65

4.7K 327 18
                                    


Saatlerdir nezarethanede bekliyorduk ve bunda benim salaklığımın payı büyüktü. Selim abime Melek'in hastanede olduğunu söylerken bizim durumumuzdan bahsetmeyi unutmuştum. Daha ne kadar burada kalacaktık, Melek'in durumundan haberdar olamamak içimi sıkmıştı. Bebek nasıldı, Melek nasıldı? Ahmet olayı ise başlı başına üzerinde konuşulup bir şeyler yapılması gereken bir durumdu, Leyla'da detaylı bir açıklama yapmamıştı, geniş bir vakitte konuşmak daha sağlıklı diyerek tüm ısrarlarıma rağmen konuyu kapatmıştı. Bunların hepsini halledebilmek için bir an önce buradan çıkmalıydım.

"Kaç saat oldu buraya gireli?" dedi Ferit.

"Bilmiyorum ama çok oldu Ferit. Selim ne yaptı, Melek ne durumda acaba?"

"Bende çok merak ediyorum Leyla. Bizi unuttular burada."

Saatlerdir bir o yana bir bu yana dolanıp durduğumdan Leyla'nın yanına oturdum, başımı duvara yaslayıp ellerimi göğsümün üzerinde birleştirip güzel şeyler düşünerek rahatlamaya çalıştım. Ailemize bir bebek gelecekti, belki de gelmişti. Acaba ben şimdi hala mı yoksa teyze mi olacaktım.

Azıcık ele avuca gelsin ben onu bisikletimin sepetine atıp gezdirirdim. Böyle bir manzarayı gözümün önüne getirdikten sonra annemin ve Melek'in arkamdan koşup bana kızdıkları sahne geldi gözümün önüne. Gülmekten kendimi alamadım. Melek bebeğimi kaçırdın diye suç duyurusunda bulunabilir, annem bebeği düşürürüm diye onlarca kötü senaryo kurabilirdi. Zira bizimkilerde bu potansiyel fazlasıyla vardı.

"Bahar, Allah aşkına neye gülüyorsun, bize de söyler misin?"

"İki dakika hayaller alemine dalmıştım, hemen çıkar Ferit."

Ferit başka bir şey söylemediğinden tekrar gözlerimi kapattım. İçinde bulunduğum sıkıntılı ortamdan kaçmak için hayallere sığındım fakat bu eylemim "Gözünüz aydın" diyen bir sesle yarım kaldı. Gözlerimi açıp toparlandığımda iki polis memuru nezarethanenin kapısını açmışlardı. Açılan kapıdan kendimizi dışarıya atarken "Gözünüz aydın dediğinize göre mahkemeye çıkmaya gerek kalmadı değil mi, özgürüz." diye sordum.

Polis memuru onaylayan bir ifadeyle "Avukatınız geldi, sizi bekliyor." dedi. Selim abimin geldiğini duyunca üçümüzde adımlarımızı hızlandırarak gösterilen şekilde ilerledik.

Saatler önce ilk getirildiğimiz kata çıkıp merdivenlerin sağ tarafındaki küçük bir odaya girdiğimizde burada oturduğu sandalyede elindeki dosyaları inceleyen takım elbiseli genç bir erkek ve masanın arka tarafında önündeki bilgisayarla uğraşan bir polis gördük. Takım elbiseli genç bizi fark edince ayağa kalktı, ardandın elini uzatarak buradayım." diyerek kendini tanıttı.

"Selim abim sizi yolladığına göre Melek'in durumu kötü mü acaba?"

"Allah korusun Bahar." dedi Leyla.

Fuat Bey araya girerek "Kötü bir durum olduğunu sanmıyorum. Selim beni aradı, eşinin yanında hastanede olduğunu söyledi ve sizin durumunuzdan bahsettikten sonra benden size yardımcı olmamı rica etti. Çok şanslısınız ki, nöbetçi mahkemeye gerek kalmadan hallettik. Verdiğiniz ifadeden yola çıkarak sosyal medya hesabını inceledik ve daha önce Ferit Bey gibi dolandırılan insanların ifadeleriyle eşleştirdik."

Fuat Bey durumu detaylarıyla anlatıyordu fakat bizim aklımız Melek'te olduğundan kibarca araya girdik ve hastaneye gitme konusunda yardım istedik. Oldukça kibar ve yardımsever olan Fuat Bey çıkış işlemlerimizi yaptıktan sonra bizi hastaneye bıraktı.

Hastaneye girdiğimizde Selim abimi koridorda tek başına otururken bulmuştuk. Bizi fark edince ayağa kalktı ve bize doğru ilerledi. Birkaç adım sonra koridorun ortasında buluştuk ve hemen Melek'in durumunu sorduk.

HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin