22.Bölüm : "Soğuk, korkunç ve karanlık"

62 3 1
                                    

Selaaaam :-) :-) :-)  Biraz gecikme oldu biliyorum ama bu aralar hiç yazasım yoktu bu yüzden isteksiz yazıp kötü bir şey yapmaktansa beklemeyi tercih ettim umarım beğenirsiniz. Yazım hataları için özür diliyorum. Birde bu bölümde yeni bir karakter geliyor... Keyifli okumalar, kocamaaan öpüldünüz :-) :-) :-)  Ayrıca sevgili Hatce'ciğim senden özür diliyorum :-(  Neyse çenem düştü yine, artık susuyorum. :-) :-) :-)

Çağlar

Villaya geldiğimde amcamın arabası görünürde yoktu. Arabadan inip, milleti hayran bırakacak güzellikte olan ama benim zerre dikkatimi çekmeyen bahçeyi geçtim -inanın amcam bu bahçeye nasıl bu kadar güzel bakıyor bilmiyorum ve evde tek bir hizmetçi bile yok- ve kapının girişindeki köpek heykelini kaldırarak anahtarı aldım.

Anahtarı takarken bir yandanda 'ne olur amcam içerde olmasın' diye fısıldıyordum kendi kendime. İçeri girdiğimde her zamanki zevkle döşenmiş, düzenli ve güzel manzara karşıladı beni. Amcamda ortalarda görünmüyordu. Yinede emin olmam lazımdı. Bu yüzden merdivenlere yöneldim ve birkaç basamak çıktıktan sonra sesimin çıktığı kadar bağırdım : " Amcaaa!" Sesim evde yankılandı. "Amcaaa!" Sesimin yankılanmasından başka bir şey yoktu. Ve bu da -eğer bodrumda değilse- amcamın evde olmadığını, rahat bir şekilde yazabileceğimi gösteriyordu.

Vakit kaybetmeden bodrum katına yöneldim. Bir kez daha 'ne olur amcam olmasın' diye fısıldarken bodrumun ışığını yaktım ve yavaş adımlarla gıcırdayan merdivenlerden inmeye başladım. Etrefa şöyle bir bakındım. Amcam  görünmüyordu. "Amcaa!" diye seslendim tekrar. Aldığım cevap yine kendi sesimin yankısıydı. Bir 'oh' çekip merdivenleri hızla indim.

Koyu harflerle ve güzel bir yazıyla kağıda yazılıp bodrumdaki üç kapıdan ortadakine asılmış olan 'Girilmez' yazısına bir süre gözüm takılsada ' bu benim için geçerli değil nasılsa' deyip omuz silktim ve kapının önündeki köpek heykelini kaldırdım. Heykelin altındaki küçük anahtarı alıp anahtar deliğine yerleştirdim. Amca bence anahtar saklayacak daha iyi bir yer bulabilirsin...

Kapı her zamanki gıcırdamasıyla açılırken çıkan sinir bozucu sesle yüzümü buruşturup rutubet kokulu ve evin normal düzenine aykırı olarak hiç temizlenmeyen odaya girdim. Ah kara kaplı defterim, seni saklayacak daha iyi bir yer bulsam bu iğrenç ve tozlu yere hayatta girmem...

Ceketimi ve çantamı çıkarıp rastgele bir yere attıktan sonra defterimi sakladığım yerden çıkardım ve tozlanmış yüzeyini elimle temizlemeye çalıştım. Tabi başarılı olamadım ve ağzıma burnuma dolan tozlar yüzünden art arda birkaç kez hapşurpum. Villaya, bodruma ve tozlara söverken aklıma gelen şeyle sövmeyi bırakıp aptal aptal sırıtmaya başladım. Aklıma gelen şeyi tahmin etmişsinizdir belki; tam dudaklarımızın buluşacağı sırada kardelenimin suratıma hapşurup yüzümü bir güzel yıkaması... Of kardelen ne yaptın bana...

Hâlâ yüzümden silemediğim aptal sırıtmayla masanın başına oturup defteri açtım. İlk sayfadaki iğrenç şeyleri görmek istemediğim için hızla atlayıp Rana'nın resminin olduğu sayfayı açtım ve masadaki eski bir kalemlikten dolma kalem alıp içimden geçenleri hiç görmeyeceğini bilsem de sanki Rana'ya mektup yazar gibi yazmaya koyuldum.

Rana, biricik, masum kardelenim,

Bu satırları hiç okumayacaksın, biliyorum. Ama yine de yazıyorum. Ben hayattayken bunları okumanıda istemem açıkçası. Direk konuya girmek istiyorum. Kardelen, ben sana en başından beri yalan söyledim, seni kandırdım; fakat emin ol bu yazdıklarımın hepsi gerçek hislerim...

Haberin olmadan beş para etmez hayatımdaki iğrenç bir oyuna soktum seni. Bu oyunda aşkta, acımada, merhamette yok. Sadece bir duygu var, o da nefret. Bu oyun senin gibi masum bir melek için çok tehlikeli, bu bir ölüm oyunu kardelen... Mantık şu; içini kor gibi yakan nefreti ve intikam isteğini kullan; bu seni güçlendirecek, seni besleyecek. Çektiğin acılar seni acımasız yapacak, etrafına ördüğün duvarları sağlamlaştıracak. Kalbini sustur, buza dönüştür. Sevgi asla olmasın hayatında. Ne olursa olsun bu oyunu kazan. Gerekirse öldür, kimseye acıma. Engelleri yok et ve kazan. Bende bu oyunu oynuyorum kardelen, senin gibi masum değilim ve kazanmak zorundayım. Ben bunun için nefes alıyor, bunun için yaşıyorum.

Nefretin BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin