16. Arkadaştan Öte İlişkiden Önce

21.8K 999 72
                                    

Kısa süreli bir evlilik uzun süreli bir bekleyişin ardından, hayatımda bir devir kapanmıştı. Bu sefer bitmişti, bu sefer yitmişti... Düşman ayrılan iki insan değildik belki; ama dostta kalamamıştık. Dost arayışında da değildim tabi ki; zira hayatımda boşluğu, yokluğu bariz belliydi.

Geçen yorucu günün ardından, kavuştuğum küçük erkeğimle dolduruyordum hayatımdaki boşluğu. Ben ona anne, o bana evlat, arkadaş, yoldaş olmuştu. Akabinde sakin geçen kahvaltıdan sonra Tansu'nun isteği üzerine bir kaç sokak ötedeki parkın yolunu tuttuk. Küçük erkeğim şımartılmanın tadını çıkarıp en sevdiği çikolatalı dondurmayı da kapmayı ihmal etmemişti. Yorucu geçen günün ardından kaybetme korkusu ile bugünlük ona tolerans tanımaya karar vermiştim.

Hafta içi olduğu için fazla kalabalık olmayan parkın içinde koşturan Tansu'yu oturduğum banktan seyrediyordum. Kıpır kıpır yerinde duramayan yapısı yüzünden bir o yana bir bu yana koşturan oğlumu takip altına alan gözlerim dahi yorulmuştu. Ufak çaplı uyarımdan sonra sakinleşen küçük erkeğim, sonunda annesine rahat bir nefes aldırmaya karar vererek kum havuzuna ilerledi. Tam rahatlıkla arkama yaslanmıştım ki, hemen yanımda beliren hareketlilik ile doğrularak o tarafa döndüm. Enver banktaki boşluğu doldurarak bana değilde parkta oynayan oğluma bakıyordu. Sanki en başından beri buradaymış gibi...

"Çok hareketli bir oğlun var." Çoktandır sohbet ediyormuşuz gibi sakince konuşmaya başladı. Küçük oyununa ayak uydurup önüme döndüm ve kendine bir arkadaş bulan oğlumu tebessüm ile izlerken "Biliyorum." dedim. "Senin burada ne işin var." Dün ki olaydan sonra resmiyeti rafa kaldırarak gayriresmi bir konuşma içerisine girdim. Tesadüfen burada olmadığı belliydi, sürekli etrafımda olması işimi zorlaştırıyor, belli ki hayatımda kimseyi istemediğimi söylemiş olmam onu durdurmaya yetmiyordu.

"İşe gelmiyorsun, bende size gittim. Annen burada olacağını söyledi." dedi bu sefer alttan gülüşünü atarken göz ucuyla bana bakarak. İlgi duyulacak bir kadın mıydım bilmiyorum, güzel olduğumun farkındaydım; ama soğuk davranışlarım bile onu benden uzak tutmuyorsa bir şansı hak ettiğini düşünmeye başlamıştım. En başından beri kafamı karıştıran bu adamın belki de hak ettiği o şansı hak etmeyen biri yüzünden istemiyordum şimdiye kadar.

"İşe gelmiyorum; çünkü artık orada çalışmayacağım. Yanlış şeyler hissetmek, yaşamak veya tekrar yanılmak istemiyorum. Ben yaralıyım Enver, daha öncede söyledim, yaralarım çok taze."

"Yaralarına tuz basmaya değil sarmaya geldim. Senden şimdilik bir ilişki istemiyorum, sadece birbirmizi yakından tanıyalım diyorum. Arkadaştan öte, ilişkiden önce..." Dakikalardır karşıya bakarak konuşan adamın bedeni, sözleri söylemeden önce bana dönmüş ve gözlerinde oluşan masumane parıltılara eşlik eden yakarış gerçekliğine bir nebzede olsa ikna etmişti. Sessiz kalmaya devam edişim, onun ise bir cevap bekleyişi ve gözlerimizle konuşmamız... Şu an tamda gerçekleşen buydu. Aklımı allak bullak eden bu hallerine karşın nedensizce sert tavrımı koruyamıyordum.

"Ben..." dedim bir süre duraksarken. "Bilmiyorum, seni tanımak isteyip istemediğimi bilmiyorum Enver. Sana güvenmelimiyim onu da bilmiyorum." Daha fazla gözlerine bakarsam kabullenmekten korktuğum için bakışlarımı Tansu'ya çevirdim. Hayatın yükünü henüz omuzlarında bulundurmayan küçük oğlum her şeyden bihaber oyun oynamaya devam ediyordu.

"Güven hemen kazanılacak bir duygu değil Su, sen bana fırsat vereceksin bende sana bunu kanıtlayacağım. Bana güvenmen gerektiğine inandıracağım seni." derken ona bakmamı ister gibi elini koluma koydu. Tutuşu hafifti, ama yarattığı etki olmaması gerektiği kadar ağır. Önce kolumdaki eline baktım sonrasında ise göz bebekleri içerisinde beliren kendime. Belki güven denilen meret zamanla kazanılacak bir şeydi; fakat o olguyla ilgili genel bir sorunum vardı. Hayatımın geri kalanında ikinci bir darbe yaşamam demek, yıkımım demekti ve ben yıkılırsam biliyordum ki bir daha kalkamazdım.

UYKU (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin