Merhaba sevgili okuyucularım :-) Umarım bu bölümü beğenirsiniz... Yorum ve oylarınızı bekliyorum :-)
Rana (Cumartesi saat 16 suları)
Etrafımdaki insanların tuhaf bakışlarına aldırmadan, bir yandan saçımı çekiştirirken bir yandan onu uyarmalıyım diyerek tuvalette volta atıyordum. Hayır...Çağlar'ı uyarmalıyım. Hayır! Kafamdaki bu düşünceler çığ gibi büyüyüp beynimi tamamen ele geçirirken bir anda etrafımdaki her şey dönmeye ve insanların suratları birbirine girmeye başladı. Ben çaresizce tutunacak yer ararken gözlerimin de kararmasıyla olduğum yere yığılıp kaldım.
Gözlerim bana itaat etmeyip kapanırken diyebildiğim tek şey "Çağlar hayır Sıla..." oldu ve devamını getiremedim. Etrafımda çığlıklar yükselirken gözlerim yavaşça kapandı. Bayılmıştım...
Çağlar (Cumartesi sabah saat 10.00)
Sabah terden sırılsıklam olmuş bir şekilde uyandım. Of ne biçim bir rüyaydı. Uyandığımda hâlâ titrediğimi farkettim. Yavaşça yerimden doğruldum. Kendi kendime sadece bir rüya korkak bir kız gibi davranmayı kes desemde bir türlü kurtulamadım aptal rüyanın etkisinden.
Simsiyah, rutubet kokulu depo gibi bir yerdeyim. Ellerim, ayaklarım va ağzım bağlı. Ne kadar çırpınırsam çırpınayım kurtulamıyorum. Ben böyle çırpınırken karşımda iki kişi beliriyor. Yüzünde cani bir gülümsemeyle Yiğit ve yanındada sinsi bakışlarıyla Sıla... Derken gözüm Yiğit'in elindeki bıçağa kayıyor... Bir anda yanıma yaklaşıyor ve bıçağı boğazıma dayayıp bastırmaya başlıyor. Bastırıyor, bastırıyor... Daha sonra bir çığlık kopuyor. Benim, Sıla'nın ve Yiğit'in bakışları çığlığın sahibine yöneliyor. Tatlı ve masum Rana... O burada ne arıyor? Şişmiş mavi gözleri ve kemirilmekten derisi soyulmuş dudaklarıyla bağırıyor : ”ÇAĞLAR KAÇ KANDIRIYORLAR SENİ !!! "
Aklıma bir kez daha gelen rüyam yüzünden bir daha ürperdim ve banyoya gidip soğuk suyu sert bir şekilde yüzüme çarptım.Kafamı sağa sola sallarken bir yandanda 'sadece aptal bir rüya kendine gel, kız gibi korkmayı kes' diye mırıldanmaya devam ediyordum.
Odama gidip yatağıma uzandım ve gözlerimi tavana diktim. Of bu lanet olası rüyada neydi böyle? Bir yandan Yiğit itini ve Sıla'yı düşünürken bir yandanda Rana'nın orda ne işi olduğunu ve neden bana kaç dediğini çözmeye çalışıyordum. Ayrıca beni kim, neden, nasıl kandırıyordu ki?
Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
"Gel." dediğimde evdeki en çok sevdiğim hizmetçi -kendisini annemin yerine koyuyorum çünkü benim üzerimde annemin değil Zehra teyzemin daha çok emeği vardır- yüzünden hiç eksik etmediği gülümsemesiyle içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretin Bedeli
RomanceBüyük bir nefret ve alınması gereken bir intikam... İntikam için oynanan iğrenç oyunlar... Oyunlardan habersiz masum bir kız... Oyunu kazanan kim olacak ?