Anlaştık?

39. Bölüm -Şirinler etkisi-

Okuyanlar varsa okumasın, aynı bölüm. Kaldırdım çünkü voteler de yorumlar da çok kötüydü:( Yine aynı olursa tekrar silip baştan yazıcam biraz uzun sürebilir

Yada hiç yazmam:(((

Yatağımdan şirin görünümlü pijamalarımla kalkıp, uykudan kalktığımda olan her zaman ki güzelliğimle filmlerde ki gibi esniyorum. Geceden kalmış dağınık topuzum hala bozulmamış ve harika görünüyor! Yüzüm de evlenme teklifinin verdiği mutlulukla beraber kocaman bir gülümseme oluşuyor.

Doğrularak bacaklarımı son derece büyük ve konforlu yatağımdan uzatıyorum. Ellerimi iki yana koyarak etrafı mutlulukla süzüyorum –bunu neden yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yok.-

Uykumu aldığım için rahat ve paytak adımlarla banyoma geliyorum. Yeni uyanmama rağmen kusursuz yüzüm hiç uyumamışım gibi harika görünüyor!

Mutluğu açarak avucuma su dolduruyorum ve yüzüme çarpıtıyorum. Su reklamlardaki gibi yüzüme çarpıp etrafa saçılıyor ve çok havalı bir görüntü ortaya çıkıyor. Havluyu alarak yüzümü parça parça kuruluyorum.

Banyodan çıkıp büyük evimde mutfaktan gelen omlet kokularını takip ediyorum . Mutfağın kapısını açtığımda ise annemin omlet yaptığını ve harika bir masa hazırladığını görüyorum. Yanağına kocaman bir öpücük konduruyorum.

Omletten yiyip portakal suyumdan kocaman bir yudum alıyorum. Bu sıra da kapıdan son derece mutlu suratıyla Aksel giriyor. Yanımıza geldiğinde gülümseyerek bizi selamlıyor. Ardından omletimden yemek istediğinde onu çekiştiriyorum ve kavga başlıyor.

Yemek savaşına girdiğimizde annem bize bağırmak yerine kahkahalarla eşlik ediyo—

Aha, tamam. Bu kısma kadar olma olasılığı %1 ama son kısım olmaz! Hangi kadın mutfağında yemek savaşı yapılıyor diye güler ? Hele de bu benim annemse.

Tamam doğru olaraktan geçelim şu kısmı.

Yatağımdan dolaptan kaptığım bir kapri ve üzerime geçirdiğim yarım atletle kalkıp, uykudan kalktığımda her zaman ki uzaylı görünüşümle ağzımı 5 karış açarak esniyorum. Geceden kalmış dağınık topuzumdan çıkan buklelerim beni daha  korkunç göstermeye yetiniyor ve yüzüm berbat görünüyor.

Yüzümde evlenme teklifinin verdiği mutluluk aklıma gelince gülümsüyorum. Fakat ardından Can’ın yaptıkları ve benim ona yaptıklarım aklıma gelince sinirle kaşlarımı çatıyorum.

Doğrularak bacaklarımı büyük ve konforlu yatağımdan uzatıyorum. Ellerimle saçlarımı düzeltmeye çalışırken dağınık odayı buruşuk bir suratla süzüyorum.

Uykumu doğru dürüst alamadığım için uyurgezer bir şekilde banyoma geliyorum. Yani uyandığım için şişmiş gözlerim ve çatlamış dudaklarım korkunç görünüyor. Allah’ım sen koru. Deprem olsa bu tiple dışarı çıkmaya utanırım.

Musluğu açarak avucuma su dolduruyorum ve yüzüme çarpıtıyorum. Su dirseklerimden akıp sinirimi bozuyor ve bir küfür savuruyorum. Sinirle havluyu alarak sertçe yüzümü duruluyorum.

Banyodan çıkıp büyük evimde mutfaktan gelmeyen kokuları takip ediyorum ve bir umutla mutfağa giriyorum. Mutfakta annemin olmadığını ve erkenden işe gittiğini hatırlayınca dolaptan kendime bir sandvinç çıkartıp yiyorum. Hazır meyve suyunu da yudumlarken Aksel yine cenaze suratıyla içeri giriyor.

Aksel meyve suyumdan almaya çalışınca sinirlenip ayağa kalkıyorum ve bardağı çekiyorum. O çekiyor. Ben çekiyorum. O çekiyor. Ben çekiyorum. O çekiyor. Ben çekiyorum. Sonuç olarak bardak yere düşüp kırılıyor ve yer berbat bir hal alıyor.