13; Al Beni Ne yaparsan Yap

156 25 2
                                    

Dudaklarımız buluştuğunda gökyüzündeki yıldızlardan biriydim. Bağımsız ancak bağlı. Güneş, parlamaları için gerekli ilhamdı. Benim ilhamım da tenime değiyordu.

Dilini hissediyordum. Sıcaklığı güneşimdi. Parlıyordum. Deniz fenerimdi. Denizciler fenere bakarak yönlerini belirliyorlardı. Bende belirleniyordum; hızlı çekimde ancak ağır ağır.

Hayatımda hiç böyle öpülmemiştim. Dili ağzımın içini keşfederken kalbimin atışını kulaklarımda duyabiliyordum.

Yağmurumdu o benim. Yeşillere yaşam veren sıvıydı. Canımdı o benim. Ruhuma üflenen candı.

Gözlerim kapalıydı. Hiç bitmesin, an dursundu. Elleri boynumdaydı. Bir ara gözlerimi açtığımda hala kucağında olduğumu fark ettim. Bacaklarımı beline dolamıştım.

Göz gözeydik. Muhteşem gözleri sadece bana bakıyordu. Birden gözyaşlarım akmaya başladı. Neden ağladığımı bilmiyordum bile.

Belki sevinçten, belki de bu kadar zamandır neden karşıma çıkmadığından. Göz yaşlarımı öpüyordu. Öptükçe daha çok ağlıyordum. Haykırarak ağlıyordum.

Ama neden?

Belki de hiç çözemeyeceğim bir bulmacaydı bu. Hosef'in yanındayken duygularım şaha kalkıyordu. Neyi, niçin yaptığımın mantıklı açıklamaları olmuyordu.

Hosef: "Neden ağlıyorsun? Ağlama dayanamıyorum gözyaşlarına."

dediğinde hıçkırmaktan konuşamıyordum. Ellerimi, avuçlarımın içini, parmaklarımın uçlarını tek tek öpüyordu.

Bacaklarımı çözüp yere indim. Ellerimle yüzümü kapadım. Kuma çöktüm ve hıçkırdım, hıçkırdım, hıçkırdım.

"Bilmiyorum. Şuan çok mutluyum ama neden ağlıyorum bilmiyorum."

diyebildim.

"Beril, kalbimi açmayı çok istiyorum. Sana o kadar aşığım ki, gözüm hiç bir şey görmüyor. Ben, ben senden başka hiç bir şey düşünemiyorum.

Seni bunaltmamak için o kadar çok uğraşıyorum ki. Sen Malta'dayken ben burada aklımı kaybedeceğim diye çok korkuyorum."

- Neden korkuyorsun? Seni korkutan ne?"

- Sensin. Sana birinin bakması, dokunması, dokunabilme ihtimali, hatta seninle birilerinin konuşması bile beni burda çıldırtıyor. Kendime hakim olamıyorum. Çaresizim anlayacağın."

- Hosef, ben bu duyguları ilk kez yaşıyorum. Daha önce hiç bir erkek arkadaşıma karşı böyle şeyler..."

- Deme işte! Lanet olsun deme. Daha önce ile başlayan cümle kurma bana"

bağırıyordu.

"Kurma! Katlanamıyorum! Sen eski dediğin an beynim uyuşuyor. Anlamıyor musun? Deliriyorum. Kafayı yiyorum. Senin geçmişin yok. Olmayacak. Kimse olmadı. Benimle açtın gözünü. Anladın mı!!!"

O kadar sıkı sarılıyordu ki bir yandan korkuyordum bir yandan da nefes almaya çalışıyordum.

Ne demiştim de bu kadar sinirlenmişti anlamamıştım ama şuanda O'nu ittirirsem daha çok kötü şeyler olabileceğini söylüyordu içimdeki ses.

Sessizce sakinleşmesini bekledim. Göz yaşlarım uçup gitmişti. Gözlerim kocaman olmuş, karşı yola bakıyordum. Karşıdan gelen biri vardı;

"Hosef biri geliyor"

dedim.

Kollarını hafif çözdü ama hala sarılıyordu ve kimin geldiğine bakmak için kafasını çevirdi. Dondu.
Kolları yana düştü. Bir bana bakıyordu bir de gelene.

425 Gün (Tamamlandı) #Wattsy2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin