19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu olsun.
İyi okumalar...Çarşamba günü hastaneden çıkınca İpek ile eve gittik. İpek hemen kıyafet seçmeye başlarken ben mutfakta tıkınmakla meşguldüm. Yanıma gelip "Bahar bunu mu giyeyim? Yoksa bunu mu?" Deyip elindeki elbiseleri gösterdi. Elmadan büyük bir ısırık alıp "Bence sağdaki" dedim. Sağdakine bakıp "Yani bu çok da şey değil" dedi. Gülümseyerek "O zaman soldaki" dedim. Neşeyle "Bencede" dedi ve gitti. Ben ona gülerken kapı çaldı. Elmayı yiye yiye kapıya gittim. Gelen Yavuz'du. Dün onun için yaptırdığım anahtarı alıp içeri girdiği zaman kucağına fırlattım. Anahtara bakarken "Sana sürekli kapıyı açamam sende kalsın" dedim. Anahtarı cebine atıp "Hadi git giyin Bahar çıkıcaz şimdi" dedi. Biten elmanın sapını çöpe atıp uzun, sade ve bol bir elbise alıp üzerime geçirdim. Fermuarını kapatamayınca "İpek" diye seslendim. Yavuz kapıya yaklaşırken "Noldu? İpek lavaboda" dedi. Hala uğraşırken "Şu fermuarı çeker misin?" dedim. Yanıma geldi ve fermuarı ellerimden aldı yavaşça yukarı çekerken dokunduğu yerler alev almaya başladı. İş bitince gülümseyip aynanın karşısına geçtim. Saçımı tararken beni izledi. Hazır olduğuma kanaat getirip Yavuz'un koluna girdim ve beraber salona gittik. Keşanlı ve İpek birbirlerine küçümseyerek bakıyorlardı. "Hoşgeldin Keşanlı" dedim ayakkabılarımı giyerken. İpek topuklularını tıkırdatarak dışarı çıktı. Mücahit "Tavuskuşu kılıklı" dediğinde dışarıdan İpek "Duyuyorum mağara adamı!" diye bağırdı. Ben gülerek ayağa kalkıp "Hadi gidelim" dedim. Çantamı alıp arabanın anahtarını Yavuz'a verdim. O direksiyona, ben yanına, bizim keçiler de arkaya bindiler. Canım sıkıldığını için radyoyu açtım. Duman'ın şarkılarından en sevdiğim Bal çıkınca arkama yaslanıp dinledim. Yavuz değiştirince "Ya!" deyip geri Duman'ı açtım. "Bahar ben bu adamı dinlemek istemiyorum. Bal ne ya?" dedi ve tekrar değiştirdi. Dumanı açıp "Bal diye sevmek özeldir. Sevgilim aşkım diye seveceğine bal diye sev, özel sev" dedim. Yutkunduğunda "Hem Kaan Ahu'yu hep 'Balım' diye severdi. Ahu intihar edince bir daha o şarkıyı söylemedi o kadar güzel ve sadık sevdi Ahu'yu" diye ekledim. Şarkı devam ederken lambalarda bana baktı ve "Balım" dedi "İyiymiş"
Gideceğimiz yere varınca kapıdaki Su'ya sarıldım. İçeri geçtiğimiz zaman bizim genç tayfa vardı. Feyzullah'a da sarıldıktan sonra bir sandalyeyi çekip oturdum. Yavuz yanımdaki yerini alınca önce sohbet eşliğinde yemekleri yedik sonra Mansur bağlama çaldı. Nazlı "Gençler şimdi bi beni dinleyin. Önümüz hafta biliyorsunuz ki hem kına hemde düğün var kızlar Su ile erkeklerde Feyzo ile ilgilenirse bütün hafta çok makbule geçer" dedi ve oturdu. Mücahit "Tavuskuşları varsa makbule geçeceğini hiç sanmıyorum" dediğinde İpek "Mağara adamları varsa zaten söylememe bile gerek yok" dedi. Yavuz "Yine başlamayın gençler kalabalık ortamdayız" dedi. Su ve Nazlı ile vedalaşınca yine dördümüz çıktık. Mücahit "Komutanım ben burada kalayım Karabatakla döneriz biz" dedi. Yavuz "Olmaz bizle geliyorsun hanımları bırakınca bir yere uğrayacağız" dedi. Arabaya doğru yürürken "Bari ön tarafta oturayım" dedi. Gülümseyerek arka tarafta oturunca Mücahit öne geçti. Yol biraz uzun olduğu için uyuyakalmış İpek'e bakıp arabadan inerken "Mücahit İpek'i alır mısın uyumuşda" dedim. "Yenge uyandırsana" deyince gözlerimi devirdim ve "O asla uyanmaz" dedim. Oflaya puflaya İpek'i kucağına alınca Yavuz'un yanına gittim ve "Şunlara bak" dedim. Ufak bir gülümseme dışında bir şey yapmadı ve kapıyı açtı. Mücahit İpek'i odadaki yatağa yatırınca "Her yerim parfüm koktu ya" dedi. Omzuna vurdum ve "Söylenme Keşanlı ben senin yengenim bir şey de mi rica edemeyeceğim. Ayıp ayıp" deyip güldüm. Onlar gidince bende üzerimi değiştirip koltuğa uzandım. Bu hafta sonu izinliydim ve spor salonuna gitmeyi düşünüyordum. Düşüncelerimden sonunda sıyrılıp uyudum.
Kalktığımda İpek tabiki uyuyordu. Kahvaltı hazırlarken "İpek! Uyan artık!" diye bağırdım. Bir oflama duyunca uyandığını anlayıp duşa girdim. Ben çıkınca İpek girdi. Kıyafet seçerken Yavuz aradı "Günaydın" dedi. Gülümseyerek "Günaydın" dedim. Seçtiğim pantolonu ve gömleği yatağıma koyup çıkarttığım diğer kıyafetleri dolaba koyarken "Bu gün operasyon var. Erdem Yarbayım Bahar hazırlıklı olsun dedi" diyince çok sevindim. Operasyona gidip yardım etmek tabiki güzel bir şeydi ama biri yaralanmadan gitmeyeceğim için de bir yandan üzülüyordum. İpek "Bahar böcek var" diye bağırdığında yada düzeltelim böğürdüğünde "Benim kapatmam lazım görüşürüz" deyip hemen kapattım ve içeri gittim. Bıkkınlıkla "Nerde" dedim. Koltuğun üstünden televizyon ünitesinin yanını gösterdi. Yerdeki küçük böceği peçeteyle alıp camdan attım. Rahatça koltuğa oturduğunda "Şu böcekten korktyğuna hala inanamıyorum" dedim ve gülerek odaya gidip giyindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beşinci Mevsim: Sen (TAMAMLANDI)
Fiksi Penggemar!!! #yavbah içinde birinci sırada !!! Başlangıç tarihi: 3 Nisan 2018 Salı Bitiş tarihi: 2 Şubat 2019 Cumartesi (Wattpaddeki ilk Beşinci Mevsim: Sen adlı hikayedir)