HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)

41

Arabadan inip bahçe kapısından içeri girdiğimiz sırada bahçede kına hazırlıklarıyla uğraşmakta olan annem, elindeki süslemeyi hemen yan tarafındaki masaya bırakmış ve koşar adım yanımıza gelmişti. Bindallının içindeki Melek'e dolu gözleriyle baktıktan sonra titreyen sesiyle "Melek'im çok güzel olmuşsun" demiş ve ardından Melek'e tüm içtenliğiyle sarılmıştı.

Ortamın git gide yükselen duygusallık seviyesini düşürmek adına "Saatlerdir kuafördeyiz acıktık. Misafirler gelmeden bir şeyler yesek." demiştim. Sonrasında ise hep birlikte eve girmiş ve salonda oturmakta olan Ferit, Ahmet, Ali, Murat ve babamı görmüştük. Melek'i tebrik ve iltifat faslından sonra arkamızdan içeri giren Selim abime yönelmişlerdi.

Fısıldaşmakta olan gruba dikkat kesilmiş incelerken yalnız olmadığımı fark etmiştim. Melek ve Leyla da benimle aynı durumdaydılar.

"Yusuf amca, sen de gideceksin değil mi Selimlerle?" dedi Melek.

"Yok kızım. Benim ne işim var gençlerin arasında, gitsin eğlensin onlar."

"Ama sen gideceksin diye benim içim rahattı Yusuf amca."

"Leyla kızım bunlar çocuk mu, ben niye başlarında gideyim?"

"Bir yemek yiyip geleceğiz kızlar abartmayın."

"Gerçekten ama kızlar, siz kına gecenizi yapacaksınız oğlanlar hiç karışıyorlar mı? Bırakın onlar da eğlensinler."

"Helal sana Ayten teyze" diyerek öne atılan Ferit'i diğerleri de takip etmişti. Şimdilik konuyu uzatmanın bir faydası olmayacağını anlayıp şu hisse meselesini Ahmet ile konuşmaya karar vermiştim. Yayınevinden gelip Melek'in hazırlık ve kuaför işleri derken fırsatını bulamamıştım.

"Ahmet seninle bir şey konuşmak istiyorum iki dakika mutfağa geçsek?"

"Kızım biz çıkıyoruz şimdi, bu sıkışık zamanı mı buldun konuşmak için."

"Sanane Ferit, ne zaman konuşacağımı sana mı soracağım."

"Bahar ben şimdi çocukları bekletmeyeyim. Sonra konuşalım ya da acilse müsait bir anda arasam telefondan konuşsak."

"Telefon ile mi? Öyle telefon ile konuşulacak bir konu değil. Neyse sonra konuşuruz madem."

"Hamile misin yoksa? Baş başa konuşmaya çalışmalar falan."

"Yuh Ferit. Çüş Ferit. Hemen gitmezseniz öldüreceğim sizi."

Patavatsız Ferit ve bekarlığa veda üyelerini gönderdikten sonra hızlıca bir şeyler atıştıralım demiştik ki kına gecesi için gelen davetlilerin giriş yapmalarıyla planımız yarım kalmıştı. Melek'in çok fazla insan çağırmayıp kendi aramızda sade bir kına gecesi istemesi hepimizi şaşırtsa da başta ben olmak üzere herkesi mutlu etmişti.

"Kızlar davetliler gelmeye başladı, hadi bahçeye inelim, bekletmeyelim insanları."

Annemin ikazıyla birlikte bahçeye indik.

*

Melek'in hastaneden arkadaşları, Leyla ve Melek'in birkaç ortak arkadaşı ve bol miktarda komşunun katılımıyla kına gecesi son hız devam ediyordu. Tamamen müziğin çekim alanına girmiş kendimizi kaybedercesine çiftetelli oynadığımız sırada "Merhaba" ikazıyla durakladık. Sesin, yanında genç bir kızla durup gülümseyen Aslı'ya ait olduğunu görmüştük.

"Melek. Çok güzel olmuşsun, hayırlı olsun."

"Teşekkür ederim Aslı, hoş geldin."

"Hoş buldum. Bu arada arkadaşım Deniz. Bize gelmişti ben de buraya getirdim."