Bölüm Enver'den
Sevgiyi yaşayabiliyorsun; annede, evlatta veya bir kadında... Peki ya aşk onu bu denli kolay elde edip yaşabiliyor mu her insan? Çok gençken sevdim, hem de delicesine; ama hiç aşık olmadığımı yeni tattığım duygularda, yaşadığım duygu karmaşasında anladım. Otuz iki yaşında adamken, bir kadını öpmek için bu kadar yanıp tutuşmam normal miydi? Peki ya öptüğümde vücudumun toy erkek gibi tepki vermesi... Bunlar benim hayatım için olası şeyler değildi. Hayatımı değiştiren o kadın çıka gelene kadar...
Onun beni benimsemesi zaman almışken, annemin tavırlarının yıktığım duvarları örmesine izin veremezdim. Aşkı bulmuşken kaybetmemek istemem kadar doğal başka ne olabilirdi? Bir kadında olması gereken her şeyi barındırıyor Su; anneliğin şevkatini, aşkın sadakatini... Benim bu denli benimsediğim kadına, annemin tavırlarını akıl sır erdiremiyordum. Oysa düzene girmiş yaşantım için sevdiğim kadına teşekkür etmesi gerekmiyor muydu?
O akşam, Su evi terkettikten sonra, bahçeye geri döndüğümde masaya yaklaştım. Annemin önünde dururken, ellerimi masaya dayayıp bedenimi öne eğdim. Fazlasıyla öfkeliydim ve ona yanlış bir cümle kullanmak istemiyordum.
"Neden?" diyebildim sadece, öfkeli bakışlarım annenin üzerindeyken. Cevap vermedi, sadece saniyelik bir bakış attı Işıl'a. Öfkemi kontrol edemezken masaya elimi vurdum hiddetle. "Sevdiğim kadını sana getiriyorum, tanı benimse diye. Sen istedin diye. Peki neden anne, neden bu tavırların."
Kızgınlığımı dizginlemeye çalışan babam araya girerek "Sakin ol Enver." dedi, fakat şu durumda sakin olmam imkansızdı.
"Bu tavırlarına devam edersen beni kaybedersin." Daha fazla söze gerek yoktu, o annemdi ve beni biliyordu, bir söz söylüyorsam gerisini getirirdim.
Arabanın anahtarlarını aldığım gibi evden çıkmıştım. Su'nun evine sürdüğümde, kapıdan içeri girmek üzereydi ve bende artık rahatlıkla eve gidebilirdim. Ertesi gün yaşadıklarımız ise fazlasıyla özeldi. Onun dudaklarında atan kalbim, ellerimde titreyen bedeni birbirine ne kadar uyumlu olabiliyorsa, biz de o kadar uyum içerisindeydik. Bu ürkek kadını mutlu etmek için elimden geleni yapmaya kararlıydım.
*******
Su'nun odasında karşılaştığım annemden sonra, onları bir başına yemeğe göndermek içime sinmemişti. Masama oturmuş saatin sesi ile düşüncelere dalmışken, kapı çalındı. "Gir." dedikten sonra içeri giren Işıl ile sesli bir iç çekmeyi ihmal etmemiştim.
"Söyle." dedim umursamazca konuşarak.
"Yemeğe gidelim mi. Hem seninle konuşmak istediklerim var."
Geldiğinden beri yüzüne bakmamıştım. Kafamı kaldırdığımda yalvaran bakışlarına nazaran surat ifadem yumuşamadı. Sanırım benimde onunla konuşmam gereken şeyler vardı. Başımı onaylarcasına sallayıp ayağa kalktım ve birlikte çıkışa ilerlerken, şu an yanımda olması gereken kişinin yokluğu öfkemi katlıyordu.
Yemeğe gitmektense, kahve içmek için uygun bir yere getirmiştim. Işıl ile oturup şu durumda yemek yiyecek değildim. Ayrıca aşırı sert bir kahveye ihtiyacım olduğu apaçık belliydi.
"Konuşmak istediğin her neyse söyle ve kalkalım." Sözlerim ile, bakışlarını oynadığı kahve fincanından kaldırdı. Bir kaç saniye düşünür haline ses çıkarmazken, sonrasında sıkıntıyla verdiğim nefes ile sıkıntımı anlamış olacak ki konuşmaya başladı.
"Enver ben şu an bir ilişkin olduğunu biliyorum, daha önce de bir çok ilişkin oldu hatta çocuğun bile; ama bu başka... Bakışlarından anlıyorum. Ben seni hep bekledim, bunu sende biliyorsun. Seni tamamen kaybetmek istemiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYKU (TAMAMLANDI)
Fiksi UmumBir kaza sonucu beş yıl uyuyan genç kadın, kalktığında her şeyi bıraktığı gibi bulabilecek mi? Bu masalın beyaz atlı prensini siz seçeceksiniz... Geçmiş ve gelecekten gelen iki adam...