BÖLÜM17 "HASTALIK"

54 7 0
                                    

BARLAS

Yine o şarkı çalmaya başlayınca yüzünde gülümseme oluşmuştu.Tıpkı benimde olduğu gibi.Kendime gelip "Neyse nasıl buldun?" Dedim.
"Güzel. Yani senden böyle bir yer beklemiyordum."
"Sakin yemek yemeyi severim"
"Farkettim" dedi. Daha sonra göle bakarak gülümseyerek bir şeyler söylendi kendi kendine.Oldukça garip bir kızdı belkide bundan dolayı ilgimi çekiyordu. Neyse beni ilgilendirmez. Ellerim uzun süredir titriyordu.Elimi cebime götürdüğümde hiç hap kalmamıştı.Kahretsin! Almam lazımdı.Elimi dudaklarıma götürüp "Sakin ol...Sakin ol." En sonunda ayağa kalktım: "Ben bi hava alıp geliyorum" dedim. Kapıya doğru giderken siparişi getiren çocuğa çarptım.Bu hiç umrumda değildi çünkü kendimi kaybetmek istemiyordum.En azından Adenin yanında olmamalıydı.Dışarı çıkar çıkmaz annemi aradım. "Bende hiç kalmadı" dedim.
"Nasıl bitirdinmi hepsini?"
"Bunu bana senmi soruyorsun? Cevap ver nereden bulabilirim en yakın"
"Nerdesin?"
"Hakanın yerindeyim onda var mıdır sence?"
"Vardır geçen hafta teslimat ulaştırılmıştı oraya şanslısın." Daha fazla bir şey demesini istemiyordum,hemen telefonu yüzüne kapattım.Dayanacak gücüm kalmamıştı.
Gerginlikten dişlerim gıcırdamaya başladı.Zar zor yürüyüp kapıya yöneldim.O benden önce davranıp içeriden çıkmıştı. "Noluyor?" Dedi.

"Bir şey yok. Çık önümden!"

"Belli bembeyaz olmuşsun" dedi.Kolundan tutup kenara çektim çünkü daha fazla dayanamıyordum.Gözbebeklerime kadar uyuşmuştum.Bir an önce almalıydım.İçeri girip kasada duran Hakan'ın yanına gittim:
"Var mı?" Dedim.
"Ne?"
"Uzatma ver!" dedim. Cebinden çıkartıp verdi. Elinden aldım ve dışarıya yöneldim.Hala oradaydı. Elimdekini görünce: "Nasıl anlamadıysam" dedi.
"Tamam uzatma içeri gir."
Gölün kenarına giderek attım bi paketin hepsini.Aden yanıma geldi:

"Yuh! Hepsinimi?"

"Biraz kibar kız olmayı dene" diyip kalktım ayağa.
"Sende mantıklı düşünmeye çalış.Farkındaysan o kullandığın şey yavaş yavaş seni öldürecek"
"Vay sen beni düşünmeyemi başladın?" Dedim. Bu hoşuma gitmişti.
"Açım ben gitmek istiyorum"
"Bir kola ihtiyacım var.Biraz halsizim" diyip kahkaha attım.Sinirlenince içindekileri döküyordu çünkü ama sefer sadece koluma girerek:
"Dikenlerini döküyorsun yavaş yavaş"
"Dikkat et de sana dokunmasın" dedim. Tekrar içeriye girerek masamıza oturduk.
Oturur oturmaz Aden saatine bakarak:
"Ooo çok geç olmuş. Çabuk yiyelim ve gidelim. Arının yanında olmalıyım"
"Tamam sıfır sıkıntı.Yiyelim gideriz. Balıklarımız gelsin.Bak geliyor. Teşekkür ederiz." Garson:
"Bir isteğiniz varmı abi?"
"Yok eyvallah" dedim.
"Biraz kibar olmayı dene Barlas"
"Senin için denerim.Hadi soğutmadan ye"

Yemek boyunca hiç konuşmadık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yemek boyunca hiç konuşmadık. Bitincede kalkıp arabaya doğru yürümeye başladık. Aden:"Ne bitmez yolmuş!"

"Yoruldunmu sen?"

"Ben öyle bir şey demedim"

"Tamam ben anladım" diyip onu kucağıma aldım.
"Napıyorsun bırak beni Barlass!"
"Uu bayağıda ağırmışsın sen" dedim. Hemen gözlerini bana dikerek kaşlarını çattı.Yüzü öyle güzeldi ki bir melek gibiydi.
Kafamı sallayarak:
"Noluyor?" Dedim.Yere bırakıp:
"Bak geldik" dedim. Arabayı açıp,bindi.Bende arabanın arkasından dolanırken nahlet başağrısı başladı.Dişlerimle ağzımı ısırdım. Tam da sırasıydı.Kornaya basıp:
"Hadisene!" Dedi.
Camın önüne gelip:
"Sen git benim burada biraz işim var" dedim. Bir yandan elimle bacağımı sıkarken bütün vücudum gerilmişti.Burdan gitmeliydi.
"Neyle gelmeyi düşünüyorsun peki?" Dedi.
"Orasıda bana kalsın dimi?Hadi iyi akşamlar"
"Anladım sıkıntın büyük"
"Uzatma. Canımıda sıkma hadi canım" dedim. Arabayla gözden kaybolana kadar orada bekledim.Güç bela gidince telefonu çıkartıp Ulu'yu aradım:
"Hakanın oradayım.Otobanın oraya gel. Ben orada olacağım" diyip kapattım ve koşmaya başladım.Başka türlü başa çıkamıyordum bu baş ağrısıyla.Onu düşünmemeliydim eğer düşünürsem sonuçları çok ağır oluyordu. O kadar hızlı koşuyordum ki artık kalp atışımı duyamıyordum.Yaklaşık yarım saattir koşuyordum.Sonunda otobana gelmiştim.Otobanın girişinde Ulu'nun arabası duruyordu.Hemen gidip bindim.
"Yinemi?" Dedi.
"Sür!" Dedim.Arka koltuğa baktığımda İdrisAli ile göz göze geldik.

Arka koltuğa baktığımda İdrisAli ile göz göze geldik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
HÜKÜMSÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin