0.5

1.4K 119 18
                                    

Atlas'ın Anlatımından

Ya bu kızı hep neden ben taşımak zorunda kalıyorum anlamıyorum ki. Üstelik bu sefer tüm köyün ortasında kucağımda götürmek zorundaydım arabayla gelmemiştim. Benim için hava hoştu da bütün köyün ortasında onu kucağımda taşıdığımı öğrenirse eğer Nefes....

Taşıma işlemini gerçekleştirdiğim bütün eklemlerimi kırardı. Yapardı bunu.

Her ne kadar normal kızlar gibi dedikodu yapmaktan hoşlanan, alışverişe bayılan, kız whatsapp gruplarında erkekleri çekiştiren, saçına başına görünümüne önem veren ve şu an benim aklıma gelmeyen bir çok kızsal aktiviteyi yapan fakat bunlara rağmen elit bir plaza kızı olsa da bazen içinden bir semt çocuğu çıkmıyor da değildi.

Bu düşüncelerimden sıyrılarak aklıma gelen fikri yapmaya karar verdim. Nefes'i kendi evime götürecektim. Çünkü benim evim köyün üst kısmında olduğu için haliyle bu tepeye de yakındı ve eve giderken köyün içinden geçmeye gerek kalmıyordu.

Yine beynim pırıl pırıl.

Tamam tamam ego kasmıyorum.

Nefes'i kucakladım ve eve doğru yöneldim. Biraz yukarıda oturmama her zaman ki gibi küfrederek on dakikanın sonunda eve vardım. Küfrediyorum çünkü annem ve babam buraya bir merdiven yaptırma gereği duymamışlar ve her aşağı indiğimde, yukarı çıkmak için araba yolunun yanındaki boşluğu yani dik yokuşu kullanmak zorunda kalıyorum.

Bunu aklımın bir köşesine not ediyorum. Trabzon merkeze indiğimde ilk işim merdiven yaptırabileceğim bir usta bulmak ve bu yokuşu merdivene çevirmek olacak.

Nefes'in bacaklarından sardığım kolumu çektim ve Nefes'i dizime yaslayarak cebimden anahtarı çıkardım. Kapıyı açtıktan sonra merdivenlere ilerledim ve Nefes'i yukarıya çıkardım.

Onu misafir odalarından birine değil de kendi odama götürdüm.

Benim odamda, benim yatağımda uyusun istiyordum. Kokusu benim odama, benim yatağıma, benim yorganıma, yastığıma, kısacası benim eşyalarıma sinsin istiyordum çok şey değil ya.

Nefes'i yatağa yatırıp yorganla üzerini örttükten sonra son bir kez ona baktım ve kapıyı çekip çıktım.

🔒

Nefes'in Anlatımından

Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu bilmiyordum ama neredeyse tamamı laciverte bürünmüş bir odada yatağın içinde uzanıyordum. En son her zaman ki tepedeydim ve uyuyakaldığımı hatırlıyorum. Buraya nasıl geldim ve burası kimin evi, kimin odası hiç bir fikrim yok.

Başımı yataktan kaldırıp odaya kısa bir göz attım. Duvarın birisi boydan boya bembeyaz bir dolapla kaplıydı. Tahminimce kıyafet dolabıydı. Bu dolabın hemen bir kaç metre ilerisinde bir bilardo masası vardı ve ufak bir kolondan sonra şu an üzerinde bulunduğum yatak geliyordu. Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde diğer tarafta karşılıklı iki kapı olduğunu farkettim. Birisinin banyo diğerinin de giyinmek için olduğunu tahmin ederek üzerlerinde pek durmadım.

O iki kapının arasında ise büyükçe bir cam vardı ve cam gizli sürgülüydü. Tahminimce bu cam balkona açılıyordu ve çok hoş duruyordu.

Yatağın tam karşısındaki uzun duvarda ise büyükçe bir kitaplık duruyordu ve kitaplığın bir metre uzağında da bir kapı vardı. Bu kapı da koridora uzanıyordu sanırım. Kapının da bir kaç metre uzağında çalışma masası.

Oda da mobilyalar dışındaki herşey lacivert mobilyalar ise beyazdı.

Bildiğim kadarıyla köyde bizim evden başka modern bi ev yoktu.Ya da vardı da benim haberim yoktu? Ama köyde olmayabiliriz de.

Baldan Tatlım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin