Selam millet yine bennn :-) :-) :-) Hepinizin Ramazan bayramını kutluyor, kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum. Ve bayram hediyesi olarak yorum ve oy bekliyorum hepinizden :-) :-) :-) Kocamaaaan öpüldünüz <3 <3 <3 Şeker tadında nice mutlu bayramlara... Keyifli okumalar :-) :-) :-)
Hâlâ hiçbir tepki veremiyordum. Heykel gibi oturup kalmıştım. Babam kendini toparlayan ilk kişi olmuştu. Bir şeyler söylüyordu ama ben dediklerinin tek kelimesini anlamıyordum.
Spiker başka bir habere geçmişti çoktan ama ben sadece televizyona bakıyordum. Sevgi abla'nın o görüntüsü gitmiyordu gözümün önünden. Ablam televizyonu kapatmasaydı ne kadar daha öyle bakardım bilemiyordum...
Televizyon kapanıp, annem yanıma gelerek başımı okşamaya başlayınca biraz kendime geldim ve zorda olsa konuşmayı başardım.
"A...ama... Bu... Böyle bir şey... Nasıl ol...olabilir? Hiçbir sorunu ya da sıkıntısı yoktu o...onun. Yani... hah şaka gibi... Bu şaka değil mi? Baba bir şey söylesene, şaka değil mi bu? Böyle bir şey o...olamaz çünkü... O, bana bir şeyler anlatacaktı... Yardım ede...ede..." sözlerimin devamını getiremeden vücudum beklenen bir tepki daha vermişti. Hıçırıklara boğulmuştum...
"Kızım sakin ol. Dünyanın sonu değil lütfen böyle yapıp kendini yıpratma iyice. Sevgi ablan böyle yapmamanı isterdi... Hadi benim güçlü kızım hadi..." Babam sürekli böyle deyip duruyordu. Annem beni iyice kendine bastırmış, saçımı okşuyor, ablamsa yerdeki cam kırıklarını toplamakla uğraşıyordu. Benimde hıçkırıklarım iyice artıyordu, azaltmak istesemde bana inat artıyordu hıçkırıklarım ve gözyaşlarım...
"Ça...Çağlar..." diyebildim sadece kısık bir sesle.
"Ne dedin annem duyamadım bir daha söyle. Bir şey mi istedin?" Annenin sorusuna kendimi zorlayarak cevap verdim.
"Ça...Çağlar..."
"Çağlar? Çağıralım mı onu gelmesini ister misin?" Cevap verecek halim yoktu, kafamı sallamakla yetindim.
"Telefonun nerede odanda mı?" Babamın sorusunuda kafamı sallayarak cevapladım. Ablam cam kırıklarını bırakıp, hızla yukarı çıktı ve kısa süre sonra elinde telefonuyla döndü.
"Ne diye kayıtlıydı?" diye sordu ablam. Şifremi bildiği için telefonu açması uzun sürmemişti ama bay umut'un Çağlar olduğunu tahmin edebileceğini zannetmiyordum.
"Bay umut." dedim kısık sesiyle. Ablamsa anında telefonu kulağına götürmüştü zaten. Bana bir bakış attıktan sonra "Çalıyor." dedi.
"Ben konuşacağım." dedi babam otoriter bir sesle. Ablamda biraz isteksizde olsa uzattı telefonu babama.
"Alo Çağlar, ben Rana'nın babasıyım."
"..."
"İyiyiz demek isterdim ama..."
"..."
"Yok, ben iyiyim ama Rana... Hemen bize gelebilir misin? Sana ihtiyacı var."
"..."
"Hastanede misin? Önemli bir şey var mı?"
"..."
"Tamam, tamam. Yok gelme, yorulma sen. Biz hallederiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretin Bedeli
RomantizmBüyük bir nefret ve alınması gereken bir intikam... İntikam için oynanan iğrenç oyunlar... Oyunlardan habersiz masum bir kız... Oyunu kazanan kim olacak ?