gerildiğini fark ettim.
"Bir an vazgeçeceğini sanmıştım ama yanılmışım Yiğit haklıymış. Canın yanacak Rana uyarmadı deme." dedi ve önüne döndü.
Al işte... Daha ben bir tanesinin bile cevabını bulamamışken Emre yine kafamı sorularla doldurdu ama bunların hepsinin cevabını Çağlar'dan öğreneceğim. Ben bunları düşünürken hocanın sesiyle kendime geldim.
"Stand up and look at me!" Of bu hoca da bir tuhaf. Hem dil anlatım hocası hem de derse her girdiğinde bu cümleyi kullanıyor. ve herkes hocanın gözünün içine bakıncaya kadar ayakta dikiyor insanı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretin Bedeli
RomanceBüyük bir nefret ve alınması gereken bir intikam... İntikam için oynanan iğrenç oyunlar... Oyunlardan habersiz masum bir kız... Oyunu kazanan kim olacak ?