67

4.7K 307 27
                                    


Ahmet'in Hikayesi ( devam)

Müge'nin tehditlerini boş ve önemsiz bulduğumdan hiç üzerinde durmamıştım. Yanımda sinir krizi geçirerek bana dünyayı dar edeceğini söylemiş, Bahar'ı mutsuz edeceğini de ayrıca üzerine basarak tekrarlamıştı. Ciddiye almadığım bu sözlerin ileride bütün hayatımı bir cehenneme çevireceğinden habersizdim.

*

"Var bir derdin baba, neden paylaşmıyorsun benimle? Bahar'da farkında soruyor sürekli."

"Oğlum siz ne yapacaksınız benim derdimi, bakın işinize."

"Üzülüyoruz baba, seni böyle görmeye alışık değilim. Yaşlandın resmen." uzun uğraşlarım sonuç vermiyor babamı böylesine düşündüren sorununu öğrenemiyordum. Benimle paylaşmak istemediği beliydi, ısrarım sonuçsuzdu. Kendim öğrenmeye çalışacaktım.

Uyumadan önce Bahar ile mesajlaşırken ekrandaki Müge yazısını görmek beni şaşırtmıştı. Müge o günden sonra hangi cesaretle bana mesaj yolluyordu. Mesajını açtığımda

"Acil konuşmamız lazım. Yarın iş çıkışında yayınevinin arka caddesindeki kafede buluşalım."

"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok, gereken konuşmayı yaptık. Bir daha sakın beni rahatsız etme."

"Yerinde olsam bu kadar emin olmazdım Ahmet. Ailen hakkında anlatacaklarım var. Hayatını değiştirecek cinsten."

Bu kız ailem hakkında ne konuşabilirdi ki benimle. Besbelli yalan söylüyordu işte. Telefonu elimden bırakıp uyku pozisyonu almıştım fakat içime kuşku girmişti bir defa. Sanırım Müge ile buluşacaktım, bu bir oyunsa da gereken cevabı verirdim.

Sonraki gün iş çıkışında söylediği kafeye gitmiştim. İçeri girdiğimde Müge'yi kahve içerken bulmuş ve masasına oturduktan sonra "Söyle ne söyleyeceksen" demiştim.

"Sana da merhaba Ahmet."

"Buraya seninle sohbete gelmedim."

Müge dumanlar tüten kahvesini masanın üzerinde öne doğru iteleyerek "Peki, o zaman direk konuya giriyorum." dedi.

"İyi edersin."

"Ahmet, şimdi söyleyeceğim şey seni çok şaşırtacak ben bile öğrendiğimde büyük bir şaşkınlık yaşadım. Ahmet, Nilüfer hayattaymış."

Bir hışımla kalktım ayağa, öfkeden deliye dönmüştüm adeta. "Sen ne biçim bir insansın. Beni buraya çağırmak için ölmüş kardeşimi mi kullanıyorsun."

"Beyefendi sakin olun."

Garsonların müdahalesiyle gelmiştim kendime, masalardaki tüm bakışları üzerimde gördüğümde sakince yerime oturdum. Müge "Ahmet, sakin ol lütfen. İnan bana söylediğim şey doğru. Nilüfer yaşıyor, sevineceğin yerde şu haline bir bak."

Sakinliğimi korumaya çalışarak " Sana kim söyledi, bunu nereden çıkardın, anlat." diye sordum.

"Bunu sana söyleyemem."

"Ne demek söyleyemem Müge."

"Söyleyemem işte Ahmet. Sen yanlış noktaya takılıyorsun ayrıca. Kardeşin hayatta diyorum sana. "

Bir süre hiçbir şey söylemeden durdum ve düşündüm. Nilüfer, yangın. Böyle bir şey nasıl olabilir, üstelik bunca yıl, Müge ayağa kalkıp çantasını eline alırken içinde bulunduğum ortama geri dönmüştüm.

HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin