20.Bölüm : "Ama anne ben bir suçluya aşığım..."

74 3 0
                                    

Salaaaaam :-) :-) :-)  Yirminci bölümede ulaştık...  Arkadaşlar bu aralar bazı sorunlarım var bu yüzden bu bölüm biraz kötü olabilir. Şimdiden çok özür dilerim :-( Sizi çok bekletmek istemediğim için yazıyorum. Kocaman öpüldünüz  <3 <3 <3

Alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Canım hiç okula gitmek istemiyordu bu yüzden alarmı kapatıp duvara doğru döndükten sonra gözlerimi kapatıp uykuma devam ettim.

Tabi bu alarmdan kat kat daha güçlü olan bir elin afedersiniz sanki öküzü uyandırmaya çalışırmış gibi dürtmesiyle -benzetmeye bak adam ol- sadece beş dakika sürdü uykum. Annem hayatta böyle dürtmezdi, babamın uyandırmaya gelme ihtimali yoktu, yani geriye bir tek ablam kalıyordu.

Ben bunları düşünürkende hâlâ dürtülüyordum. Sırtım artık oyulma aşamasına geldiğinde dayanamadım ve bağırdım :

"Seni gerizekalı sırtımı oydun!"

"Ne dedin sen?" Babamın sinirli sesini duyunca uyku falan kalmadı ve zıplarcasına yataktan kalktım.

"Ba...baba!"

"Baba ya."

"Şey, ben... Ben seni ablam sandım."

"Ha ablan ha ben ne fark eder? İnsan büyüğüyle böyle konuşur mu? Üstüne bir şeyler giyin. Polisler gelecek birazdan."

"Ne? Neden geleceklermiş?"

"Sevgi hanımla ilgili..." Sevgi ablanın adını duyunca içim yine bir tuhaf olmuştu. Ben Sevgi abla'yı düşünürken babamın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Bugün gitme okula. Zaten geç kalırsın polislerden dolayı."

"Tamam. Zaten bugün gidesim yoktu okula."

"Bak bunu alışkanlık haline getirme sakın. Öyle her istediğinde okula gitmemezlik yapamazsın..." babam nasihatlerini sürdürürken sıkıntıyla gözlerimi devirdim.

"Tamam baba. Neyse hazırlanayım ben." dedim ve babamı adeta kovar gibi odadan çıkardım.

Üstümü giyinip aşağı indiğimde annem çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı.

"Günaydın anne." dedim ve yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

"Günaydın kızım." Diyerek bana sarıldı annemde.

Kahvaltı faslından sonra odama çıktım ve Çağlar'ı aradım. Üçüncü çalıştan sonrada Çağlar'ın nefesimi kesen sesi duyuldu.

"Günaydın kardelenlerin en güzeli." Sesinde uykudan kaynaklı bir boğukluk vardı.

"Yeni mi uyandın sen?"

"Hı hı."

"E okula gitmeyecek misin?"

"Bugün canım gitmek istemiyor."

"Sende mi ektin okulu bugün?"

"Evet ama bir dakika sende mi derken?"

"Bende ektim bugün okulu." dedim gülerek.

"Neden? Hasta mısın yoksa?" Benim için endişelenmesi hoşuma gitmişti.

"Ne o? Endişelendin mi yoksa?"

"Yok ya endişelendiğimden değil. Bugün sinemaya gideceğiz ya... Şimdi orada başıma iş açarsın falan. Hiç uğraşamam seninle." Bu dediğine acayip bozulmuştum. Ve sinirle bağırdım :

Nefretin BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin