3

17.3K 587 101
                                    


İşte tam şu anda içimde müthiş bir yazma isteği var. Aslında içimdeki yazma isteği hep var fakat neden bilmiyorum böyle anlarda coşuyorum. Birden aniden kafamın içindekileri kağıda akıtmak, akıtarak bitirmek ve sonunda bir kitap meydana getirmek istiyorum. Kafamdaki hikayelerin birini detaylandırıp hızla akan bir kurgu oluşturmak istiyorum. Sonra planlamaya geçiyorum diyorum ki; başı sonu belli olmayan ani oluşan hayallerimi, hikayelerimi birleştirip mi kurgulasam kitabımı. Kitabımı. Benim kitabımı. Çocukluk hayalimi. Bazen kendimi hayallerimin peşinden koşamayacak kadar korkak, bazen tembel hissediyorum. Kızıyorum kendime çok kızıyorum hem de. Bazen bir işaret bekliyorum. Bu küçük ve kısa süreli hevesler beni sadece yerimden kımıldatıyor oysa ben koşmak istiyorum. Yazdıklarıma geriye dönüp bakmadan, pes etmeden, içime sindirerek, bırakmadan biriktirmek istiyorum cümlelerimi. Çantamda küçük bir defterim, istediğim her an çıkarıp cesurca yazabileceğim bir kalem. Hayatta aniden olan, aksilikler, komiklikler, acılar... Her anı paylaşabileceğim kara kutum. Bugün bir milat olsun desem. Kendime işte şu anda bir söz versem? İnsanlara verdiğim sözde bu kadar hassasımda kendime verdiğim sözde niye aynı hassasiyete sahip olmayayım? Şu an kendime en büyük hayalimi gerçekleştirmek için bir söz veriyorum.

Bu notu 1 hafta önce işten ayrıldığım gün kızlarla tanışmadan hemen önce yazmıştım. Şimdi çantamdan çıkarak bana bir sürpriz yaptı. Bu bir haftalık süreçte Leyla ve Melek evlerine yerleştiler, ben işten ayrıldığımı kimseye söyleyemedim. Uygun ve doğru zamanı kolladım. Benim için hemen gelmeyen o doğru zaman patron için gelmiş olmalı ki Selim abim ile karşılaşmış ve söylemişti istifamı. Bu haber evde bir deprem etkisi yarattı. Bu şekilde olması benim için çok kötü olmuştu. Bir haftadır işe gider gibi evden çıkıyor, bin bir türlü yol düşünüp boş boş eve geliyordum. Kimseyi üzmek istemiyor ve her seferinde en çok üzülen ben oluyordum. Yine öyle oldu. Üstüne üstlük bu sefer bir de yalancı olmuştum. Hayatımda ilk defa aileme yalan söylemiştim ve şimdi bir de bunun ezikliğini yaşıyordum.

"Bu sefer ne oldu?" dedi annem.

Mutsuzluğumu, beklentilerimi karşılamadığını anlattım dördüncü kez.

"Bahar sen olayı yanlış anlamışsın. İş sevilmez. Kimse işini sevmez."

"İş sevilmeli anne. Gününün, ömrünün büyük bir kısmını kaplayan bir yerde mutsuz olmanın ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı? "dedim anneme.

"Beni hayal kırıklığına uğrattın, çok şaşırttın Bahar" Bu cümle dünyanın en acı, en vurucu cümlesiydi benim için o an. Günlerdir kulağımda olan ve büyük bir başarı yakalayamazsam uzun bir süre daha kulağımda yankılanmaya devam edecek olan cümle. "Beni hayal kırıklığına uğrattın."

Sadece dört kelime. Dört basit kelime bir insanı nasıl olur da bu kadar yaralayabilir? İnsan vücuduna bile etki edip baş ağrısı, kalp sıkışması meydana getirebilir? Bazı kelimeler çok güçlü. Kelime mi ağır yoksa onu söyleyen kişiden mi kaynaklı bu da ayrı bir karmaşa.

"Peki kızım şimdi ne yapmayı düşünüyorsun? Uzun süren sessizliği bozan soru buydu.

"Daha iyi şartlarda, ortamı daha kaliteli beni tatmin eden bir iş arayacağım." dedim.

"Bundan daha iyisini bulamazsın tamam bitti" dedi annem.

"Kitap yazacağım" dedim. "Yazar olacağım, hayallerimin peşinden gideceğim artık."

Evet söylemiştim. Kelimeler ağzımdan çıkmıştı. Bu benim hayalimdi, hedefimdi fakat bu zamana kadar hep kendi içimde yaşamıştım. Kimseyle paylaşmamış, kimselere açmamıştım. Kalbimin içinde üzeri örtülü bir kutudaydı. Zaman zaman tozunu alır, yerini değiştirir, içini açıp okşar fakat yine yerine koyardım sessizce. Şimdi öyle bir anda bu kadar kolay bir şekilde ağzımdan çıkması beni uzun süre düşündü. Belki bu bir işaretti. Bir kitapta okumuştum. İsteklerini gerçekleştirmek için yapılması gereken aşamalardan bahsediyordu. Bunlardan biri hedefini tanıdığın insanlara anlatman gerektiğiydi. Anlattığın zaman başarısız görülmek istemeyeceğinden dolayı hedefine ulaşmak için çaba göstereceğini söylüyordu yazar. Mantığıma yatmıştı. Artık hedefime ulaşmak için bir aşamayı daha bilinçsizde olsa geçmiş olduğunu anladım. O an annemin sinirli haliyle başımda dikildiği, birbirimizi kırdığımız o an anladım ki artık bir şeyler farklı olacaktı. Kısa vadeyi başarılı bir şekilde atlatırsam eğer uzun vadede başarılı olacaktım. En kötü ihtimalle kendime verdiğim sözü tutmuş olacaktım. Bu bile yeterli bir sebepti. Bu notu yazmam, ardından yaşananlar ve notun tekrar karşıma çıkması tesadüf değildi. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi.

HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin