53

4.5K 318 27
                                    


"Ahmet. Ahmet geldi."

"Ahmet mi?"

"Bak orada."

Ferit parmağımla gösterdiğim yere baktı, ardından boş gözlerle bana. Ferit'in bakışlarındaki anlamsızlığı az önce Ahmet'in olduğu yöne baktığımda anlamıştım. Sokakta Ferit ve benden başka kimse yoktu. Hayal görmüş olamazdım, çok netti, o Ahmet'ti. Peki ama şimdi neden ve nereye kaybolmuştu?

"Bahar sen bu saatte burada bu şekilde ne yapıyorsun?"

"Gök birden çok şiddetli gürüldeyince ben çok korktum Ferit, kaldım öyle."

"Anladım, gök gürültüsü ve senin bir araya gelmiş halin. Hadi gel eve gidelim çok ıslanmışsın hasta olacaksın."

Yavaşça ayağa kalktıktan sonra Ferit'in şemsiyesinin altına girdim, bir yandan taksi bakınıyor bir yandan Ferit'in anlattıklarını dinliyordum. Aslında taksiye bakınan Ferit'ti, ben Ahmet'e bakınıyordum, bir anda nasıl bu kadar çabuk ortadan kaybolmuştu böyle.

"Arkadaşımla ayrıldıktan sonra da işte uzaktan seni gördüm, halin bir tuhaf gelince peşinden geldim. Bahar sen beni dinlemiyorsun, nereye bakınıyorsun öyle."

"Dinliyorum Ferit."

"Ahmet falan yok Bahar, sen o korkuyla birden onu gördüğünü sandın hepsi bu."

Bir şey söylemedim. Ben gördüğümden emindim varsın Ferit öyle sansın.

*

Eve girdiğimde ailem oldukça endişeli bir şekilde beni beklemekteydi.

"Kızım, telefonunu neden açmıyorsun Allah aşkına."

"Telefonum. Baba söyleşideyim diye sessizdeydi bakmak hiç aklıma gelmedi inan."

"Yağmur şiddetlenince korkarsın diye panikledim, olduğun yeri öğrenip seni alayım diye defalarca aradım, korktuk kızım ulaşamayınca."

"Bende korktum, ama yolda Ferit'le karşılaştık birlikte geldik."

"iyi bari."

"Bahar sırılsıklamsın, hadi git üzerini değiştir" diyen annemi onaylayarak odama doğru yöneldim. Tekli koltukta oturan Selim abime sert bir bakış gönderdikten sonra merdivenlere ilerledim.

Odama girip kapıyı kapattığımda, sırtımı kapıya yaslayarak durdum öylece. Tek başıma kaldığım ilk andı, salim kafayla dakikalar önceye geri dönmüş olanlara kendimce bir açıklama arıyordum. Ben korkmuştum, Ahmet'te hızla yanıma ilerliyordu. Bundan emindim. Ferit'in varlığını hissedip kısa bir süreliğine ona doğru dönmüştüm. Sadece birkaç saniye. Madem birkaç saniyede kaybolacak neden karşıma çıktı? İç sesim 'artık Ahmet'e bu kadar kafa yorma siz ayrıldınız' dediğinde hızla kendime geldim. Üstüm başım sırılsıklamdı, biraz daha bu şekilde durmaya devam edersem hasta olmak kaçınılmaz sonum olacaktı. Dolabımı açıp rahat ve kuru kıyafetler giydikten sonra sıcak bir şeyler içmeye karar verdim. Mutfağa inmeden hemen önce pencereye doğru yaklaşıp yağmurun hala yağıp yağmadığına bakmak için çamı açtım. Şiddeti iyice azalmış seyrek bir şekilde yağıyordu, oluşan toprak kokusunu içime çekmiştim. Pencereyi kapatmış perdeyi çekerken karşı çaprazdaki köşede siyah arabanın arkasındaki kişi dikkatimi çekti. Bu o muydu gerçekten. Emin olmak için pencereyi hızla açtığımda şüphemde haklı olduğumu görmüştüm. Sokak lambasının altında aydınlanmış yüzüyle Ahmet benim camıma bakıyordu. Onu fark ettiğimi anladığında ise oradan uzaklaşmaya başlamıştı. "Dur" diye bağırarak hızla odamdan çıktım. Onu yakalamak ve amacını sormalıydım. Merdivenlerden ikişer ikişer atlayarak dış kapıyı açmış, son sürat evden dışarı çıkmıştım. Anne babamın seslenişlerine cevap vermeden sokağa varmıştım nihayet fakat etrafta kimse yoktu. Sokağın iki başına da gidip bakmama rağmen onu bulamamıştım. Ümidi kesip kapıya doğru ilerlerken bana seslenen birini duymuş ve sesin sahibini aramak için etrafa bakınmıştım. Işıl elindeki ceketi girmeye çabalarken bir yandan da yanıma doğru ilerleyip "Bu halin ne?" diye sormuştu. Ona ne cevap vereceğimi düşünürken Leyla belirmiş ve aynı soruyu yöneltmişti. Ufak bir bocalamanın ardından Leyla "Ne zamandır karşılıklı oturamadık Bahar, gel bir kahve içelim." demişti.

HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin