Bütün hepimizin kafa karışıklığı vardı.Yaşanan olaydan sonra Deniz beyle Cihan bey yanına gitsede onunla konuşamamışlardı.Salonda sessiz sessiz otururken tek şahit olduğumuz odadan gelen kırılma sesleriydi.
-"Bir şey demek istiyorum.Böyle elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz sizi bile istemiyor.Letisya sen mi konuşsan ?" Mira'nın cümlesinde kendi ismimi duymamla gözlerimi büyüttüm.
Ben ne konuşacaktım ki ? Hem niye ben ?
-"Ben mi ?" dedim şok içinde.
-"Bence de neden olmasın.Bak gelenin babası olduğunu söyledin.Biz babasını daha önce görmedik ama onların geçmişinde yaşadıkları kötü bir olay var." Delfin'in de ona katılmasıyla erkekler bize soru dolu gözlerle bakıyorlardı.
-"İyi de sizi istemiyorken beni nasıl istesin ?" dedim.
-"Denemeden göremeyiz !" Mira kolumdan tutup kaldırdı.
Beni itirazlar içinde odanın kapısına kadar getirdi.Koridorun başında beni izleyen dört kişiye ve kapıya baktım.Bir kırılma sesi daha gelince olduğum yerde sıçradım.
Üzerimdeki elbiseme ellerimin içini sürüp derin bir nefes aldım.Önce kapıyı tıkladım.Göğsüm hızla inip kalkıyordu.Kapıyı aralarken nefesimi tutmuştum.İçeri girdiğim an dilim tutuldu.Oda resmen savaş alanına dönmüştü.Gözüm Esat beyi ararken kapıyı kapattım.
Yere çökmüş sırtını yatağa yaslamıştı.Geldiğimi duyduğundan eminim ama dönmemişti bile.Kucağında duran ellerine bakıyordu.Bende bakınca kanların süzüldüğünü gördüm.
Kanım çekilmiş gibi hissettim.Hiç beklemeden yanına gidip yere dizlerimin üstüne çöktüm.
-"Ellerinize ne yaptınız böyle ?!" İki elimi avuç içlerine yerleştirip daha yakından bakmak için kaldırdım.Ellerinin üstünde küçük küçük cam parçaları vardı.Onun bu hali karşısında dolan gözlerimden yaş aktı.
Ayağa kalkıp gözlerimi silerken banyoya koştum ve dolapları açtım.Bulduğum havluyu ıslattım.En altta sargı bezleri ve pamuk olduğunu görünce onu da elime alıp odaya geri döndüm.Yanına oturmak yerine önüne geçtim.Ellerini kucağıma çektim.Böyle şeylerden hep korkmuşumdur.Yara görsem içim sızlardı.
-"İyi misiniz ?" diye sordum gözlerine bakarken.Yüzü her zamankinden daha düşüktü.Başını belli belirsiz salladı.
Acıyıp acımayacağı konusunda belirsiz olsam da ellerimle alabileceğim büyüklükte ki camlara baktım.Önce sağ elini tuttum.Yanağımdan süzülen yaş eline düşmüştü.
Cam parcalarını tek tek aldıktan sonra ıslattığım havluyla kan izlerini sildim.Elini temizlesem de kan akan yerler vardı.Oralara pamuk koyup sargı beziyle sardım.Bu ilk yardım işinden anlamasam da idarelik yapmaya çalışıyordum.
Diğer eline de aynı işlemi uyguladım.Bütün bunları yaparken beni izliyordu.Bir an olsun gözlerini üstümden çekmedi.
-"Git." Kısık sesi zorla çıkmıştı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı iki yana salladım.
-"Sizi böyle yalnız bırakmak istemiyorum." dedim çekinerek.
Kalbim onun bu durumuyla acıdan sıkışıyordu.
-"Anlatmak ister misiniz ?" Sorumun karşılığı benim gibi başıyla itiraz etmek oldu.Ellerini utansam da tuttum.Çok heyecan vericiydi böyle tenine dokunmak.Hissetmek.
-"O adama sinirli olduğunuz bariz ortada.Size ne yaptı ?" diye usul usul sordum.
-"Ona sinirli değilim.Nefret ediyorum nefret ! Sen bunun nasıl bir nefret olduğunu anlayamazsın !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİYACIM OLAN
RomansaHerkesin kalbinde ki ihtiyaçlarının karşılanması dileğiyle. -1 Nisan 2018-