36. Bölüm -Geberesicelerden misiniz?-

14.6K 645 206
                                    

S.a! Multiye bölümle ilgili çoğu şeyi koydum. İsterseniz belirttiğim yerlerde şarkılarıda açıp party hard yaparsınız sfsfsdg Diğer bölümü yazmakta zorlanacağımı düşünüyorum o yüzden geç gelebilir o.O Neysee, iyi okumalar .d.D

Karşımda 32 diş sırıtan bir Can, arkasında gülümseyen bir Aksel,  Aksel’in arkasında bez kadar elbise giyen kim olduğunu bilmediğim kız –cidden bu kim-, kızın arkasın da ise sempatik yakışıklı bir çocuk –bunlar kim lan-, onun arkasında ise Yeşi—Yeşim? Yeşim’in arkasında Murat? BegYağ şıllıkları çok kişili parti olsun diye neredeyse sokakta bulduğu evsizi getireceklermiş. Bir saniye. O kim? Oha ölme yaşı gelmiş adamı getirmişsen partiye demek ki!

O değilde Can niye bu kadar sırıtıyor? Parti benim mi onun mu? Yüzünde öyle bir neşeli sırıtış var ki sanırsın onlarca hediyeyi o alıyor. Ehehe evet bir sürü hediye. Ama burada beni tanımayan bir sürü insan var . Onlar almış mıdır acaba?

He Zeynep, zaten onların hobileri arasında Begüm ya da Yağmur gibi şahıslar tarafından sürüklenerek mağazalara girip sana hediye almak ve sürpriz partinde sana vermek! Buna kenarda ‘Ben burada ne arıyom amk?’ diye düşünen, ölme yaşı gelmiş adam da dahil tabi.

Bir de şurda ışıkları açıp kapayan adam var. Begüm’ün onu yerde sürüklüye sürüklüye orada durmasını emrettiğine bahse girerim. Aynen. Bahis.  İddia denince de kuğul oluyor ama bahis daha kuğul. Bahis. Ah hadi dude, bahse girelim? Bahse girerim ki bu oyunu kazanamasın dostum!

Tamam iyice saçmaladım Kerem’sizlik bana yaramıyor. Gerçi.. Kerem burada mı?!

Hızla etrafı tanıyorum %40’ı okuldan %60’ı sokaktan toplananlar. Ve aralarında kim yok? Of course  the king Kerem Sayer ! Adam sanki cumhur başkanı. Önemli işmiş.

Begüm’ün boğazını temizleme sesiyle kendime geliyorum. Kim bilir kaç dakikadır karşımdakilere öyle mal mal bakıyorum. Neyse. Ne yapıyoruz? Şaşırma taklidi.

“Aaaaa!” diyorum saçma bir nidayla. Tamam Zeynep. Sen iç sesinle Oscar almış kızsın, yaparsın bu rolü. “Ya.. . Ben ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten.. Çok şaşırdım . Hiç beklemiyordum.” Benim aslında konservatuara gitmem lazımdı da yollamadılar. . . “Gerçekten, harikasınız ya.” Gülümsüyorum. Bu Can’a doğru yaptığım ve Kerem’siz bir doğum günü nasıl geçer geri zekalı bu işin içinde bir parmağın varsa seni gebertirim gülümsemesi oluyor. Ama siz kısaca  piç gülümsemesi deyin geçin. “Can’ım ya.” Derken Can’ı kollarımın arasında alıyorum ve öylesine sıkıyorum ki.

“Ze-ynep.. “ diyor kesik nefesle.

“Bunu sen planladın dimi!” diye soruyorum sinirle.

“Ya Zey..” Onu sıkmamla susuyor. “Tamam ya. Ama valla bak. . “

“Şu tanımadığım kişileri nerden topladın?”

“Hiiiç.

“Lan sokaktan toplayıp gelmişin milleti!”

“Fena mı Zeynep yeni kişilerle tanışırsın işte?”

İçimden besmele geçirip geri çekiliyorum . Ardından Yağmur ve Begüm’e dönüyorum. İkiside şöyle sıkıştırdıktan sonra gülümsüyorum. “Nasıl kandırdılar beni yaa.” Diyorum hemen . “Hiçbir şey çakmadım valla. Helal.” Evet maalesef hiçbir şey çakmadım. Çakamadım. İkisinin suratına da sert bir Osmanlı tokatı çakmak vardı. Çakmadım.. Çakamadım..Utandım..

Onlardan ayrılıp Aksel’e bakıyorum. Değişen tek şey kıyafetler. Kot pantolon , beyaz bir tişört ve kollara kadar kıvrılan ceketli çok yakışıklı duruyor.  Ama yüz? Error.

Anlaştık?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin