61

4.4K 294 32
                                    

Bakalım neler yapıyormuş bizim kız :)

Bahar'ı özleyenlere gelsin.

Otogarda ailem ile vedalaşmak nedense zor gelmişti. Kendi istediğimle, bir süreliğine hayallerimi gerçekleştirmek için gitmeme rağmen gözlerimden akan bir iki damla yaşa engel olamamıştım. Neyse ki o bir iki damlayı gören olmamıştı.

Otobüs hareket etmeye başlayınca içimde bir heyecan kıpırtısı hissetmiştim. Yeni bir yola girdiğimin farkındaydım. Aylar sonra geri döndüğümde bir çok şeyin farklı olacağını biliyordum. Güzel gelişmeler olacağını, hayatımdaki pek çok şeyin düzeleceğini, Melek'in geleceğini, sorunların çözüleceğini biliyordum ama yine de tam olarak mutlu değildim. Çünkü tüm bunlar olsa, hatta kitabım satış rekorları kırsa, her şey mükemmel ilerlese bile bir yanım hep eksik kalacaktı. Hiçbir zaman tam olarak mutlu olamayacaktım. Ahmet'e olan öfkem, özlemim, anılarım, gözleri, sesi, aklımdan çıkmayacak, nereye gidersem, ne yaparsam beni bırakmayacaktı. Sanırım böyle yaşamayı öğrenmekten başka çarem yoktu.

Eksikliğini hissettiğime hasret yaşamayı öğrenmek.

Ben ona uzak, ben ona hasret bilmediğim bir yere gitmek için yollara düşmüşken o nerede ne yapıyordu kim bilir.

*

Otobüsten indiğim sırada soğuk havanın bedenime temasıyla birlikte ürperdim. Kış mevsiminde ve sabahın bu erken saatinde soğuk olması normaldi fakat bu derecesi normal değildi. Otele nasıl gideceğimi araştırmış olduğumdan valizimi alıp minibüslerin olduğu tarafa ilerledim.

"Bahar"

Adımın söylendiği yöne doğru başımı çevirdiğimde bana seslenen kişinin Harun amca olduğunu anladım ve şaşkınlığımı gizleyemedim. Babamın askerlik arkadaşı, otelinde kalacağım Harun amca. Gülümseyerek iki adımda yanıma geldi ve kendini tanıttı. Oldukça konuşkan ve sempatik olduğunu ayaküstü sohbetinden anlamıştım.

"Sen neden bu saatte gelip zahmet ettin? Ben minibüsle gelirdim Harun amca."

"Olur mu öyle şey kızım. Ben zaten erken kalkarım, sen bu andan itibaren benim kızımsın."

Sohbet eşliğinde ilerleyerek Harun amcanın arabasına kısa sürede varmıştık. Araba çalıştıktan hemen sonra içerisi sıcacık olmuştu.

"Ben numaranı akşam babandan aldım, uyuyorsundur belki diye mesaj attım ama internetin kapalıydı, galiba iletilmedi. Fotoğrafını da profil resminden gördüğümden kolayca tanıdım."

Cebimden çıkardığım dedemin tuşlu telefonunu Harun amcaya göstererek burada kaldığım süre boyunca bu telefonu kullanacağımı söyledim. Harun amca oldukça şaşırarak nedenini sordu, ben nedenlerini uzunca anlatana kadar neredeyse otele varmıştık.

Buraya gelmeden önce bazı kararlar almıştım, bunlardan en önemlisi interneti, haberleri, gelişmeleri hayatımdan bir süreliğine çıkararak kendimi dünyadan soyutlamaktı. Yaptığımın iyi mi, kötü mü; doğru mu, yanlış mı olduğunu bilmesem de yapacaktım. Dikkatimi dağıtacak, vaktimi çalacak her şeye kapımı kapatmaya kararlıydım.

"İşte geldik. İnşallah beğenirsin."

Etrafıma büyülenmiş gibi bakarken dilimden belli belirsiz "beğendim bile" sözleri döküldü.

Harun amcayı takip ederek ilerlerken etrafıma göz gezdiriyordum. Otoparktan otele uzun bir yol vardı, rahat ilerlemeyi sağlamak için taş döşenmiş bu yolun sağ tarafına başımı çevirdiğimde ormandan başka göze görünen hiçbir şey yoktu. Sol tarafta ise yan yana dizilmiş küçük bungalov evleri vardı ve harika görünüyorlardı. Taş yolda yürürken hangisinin benim olacağını düşünmüştüm.

HAYATIN BAHARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin