1 HAFTA SONRA
Araz'ın Görüşünden
Çağrı'nın bana fırlatırcasına attığı 'günlük plan'ımızı inceledim:
Korku Seansı.
Harbi mi?
Kağıdı Çağrı'nın göğsüne çarptım:
"Daha iyi bir fikrin yok muydu cidden?Bütün bu korku saçmalıkları da ne?Korku tüneli maddesine özellikle değinmek istiyorum çünkü bu çok aptalca!"
Cansu elimi tuttu:
"Neden sakinleşmeyi denemiyorsun?Her şeye böyle ters yaklaşmak zorunda değilsin."
Elini hafifçe sıktım ve başımı salladım.Çağrı'ya sinir oluşum onu üzüyordu.Her ne kadar aşık olmasam da iyi bir kızdı.
Büyük binanın önüne gelince durduk.Cidden çok saçma!Binayı görsen the walking dead burada çekiliyor sanırsın ama bir de manzarasına bak!Karşısında simitçi var?!
Alya'nın eli de Çağrı'nınkine doğru kaydı.İçeri girdiğimizde Çağrı ve ben biletleri almak için gişeye doğru yol aldık.Kadının bakışları öz ve kısaydı: "Kaç kişi?" Çağrı konuşmak için ağzını açtığında telefon çaldı ve o da bunun sonucunda bir dakika beklememizi söylerek usulca yanımızdan uzaklaştı.Cansu ve Alya'nın durduğu tarafa baktım.Konuşuyorlardı ama mesafeli bir konuşma yaptıkları her hallerinden belli oluyordu.Alya'ya odaklandım.Bu kızda tanıdık gelen bir şeyler-
"Plan iptal." Çağrı yanımıza dönmüştü ve anlatmak için sabırsızlanan bakışlarla bekliyordu:
"Dökül."
"Bizimkiler yat gezisine çıkıyorlar,bilirsin.Demek istediğim,Alya,Cansu ve benim işimiz var."
Cansu yanımıza geldi:
"Ne oldu?"
Çağrı olayı açıklayınca Cansu masum bir ifadeyle abisine baktı:
"Eminim Araz'ın da gelmesini bizimkiler sorun etmez öyle değil mi?" Kafasını daha sonra bana çevirdi.Gelmek istediğimi görmek istermişcesine bakışları sabitlendi.Kararsızdım.Dalgaya almaya karar verdim:
"Korku seansı şeysini tercih ederim."
"Araz,lütfen.Bence gelmen kimse için sorun olmayacaktır.Kimse için." Son kısmı vurgulu söyleyince Çağrı iç çekti:
"Peki tamam." 2 saniyelik bir sessizlikten sonra Çağrı ve Cansu aynı anda bağırdı:
"Büyük Oda bizim."
Cansu kafasını salladı:
"Hep sen alıyordun zaten.Bu sefer bırak."
"Umrumda değil.Ya o ya da oda." O derken kafasını benim bulundugum tarafa salladı.Cansu gözlerini kıstı:
"Hiç şansın yok o geliyor."
...
"Vay be!Büyük odayı salla burası bile yeter."
Evden çıkarken aldığım küçük çantayı sandalyeye koyarken etrafa bakındım:kırmızı şarap renginde duvarlar,altın süslemeler,şatafatlı bir mini bar,büyük çift kapılı bir gardrop,dev ayna...harika.
Cansu yanıma geldi ve elimi tuttu.Bir şey söylemeye hazırlanıyordu ki kapı açıldı ve Çağrı tam dibimizde bitti:
"Seni bu odada onunla yalnız bırakacagımı düşünüyor musun?Yukarıya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serçe Parmak Sözü
Teen Fiction"Sana inanmıyorum Ares." "Söz veriyorum." Alışık olduğum o gamzeler yanağında yavaşça belirirken dudakları üste doğru kıvrıldı ve serçe parmağını uzattı: "Serçe parmak sözü mü?" "Serçe parmak sözü." Çocukluğunuzda hiç tutamadığınız sözler verdi...