BÖLÜM29 "SOKAK"

41 2 0
                                    

"Aden" dedim Bende

"Biliyorum" dedi sadece. Ona
döndüğümde dalga geçer gibi bir surat ifadesi vardı.

"Ben sizi tanımıyorum İmdat Bey"

"Bak tanıyorsun, adımı biliyorsun" diyip o sinir bozucu kahkahasını attı ve cebinden sakız çıkartarak bana uzattı. Tepki bile vermedim. Çok lauballiydi pislik! Sonra ağzına bir tane atıp ayağa kalktı :

" Haydi gitmiyor musun? Karanlık olmuş. Kurtlar yemesin seni buralarda güzel kızzz" dedi kahkaha atarak.

"Size iyi akşamlar İmmmdaat Bey"

"Güzel espri ama bayat haydiii" diyip kolumdan tuttu ve beni kaldırdı.

"Ne oluyor! Kendinize gelin lütfen, bırakın kolumu!!" dememle beni kendisine çekmesi bir oldu. Nefesini hissedebiliyordum. Onu itmeme karşın kıpırdamadı bile. "İMDATTT!" diye bağırmaya başladığımda beni bırakıp gülmeye başladı. Sonra "Efendimm' diye bağırmaya başladı. Pislik kolumu o kadar sıkmıştı ki parmaklarının izi çıkmıştı. O an çıkış yoluna doğru yürümeye başladım. Hava kararmıştı o yüzden gelişine yürüyordum. Otobana çıktığımda Barlas'ın beni burada tek başına bıraktığı aklıma geldi. Yine hepsi senin yüzünden zaten nereden gördüysem seni, peşimi bırakmıyor bela! Arkamı döndüğümde arkamdaydı.

"Arabam şurada gel" dedi. Kılımı bile kıpırdatmadım. Tekrar arkasını dönerek :

"Merak etme adam yemiyorum"

"Offf" diyip arabasına doğru yürümeye başladım. Arka koltuğa oturdum. Oda ön koltuğa oturup arabayı sürmeye başladı. Radyoyu açtığında Ankara havası çalmaya başladı. Üstüne sesini biraz daha açarak direksiyondan elini çekip kendi kendine oynamaya başladı.

"Yeter be! Kıs şunu!"

"Aaa biraz kibar ol Adencik" dedi dudağını büzerek.

"Önüne bak. Buradan sonra tarif etmem gerekiyor"

"Zahmet etme. Biliyorum" dedi. O an gözlerim açıldı. Nereden bilebilirdi ki ismimi, adresimi. Bu adam kim diye düşünürken belindeki tabancayı görmemle gözlerim biraz daha açıldı ve korkmaya başladım. Buda mı ya? Bir işim de rast gitsin. Siteye yaklaşmıştık. O an yine müziğin sesini yükseltmişti. Yan tarafa baktığımda Barlas arabasıyla geçiyordu. Göz göze geldik ve gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Onu geçtiğimizde İmdat gülmeye başladı. Bende arkama baktığımda Barlas arkamızdan geliyordu. Son sürat evin önüne geldiğimizde arabadan inmeye çalıştım ama kapılar kilitliydi.

"Aç şunu!" dedim. Barlas arabasıyla evin önünde öyle bir durdu ki arabanın tekerlekleri yanacaktı neredeyse.

"Aç şunu!" dedim. Sonra tekrar:

"Sana dedim!"

Oralı bile olmadı. Tekrar önüme döndüğümde Barlas bize doğru geliyordu.

"Açç şunuuuuu" diye bağırmaya başladım ve o inmiş tekrar kapıları kilitlemişti. Barlas'a doğru gitti. Tek bir cümlesiyle Barlas bembeyaz kesilmişti. Arabanın kapısını açmaya çalıştığımda bu sefer açılmıştı. Hemen dışarı çıkıp Barlas'ın yanına gittim. İmdat arabasına binip çoktan gitmişti.

"Sanane!" dedim.

"Evine git" dedi tepkisiz bir şekilde.

"Heyy sana diyorum. O kim? Beni nereden tanıyor?"

"Sana evine git dedim"

Üzerine yürüyerek:

" Hepsi senin suçun! Ne oluyorsa hepsi senin suçun! Anladınmı?!" diyip onu ittim. Daha sonra :

HÜKÜMSÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin