20; Cesaretin Var mı Aşka?

116 20 2
                                    

Cebimde titreyen telefonu, son anda fark ettim. Ekranı görmeye çalışarak, gözümü bir kaç kere kırptım. Mete arıyordu;

- Alo?"

- Bankta oturmuş ne yaptığını sorabilir miyim?"

- Sen nereden biliyorsun benim bankta oturduğumu?"

- Çünkü arkandayım."

dedi ve arkamı döndüğümde ağaca yaslanmış bana bakıyordu.

Ağır ağır yanıma geldi. Önümde diz çöktü. Ellerini dizime koyarak;

- Ne yapıyorsun tam olarak?"

- Ne yapıyor gibi görünüyorum?"

- Evsizlere benziyorsun."

Gülmüştüm.

- Öf! Galiba haklısın. Burda olduğumu nerden biliyorsun?"

- Hosef arayıp söyledi. Bende geldim. Anlat bakalım. Buhranının sebebi nedir?"

- Hosef'in bir teknesi var!

-..."
Tepkisiz yüzüme bakıyordu.

- Adamın teknesi var Mete. Ne bakıyorsun öyle yüzüme?"

-Yani Beril? Teknesi varsa var? Burada yaşayan insanların bazılarında tekne var. Oturup tekneleri var diye ağlayalım mı?"

- Hayır öyle değil. Mete hayatında her şeyi olan birini ben nasıl mutlu ederim?"

- Teknesi var diye hey şeyi olduğunu nerden çıkarttın?"

- ..."
- Peki diyelim ki her şeyi var. Onu mutlu edemeyeceğinin fikrine nasıl kapıldın?"

- Çünkü ... Her şeyi var. Ben ona ne alsam beğenmeyecek ki! Zaten var."

- Yani maddi durumu iyi olan insanlar, mutlu olamaz mı? Onların parası var diye, aldığın küçük bir eşya değersiz mi?"

- Hey! Sen kendine pay mı çıkartıyorsun bu konuda?"

- Yani, genelleme yapıyorsun ve ben de doğal olarak içinde yer alıyorum."

- Sen farklısın."

- Ne farkım var. Hatırlıyor musun 20. yaş günümde bana bir hediye yaptırmıştın. Ben hayatımda o hediye kadar anlamlı bir hediye almamıştım."

- Evet hatırlıyorum. Gözlerin dolmuştu."

- Demekki mutlu olabiliyormuşuz."

dedi.

20. yaş günü Mete için özeldi. Bilmiyorum niye. Küçüklüğümüzden beri çekildiğimiz resimlerin en şebek'lerini seçip, yorgan ve yastık kılıfına bastırmıştım. O kadar çok beğenmişti ki, gözleri dolmuştu. Hala ilk aldığım günki gibi muhafaza ediyordu.

Haklıydı. İnsanları mutlu etmek, paradan geçmiyordu. Bazen özel anlar bile paha biçilemezdi. Yine de korkmuştum. Nedensiz bir korkuydu işte.

- Ne düşünüyorsun?"

diye sorduğunda yine dalıp gitmiştim.

- Bilmiyorum Mete. Korkuyorum işte."

-Peki Beril sana bir soru soracağım. Hosef'in yerinde ben olsaydım, yine korkar mıydın?"

Bir an beynim dondu. Bütün hücrelerim beynime akın edip, ısınmaya başladı. Yüzüne baktığımda, karşısında ne görmüştü Allah bilir ancak savunmaya geçti.

425 Gün (Tamamlandı) #Wattsy2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin