"Nefes..."
"Eee abi ne söyleyeceksin hadi." diyerek ısrar ettiğimde dördü birden sıkıntılı bir Nefes verdi.
"Nefes annem hasta."
"Ee olabilir. Her insan hasta olur. Ne var bunda?"
Elini saçlarından geçirdi ve bana döndü.
"Nefes annem hasta ve bizim buna yapacak hiçbirşeyimiz yok. Annem ölecek!" dediğinde şok içinde göz pınarlarıma dolan yaşları umursamadan ona bakmaya başladım.
"Ne diyorsun sen Okyanus! Ne demek annem hasta! Ne demek annem ölecek! Yalan söylüyorsun benim annem ölmeyecek!"
Beynimden vurulmuşa döndüm. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmeye başladı. Annem hasta ne demekti. Annem hasta!
O an tüm sesler kulağıma bir uğultu şeklinde ulaşıyordu. Ne yapacağımın bilinmezliğiyle ayağa kalktım. Dışarı çıktım. Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum.
O an tüm sesler, tüm insanlar, tüm evler, tüm yollar, geçtiğim herşey gördüğüm her yer bana yabancıydı. Arkamdan birisinin geldiğini hissediyordum ama dönüp bakmaya mecalim yoktu.
Okyanus ne dediğini şaşırmış olmalıydı. Yalan söylüyordu. İnanmıyordum! Sadece şaka! Beni kandırmak istiyordu.
Ama sol tarafımda hafif bir ağrı kol geziyordu. Bu olayın gerçekliğini gözüme sokmak istercesine!
Ne yani, babam gibi annemi de mi kaybedecektim ben, olamazdı. Böyle birşey olamazdı. Ben annemi de kaybedemezdim.
Sonunda denize bakan bir kıyıya geldiğimde sakince durdum. Elimdeki telefonumu kolumdaki saati çantamın içine tıkıştırarak çantamı bir köşeye bıraktım ve denize doğru ilerledim.
Yarıya kadar suya battığımda son kez buğulu gözlerle kıyıya baktım ve beni izleyen Atlas'ın çökmüş yüzüyle beraber kendimi suya bıraktım.
Ölüm bizi birbirimizden ayırdığı gibi kavuşturabilir miydi? Şimdi annemden önce ben olsam babama kavuşur muydum? Sonra annem? O geldiğinde bize kavuşur muydu? Mutlu olur muyduk?
Annem ölecekse benim yaşamamın anlamı neydi? Babam gitmişti. Şimdi de annem. Sırada kim var? Ben mi Okyanus mu? Ben sanırım sıramı herkesten önce savacağım ve ölümün kollarına kendimi bırakacağım.
Suyun içerisinde kaldığım süre iki dakikaya ulaşmıştı ki Nefes alamadığımı hissetmeye başladım ve sonrasında bir çift kolun belimi sarmasıyla kendimi o suyun karanlığına bıraktım.
💊
Gözlerimi beyazın elli tonunu yaşatmak isteyen bir hastane odasında açtığımda kapının girişinde bana bakan Okyanus'u görmemle yaşanılanlar birer birer gözümün önünde canlanmaya başladı.
Annem!
"Annem! Annem nerede?" diyerek hızla doğrulduğumda odanın içindekileri yeni yeni farkediyordum.
Annem yatağımın yanına oturmuş sessizce beni izlerken Atlas da yatağın karşısındaki duvara yaslanmış yerde oturuyordu.
Sema teyze ve Ahmet amca da köşede duran koltuktaydı. Hepsini tek tek inceledim. Hepsinin gözleri çökmüştü. Yüzü çökmüştü. Omuzları çökmüştü.
Hepimiz bitmiştik.
"Nefes..." Annemin bitik ve bir fısıltıdan farksız çıkan sesiyle ona döndüm.
"Söyle annem..."
"Kızım... Abinin söyledikleri... Gerçek."
"Hayır annem, değil. Abim ne dediğini şaşırmış olmalı! Hiçbirisi gerçek değil." dediğimde çantasına uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baldan Tatlım (Tamamlandı)
Teen Fiction0532*******: Yavrum hepsi senin mi? Nefes: Yok yarısını pazardan aldım. 0532*******: Oo bakıyorum da çok espritüelsin. Nefes: Kimsin? 0532*******: Ben benim, sen kimsin? Nefes: Eben. Beğendin mi? • • • • • • • • • Nefes İstanbul'da tesadüf sonucu...