LETİSYA
Eve kendimi attığım gibi koltuğuma çöktüm.İlk iş günüm benim için oldukça iyi geçmişti.İyi bir holdingde lojistik departmanında işe başlamıştım.Üniversite yıllarımda çok başarılı bir öğrenci olduğumu bilen hocalarımdan birisi bana bu işi önermişti.Tabi ki kabul etmiştim.
Geçimimi sağlamak için boş zamanlarımda çalıştığım restoranttan kazandığım artık bana yetmiyordu.O yüzden bu iş bana gün ışığı gibi doğmuştu.O restorantta çalışmayı bırakmıştım.
Umarım bugünden sonra her şey daha güzel olacaktır.
İç çekip koltuktan kalktım.Bir odaya sahip evim eski değildi.Yeni yapılmış bir apartmanın ikinci katında yer alıyordu ancak ev sahibi bana acıdığı için uygun fiyata vermişti.Yatak odama girip üzerimi çıkarttım.
Orta büyüklükte ki odamın ortasında beyaz başlıklı yatağımın yanında iki çekmeceli komodinim ve yatağın karşısın üç kapaklı beyaz bir dolabım vardı.Renk olsun diye yere attığım gri post halıyla odam gayet sadeydi.
Üzerimi değiştirip pijamalarımı giydim.Bahara girmiş olsakta hava hala soğukluğunu koruyordu.Oturma odamla birleşik olan küçük mutfağıma geçtim.Beyaz dolap kapaklarından birisini açıp kahveyi aldım.
Sıcak bir kahve dolusu kupamla televizyonun karşısına uzandım.
Benim hayatım böyleydi işte.Bu kadar basit.
Tek yaptığım ertesi sabaha kadar saatlerin geçmesini beklemek oldu.
~
Güzelce kahvaltımı yaptıktan sonra yeni kuruttuğum saçlarımı doğal halinde bıraktım.Bronz tenime yakışan kendiliğiden ışıltılı kahve saçlarım vardı.Uçlarında olan doğal dalgaları hoşuma gidiyordu.Yüzüme sadece renk gelsin diye sade bir makyaj yaptım.
Dolabımdan düz siyah elbisemi seçtim.İş yerinde giymek için ucuz bulduğum bir mağazadan almıştım.İnce askıları vardı göğüs dekoltesi olmasada sırtı biraz açıktı.Aynada etek boyuma baktım.Kısa olup olmadığından emin olmalıydım.Kalem etek şeklindeydi ve dizlerimde bitiyordu.Çok iddialı vücudum olmasa da güzel hatlarımın olduğuna inanıyorum.
Üzerime bordo mevsimlik ceketimi giyip çantamı elime aldım.Geç kalmak en son isteyeceğim şeydi.
Kapının yanındaki portmantodan ten rengi stilettolarımı giyip kapımı kitledim.Holding yakındı.Bu sefer hayat bana bir şans tanıdı.
Evimle arasında sadece geniş bir cadde duruyordu.Tek yapmam gereken orayı yürüyerek geçmemdi.Elimden geldiğince hızlı hareket ettim.Daha geç kalmamıştım.Düşmemeye dikkat ederek asansöre ilerledim.Kapının yanında bekleyen birisi daha vardı.
Baştan aşağı siyahlarla kaplı olan bu adama bakmadım.Asansörün geldiğini bildiren bu sesle birlikte açılan kapıdan içeri girdik.
Karşı karşıya durduğumuzda burnuma pahalı olduğunu belli eden parfüm kokusu geliyordu.Yerinde durmaktan huzursuz gibi olan tavrıyla kolundaki saate bakıp nefesini seslice üfledi.İnmem gereken yerde duran asansörden hiç zaman kaybetmeden indim.
Nedense bir oh çekesim gelmişti.Kendimi niye bu kadar kastığımı bilmesem de çok fazla üstüne düşmek yerine kendimi yapmam gereken işime verdim.
Öğle arası saatinde herkes gibi bende en alt kata yemekhaneye indim.Çalışanlar gruplar halinde otururken yemek istediklerimi alıp boş bulduğum masaya geçtim.Böyle tek başıma olmaya alışıktım.Zorlanmıyordum.
Yemeğimi bitirip ayağa kalktım.Kapıdan geçerken arkamdan birisi daha geliyordu.
-"Hey yeni kız baksana !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİYACIM OLAN
RomansHerkesin kalbinde ki ihtiyaçlarının karşılanması dileğiyle. -1 Nisan 2018-