1.2

1K 108 20
                                    

Multimedya; Cansu

📰

Annişim ve anniş adayım son alışverişi de bitirdiğinde bulunduğumuz mekandan çıkıyorduk. Atlas'ın elini tutuyordum çünkü gözlerinde her ne kadar yumuşadığını görsem de hala sinirli olduğunu biliyordum.

Bu nedenle elini sımsıkı tutuyordum yanında olduğumu belirtircesine. Şimdi köye doğru gidiyorduk. Annemler yarın için son hazırlıkları yaparlarken biz de Atlas'la tekrar Trabzon'a dönüp Cansu'yu havaalanından alacaktık.

Bana Uzay'ın geldiğini haber verdiği gün gelecekti aslında ama okuldan mecburi bir ödev istediklerinde bırakamamıştı ve gelişini ertelemişti.

Ben ona yarın beni istemeye geleceklerini ertesi gün de şerbet ve yüzük merasimi olduğunu söylediğimde de böylesinin daha iyi olduğunu çünkü eğer o zaman gelseydi bu zamana kadar kalamayacağını söylemişti.

"Güzelim ben annemlere poşetleri taşımalarında yardım ediyorum. Beş dakikaya gelirim Cansu'yu almaya gideriz." diyerek Atlas o güzel sesiyle düşüncelerimden sıyırmıştı beni.

Ardından annemlerle beraber arabadan indi ve poşetleri taşımaya başladılar. Ben de o sırada Cansu'ya mesaj attım.

"CanSuyum... Uçağın inmesine kaç dakika kaldı?"

"15-20 dakika Nefes'im."

"Tamam CanSuyum biz birazdan havaalanında oluruz. Sen havaalanından çıktığında bana mesaj at."

"Tamam Nefes'im."

Konuşmamızı da bu mesajla noktaladık ve bir iki dakika sonra Atlas arabaya bindi.

Uzay konusunda hala sinirli olduğunu bildiğimden sesimi çıkarmayı düşünmüyordum o konuşana kadar.

"Nefes. Şu numarayı bana versene."

"Tamam."

Telefonunu bana uzattı ve ben de kaydettim. Aklıma takılan bir şey vardı. O bana hiç adımla hitap etmezdi ki. Nefes'im derdi, güzelim derdi, Nefes kız derdi, laz güzelim derdi... Ama Nefes demezdi.

Nefes... Ne bileyim, çok mesafeli olmuştu. Hatta az önce sırf annemler var diye 'güzelim' demişti.

Ürkek bakışlarımı ona çevirdiğimde sert bir şekilde yola baktığını gördüm. Elimi direksiyonun üzerindeki elinin üzerine koydum.

Kısa süre bakışları elimize kaysa da tekrar o sert bakışlarını yola çevirmişti. Ben de dayanamadım ve fısıltıdan farksız çıkan sesimle konuşmaya çalıştım.

"Atlas oğlan?"

"Efendim?"

"Bana... Kızgın mısın?"

"Hayır. Neden?"

Derince bir nefes aldım ve tekrar konuştum.

"Bilmem. Daha önce bana Nefes demezdin. Nefes..." deyip duraksayınca bana döndü bakışları. "Ne bileyim işte çok mesafeli değil mi sence de?"

Korkakça ona bakıyordum. Bir anda arabayı sağa çekti ve bana döndü.

"Nefes'im... Güzelim... Sevgilim... Ömrüm... Herşeyim..."

Bakışlarım ona döndüğünde tekrar konuştu.

"O ibneye sinirlendiğimi biliyorsun? Bir an ne diyeceğimi ne yapacağımı şaşırdığım için sana biraz mesafeli davrandım az önce. Ama sana sinirli değilim. Senin bir suçunun olmadığını biliyorum. Üzülme..." diyerek burnuma küçük bir öpücük kondurdu ve hafifçe tebessüm ederek yüzüme bakmaya başladı.

Baldan Tatlım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin