14. Bölüm

1.7K 87 2
                                    

İyi okumalar...

Pazar günü yine spor salonuna gittim. İçeri girmeden Yavuz'un attığı mesaja cevap verdim.
'Alper çıktığını görmüş nerdesin?'
'Dünkü spor salonundayım'

Sadece suyumu alıp içeri gittim. Başta bisiklete bindim sonra eldivenlerimi giyip kum torbasına gittim. Dün koşu bandımda yanıma gelen yılışık yine geldi. "Bu gün eşini göremiyorum" dediğinde cevap vermedim. Elimi tutup "Bu kadar nazlanma" dediğinde elini çevirip sırtına yapıştırdım ve dizimle baskı uygulayıp diz çöktürdüm. Acıyla bağırırken içerdekiler bizi izlemeye başladılar. "Bi daha yanıma yaklaşma! Bu sefer kurtulamazsın!" dedim. Beni sırıtarak izeyen Yavuz'u görünce adamı yere itleyip hızlıca yanına gittim ve kolunu tutup çekmeye başladım. Soyunma odasındayken sinirle hırkamı giydim. "Bir hafta sonumuz vardı, spor yapalım dedik içine sıçtılar" diye söylene söylene çantamı topladım. Kapıdan çıkarken Yavuz kolunu omzuma attı ve "İşte benim kızım" dedi. Çıkınca "Ben kimsenin kızı değilim" diye karşı çıktım. Arabaya binip hemen çalıştırdım. Yavuz binince gaza bastım. Yol kısalsın diye uçurumun ordan gittim. Ormanda durup anahtarı Yavuz'a verdim ve "Ben biraz ormanda yürüyim, spor yapayım en azından burda kimse yok" dedim. Ormana doğru giderken "Tek başına gidemezsin" deyip yanıma gelen Yavuz'a baktım. Hafif bir şekilde koşarken Yavuz Bal'ı açtı. Telefonunu cebinde koyunca bir kaç saniye gülümseyerek baktım. Şarkı eşliğinde uzun süre koştuk. Yorunlunca toprağa oturduk. Ben sırtımı Yavuz'un göğsüne yasladım ve ayaklarımı uzattım. Karşıdaki ağaçları izlerken bir ses geldi. Yavuz'a baktığımda fotoğrafımızı çektiğini gördüm. Gülüp tekrar karşıya döndüm. Foroğrafa bakan Yavuz "Sen kahvaltı etmedin mi? Yüzün çok soluk" dedi. Biraz dikleşip "Yoo yedim bir şeyler" dedim. Bıkkınca bakarak "Yalan söyleme Bahar" dedi. Konuyu dağıtmak için "Sence de İpek ve Mücahit de birbirlerine çeken bir şey yok mu?" dedim. Ağaca yaslanıp "Mücahit öyle kızları sevmez" dedi. Karşısına geçip "Ama unutmayın Bay Karasu, aşık olacağınız kişiyi seçemezsiniz" dedim. Gözlerime kenetlenip "Evet, insan seçemiyor Bayan Karasu" dedi. Bir süre gözlerinin en derinine odaklandım sonra "Hadi artık gidelim" deyip ayağa kalktım. Giderken ayağım bir şeye takıldı ve tam düşecekken Yavuz tuttu. Filmlerdeki gibi uzun süre bakışmadık çünkü bileğimdeki acıyla "Ah" diye sızlandım. Kollarını gevşetip "Noldu iyi misin" dedi Yavuz. Acıyla gözlerimi kısıp "Bileğim" dedim. Kolunu, belime koyarken "Tamam şimdi arabaya gideriz" dedi ve beni kucağına aldı.

Giderken birden durdu. Bileğimi tutarak "Noldu" dedim. Yutkundu ve "Biz nerden gelmiştik ya" dedi. Gözlerimi kapatıp başımı omzuna koydum ve "Kaybolduk değil mi" dedim. Uzun süre Yavuz beni taşıdı ama bir yere çıkamadık sonunda beni ağacın dibine oturttu ve Mücahit'i aradı. Neyseki telefon çekiyordu. Telefonu kapatıp yanıma oturdu. "Orman orman diye tutturdun, al sana orman" dedi. Kollarımı birleştirip "Üf amma konuştun Yavuz" dedim. Gülümseyerek beni kendine çekti ve başım göğsüyle buluştu. Biraz oturunca acıktığımı anladım. "Yavuz ya ben acıktım" dedim. Sabır dilercesine nefes verdi ve "Bahar şu an ne yapabilirim? Ormanda her hangi bir lokanta yok kusura bakma" dediğinde omzuna vurup "Birincisi benimle düzgün konuş. İkincisi" deyip sert bakışlarımı yumuşatıp "Şurda erik ağacı var" dedim ve ağacı gösterdim. Arkasına yaslandı "Kalkacak halim yok valla. Birazdan gelirler zaten Bahar" dedi. Sinirle kalıp ağacın yanına gittim. En alttaki dala tutunup gövdedeki boşluğa bir ayağımı koydum. "Oraya ne dersem diyeyim çıkacaksın değil mi?" dediğinde başımla onayladım. Ellerini açıp "İyi kolay gelsin" dedi. Ona dil çıkartıp ağaca tırmanmaya devam ettim. Bileğim acısada belli etmedim. Hırkmı kıvırıp aldığım erikleri içine doldurmaya başladım. Bana yetecek kadar topladım. Sonra sağlam bir dala oturup Yavuz'a bakarak erikleri yemeye başladım. Bana sırıtarak bakıyordu. Erikleri bitirince ağaçtan indim. Yanına geri oturdum ve ellerimi enseme koyup arkama yaslandım. "Eriklerde baya iyiydi" dedim. Gülümseyip "Afiyet olsun" dedi.

Beşinci Mevsim: Sen (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin