18. Bölüm -Belki iyi geceler bizim 'okay'imiz olur?-

22.9K 560 99
                                    

Eveet, öncelikle herkese s.a ! Oruç tutanlar az kaldı sabır gençler. Neyse, öncelikle bu bölümü başka bir bilgisayardan yazdığım için ithaf veremiyorum . .  İthaf olan liste benim bilgisayarımdaydı ama şuan ona girecek bir vaktım yok . O yüzden ona girer girmez ithafını ekleyeceğim artık bölüm kime aitse ! İşte, bu bölümde Zeynep'in eve geldiğinden sonrasında tıkanmıştım ama çok sağolsun Meis -maviyeasikkiiz- çok yardımcı oldu hakkını et knk . İşte, umarım bölümü beğenirsiniiz ki ne diyim. 

Keyifli okumalar ! :D 

Multi boş kaldı yaa -_-

-

Zeynep

Topuklarımı yere vurdura vurdura dışarı çıkarken bir yandanda Kerem'e sövüyorum. Tamam kavgayı Murat başlatmış olabilir ama buraya hiç gelmeseler mi böyle bir şey olmayacaktı ! Aptal. Aptal aptal aptal ! Neden ben ya ? Seçilmiş insan mıyım ya !

Dışarı çıktığımda Begüm'ün zorla giydirdiği topukluları çıkartıp elime alıyorum. Hızla yürümeye devam ederken arkamdan bağıran bir öküzle gözlerimi deviriyorum.

"Zeyneeep!"

Zeynep kadar başına taş düşsün diyeceğimde herkes biliyor yani ben sopa gibi kızım düşsem de bir şey olmaz !

"Ya bekle bi ne yaptım kii?"

"Hah, ne yaptın ki dimi? Ne yapacaksın ki?!" diyorum sinirle. Atarlı Zeyno! Yürü be koççum. 

"Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Farkındaysan o bana vurmaya çalıştı. Vurmasını izleyecektim?"

"Hiç gelmeyecektin buraya !"

"Can zorladı canım !"

"Hah, tabi !" diyorum ve daha hızlı yürümeye başlıyorum. Önüme bakmadığımdan bir çamura basıyorum. Ayağım hala çamurdayken olduğum yerde durup bir küfür savuruyorum. "Al işte bir de bu eksikti ya !" 

Yanlarda bir bank kestirip oraya yerleşiyorum. Kerem'de bir kaç dakika sonra yanıma geçiyor.

"Al sakinleş, su iç." diyor elindeki su şişesini bana uzatırken.

"Sakinim ben !" diye bağırıyorum. Kerem şisenin kapağını açıp daha da yaklaştırıyor.

"Ya Zeynep iç."

"İstemiyorum !" derken elimi çok hızlı bir şekilde sağa savuruyorum. Elim şişeye gelip soğuk suyu üzerime dökünce bir çığlık savurarak ayağa kalkıyorum. 

"Du-dur haraket etme . .Ben sel-selpak alayım bekle."

"Alma Kerem! Hiç bir şey alma !"

Derin bir nefes vererek ayağımdaki  çamura bakıyorum. Fazla kurumadan yere sürtmeye başlıyorum. Saniyeler sonra  ayağımda hissettiğim acıyla tiz bir çığlık atıyorum.

"Ne oldu?"

"Kahretsin ya kahretsin !" derken Kerem'in kasına -bilerek kasına (piç sımayl)- tutunarak ayağımı kaldırıyorum. "Hah, muhteşem üçlü tamamlandı işte. Harika."

Tekrar banka yerleşirken artık kasa tutumamanın hüzünü ile yalnız kalıyorum. Ayağımdaki cam parçasını yavaşça çıkartırken  yutkunuyorum. Kanlar çeşmeden akar gibi akıyor. Oh, tabi kan bol ya biz de ! Kızılayda bu kadar kan yoktur be. 

"Ben yara bandı alay-        "

"Alma ! Sadece git ya beni yalnız bırak !"

"Zeynep bu sinir ne ya? O başlat-"

Anlaştık?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin