20. Bölüm

1.5K 88 20
                                    

Şimdi size bir şey soracağım. Askeri sahneler görmek ister misiniz? Buraya yazarsanız çok sevinirim.
İyi okumalar...

Hastaneden çıktığımda Yavuz'u aradım. Açmayınca eve gittim. Yemek hazırladım, yemek yedim, evi toparladım derken Yavuz hala gelmedi. Saat geç olunca merak edip tekrar aradım. Yine açmayınca Erdem abiyi aradım. "Erdem abi ben Yavuz'a ulaşamıyorum. Taburda mı?" dedim. "Acil bir operasyon bilgisi geldi. Şu an sınır dışındalar Bahar" dediğinde nefes verdikten sonra "Tamam, tamam saol Erdem abi" deyip kapattım. Üzerimi değiştirip biraz salonda kitap okudum. Sonra da uyudum.

Sabah kalktım kahvaltı ettim. Hazırlanırken Yavuz aradı. "Canım iyi misin?" dedim. Yatağıma oturduğumda "İyiyim merak etme. Sadece burda bir süre daha kalacağım kendine dikkat et" dedi. Sesini duymak o kadar rahatlatmıştı ki. "Tamam sende kendine dikkat et. Müsait olduğun her zaman ara merak ediyorum seni" dedim. "Tamam ararım. Aklın bende kalmasın. Alper'i gönderdim gelir birazdan. Benim kapatmam lazım" dediğinde gözlerimi kapatıp "Seni seviyorum" dedim."Ben de sana karşı boş değilim" dediğinde gülüp "Pislik" dedim ve telefonu kapattım.

Hastaneye gittim. Bana yeni bir asistan göndermişlerdi. Asistanla tanışmak için odama çıktım. Kapıda, baştan cıvımaması için sert bir ifade takınıp girdim. Zeten ayakta olan asistan bana döndü. "Merhaba hocam ben Burak" deyip elini uzattı. Eline bakıp ona düz bakışlar gönderince elini çekti. Koltuğuma oturup dosyaları toparladım ve ona uzatıp "Bu hastaların kontrollerini yapacaksın" dedim. Bir kaç dosyaya baktıktan sonra "Ama bunlar kontrol edilmiş" dediğinde çantamı masaya koydum ve "Dediğimi yap" dedim. Çaresizce odadan çıkınca bende işlerime döndüm. Öğleye doğru Burak odaya geri geldi ve "Hastalar bitti hocam" dedi. Başımı sallayıp "Güzel. Benim bir ameliyatım var. Sen bu sırada dosyalarla ilgilen. Masamda duran bütün dosyaları tamamlanmış istiyorum" dedim. Bir şey demediği için odadan çıktım. Ameliyathaneye gittim ve hazırlanmaya başladım. Ameliyatın ortasında Burak girdi ve "Hocam dosyalar bitti bu ameliyata girebilir miyim"diye sordu. Neşteri hemşireye uzatıp "Hayır" dedim. Ağzındaki maskeyi indirip "Hocam lütfen" dedi. Ona dönüp kaşlarımı çattım ve "Burak! Hayır" dedim. Maskeyi fırlatıp çıktı. Ameliyat yaklaşık iki saat sürdü. Çıktıktan sonra sinirimi yatıştırmak için odamdan çantamı alıp hemen çıktım. Bir asistan nasıl böyle davranabilir?

Kapıdaki Alperle beraber eve gittim. O kapıda beklerken ben eve girip mutfakta kahve yaptım. Kahveyi içerken Yavuz'u aradım. Çaldı ama açmadı. Kahveyi bitirince yemek hazırladım. Sonra aklıma Su'nun da evde yanlız olduğu gelince arayıp yemeğe davet ettim. Onu alması için Alper'i gönderdim.

Masayı hazırlarken kapı çaldı. Hemen ellerimi silip kapıya gittim. "Hoş geldin" deyip Su'ya sarıldım. "Hoşbuldum" dedi. Ceketini ve çantasını portmantoya koydum ve mutfağa gittik. Tabaklara yemekleri koydum ve masaya oturdum. "Bir gün bize de beklerim hep ben geliyorum" dediğinde bardağa su koyarken "Tamam canım" dedim. Sohbet ederken yemeğe başladık.

Su tavuğu çok beğenince bir tabak daha koymak için masadan kalktım. Telefonum çalınca Su "Yavuz abi arıyor" dedi. Dolu tabağı masaya bırakıp hemen açtım. "Bahar" dedi. Sesi biraz garipti "Canım?" dedimsandalyeye oturup. Bir nefes sesi geldi ve "Biz yarın akşama doğru orda oluruz" dedi. Su merakla bana bakarken kaşlarımı çatıp "Yavuz sesin iyi gelmiyor. Bir şey mi oldu" dedim. Su daha da meraklanıp yutkununca Yavuz'un cevap vermesini bekledim. Bir süre sonra "Mansur" dedi ve tekrar sustu. Olanı anlayıp gözümü kapattım ve arkama yaslandım. "Mansur şehit oldu" dediğinde gözlerim doldu. Kapalı gözlerimi açınca Su "Bahar noldu" dedi. Elimle ona dur işareti yapıp "Başımız sağolsun" dedim. Ağladığını belli eden kesik nefesini verip "Vatan sağolsun" dedi. Su benim söylediklerimle daha da korkarken "Geldiğimde konuşuruz benim kapatmam lazım Bahar" dedi Yavuz. Bir elimle göz yaşlarımı sildim ve "Tamam, tamam canım" deyip telefonu kapattım. Su hemen "Bahar nolmuş" dedi. Telefonu masaya bırakıp "Mansur, şehit düşmüş" dedim ve suyumdan büyük bir yudum aldım. Su çaresizce masaya bakarken "Neyse üzülemeyiz, onları mutlu edemeyiz gel içerde bir şeyler izleyelim" dedim.

Beşinci Mevsim: Sen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin