Saçma birkaç günün ardından sonunda İzmir’e geliyoruz.. Koyun sürüsü –koyun tayfası- yani hepimiz evlerimize ayrılınca ben Kerem,Aksel,Melis ve Can kalıyoruz..Kerem arabayı yavaş yavaş sürerken ben yanında öyle masum masum etrafı izliyorum. Can Melis ve Aksel’de arkada takılıyorlar.
Unuttuysanız söyleyeyim, Aksel hala depresyonda. Korkmuyor değilim. Hani sessizse falan içine cin girmiştir ya.. Ha birde Aksel hiç konuşmamıştı. Can’da demişti girdiler buna. Aksel’i seçtiler ona girip çıkıyorlar!
Hiç unutmam, Lise 1’de bir kız vardı. Cinleri varmış. Tövbe estağfurullah. Sarışın mavi gözlü bir çocuk vardı. Geliyordu gözlerini kocaman açıp korkunç korkunç şeyler anlatıyodu. Ben de tabi Zeynep Güzel Yılmaz ‘ım o sıralar. Korkar mıyım? Korkmam!
“Ne malsınız ya.” Deyip geçiştiriyordum. Ama o gece uyumamıştım da neyse. Çocuk geldi yine başı örtülü kızı gösterdi. “O kızın cinleri var!” dedi. Kız da böyle örtülü imanlı . Derste de durup durup göz kırpıyor oraya buraya.
Can’da arkama saklanmış çocuğu dinliyor. Diyorum “Yok öyle bir şey ya yiyo bu bizi.” Can tabi yine tırsak. Hep ödevlerini o kızdan alıyordu yanına yaklaşamaz oldu. Derste falan gelip “Lan bu kız cinlerine göz kırpıyor!” diyordu. Sonra öğrendik ki kızın tiki öyleymiş.
Ama o günlerde de din hocası şu cinli filmlerdeki büyücü garip giyinen imanlı kadınlar gibi giyinmişti. Boynunda da Arapça yazılı bir kolye. Hiç dua bilmeyen Can o gün ki 40 dakikada 5 dua öğrendi! Bende öğrendim tabi.
Neyse. Konumuz Eksıl!
Aksel’e dönüyorum. “Şt.” Diyorum arkaya dönerek. . “Eğlendin mi delikanlı.” Derken göz kırpıyorum. Amaç yok.
“Hayır.”
Yüzüm düşüyor. Bu cevabı beklemiyordum yani.”Niye?”
“Of Zeynep sus bi.”
“Of Zoynop sos bo.”
Aksel’in attığı bakışla yutkunuyorum ve önüme dönüyorum.. Tamam bro, söylemedim say.
En azından konuştu. Bu da bir şey! Demek oluyor ki.. içine ruhani yaratıklar girmemiş. Şimdilik..!
Tamam Zeynep düşünme.. Düşünme.
Bu sefer etrafı izlemeye başlıyorum. Çünkü sanırım sıkıntıdan ölücem. Ne biçim bir yaz?! Şu Aksel’in içine cin min girse de ekşın yaşasak. Ay tövbe! Dağa tırmanıpta ekşın yaşayabiliriz yani.
Ah ah.
Yine düşüncelerimde takılırken arabanın aniden fren yapmasıyla kafam iki metre öne uçup geri dönüyor.
“Kerem.. Ne yapıyosun?”
Kerem tekrardan arabayı çalıştırmaya çalışıyor ama olmuyor. “Araba bozuldu galiba.”
“Çok iyi ya!” diyor arkadan Can.
Hepimiz teker teker arabadan iniyoruz. Erkekler arabanın ön kısmına bakarken biz de hava alıyoruz. En azından araba geçen bir yerdeyiz de binip şey ederiz.
Kerem bize doğru gelip “Motor bozulmuş.” Diyor.
“Ne yapıcaz?” diye soruyor Melis.
“Otostop.” Diyor Can.
“Hepimizi alırlar zaten.”
“Otobüs geliyor!” diye cırlıyorum bu sıra da . “Otobüse binelim!”
Kerem elini yukarı kaldırıp otobüse işaret verirken Can arkasından zıplayarak otobüsün dikkatini çekmeye çalışıyor. Ben buna yorumsuz kalırken Melis bu haline gülüyor. Can’ı sevecek kadar ne yaşadın diye soramasam da bu sorunun cevabını çok merak ediyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaştık?
Romance"Eğer 18 yaşında , sevgilin olmazsa , yalnız olursan, benimsin." "Benimsin?" "Evleniriz yani. Sonsuza kadar benim olursun." "Be-" "Anlaştık mı?" "Peki . . Anlaştık ."