KARANLIK KIZ

4

Başım patlayacakmış gibi hissediyordum. Nerdeydim ben ya diye düşünürken belimdeki ağrı nerede olduğumu bana cok güzel anlatmıştı. Dün fatma teyzenin kucağında ağlarken uyuya kalmıştım. Dünkü olaylar tek tek zihnimde canlanırken her bir kasım gerilmişti. Kafami dağıtmak için yeni aldığım oturma odası takımıma göz gezdirdim. Kırmız siyah avangard koltuk takımım kırmız
Iki kişilik koltuk ve onu mükkemmel derecede tamamlayan tekli siyah koltukla birbirini tamamlıyordu yanında hediye ettikleri meşeden yapılmış üstünü camla süsleyen orta sehpam ve minik bir sehpayla tamamlanmıştım. Kendimi kaldırmaya zorlarken telefonuma gelen mesajla irkildim kim lan bu diye düşünürken dün evden kovduğum abim olduğunu anladım bana planın detaylarını atmıştı. Evet kalkmam için mükemmel bir neden vermişti elime plâna baktığımda bugün sanki onunla bir görüşme yapacak kadını oynamam gerektiğini anladım. Kadınlığımı kullanmam gerektiğini hatırladığımda babamdan bir kere daha nefret ettim. Oturduğum yerede daha fazla oyalanamayacağımı fark ettiğimde kalktım odama çıkan merdivenler yöneldiğimde sena yanağını kaşıyarak aşağı iniyordu üzerinde onunla pazardan aldığımız kareli ince pijama ve bir tişört olduğunu görünce bir kahkaha patlattım önce şaşırsada sonradan oda gülerek yanıma geldi yaklaştığında üzerinde sadece tişört olduğunu anladığımda gecesini yanlız geçirmediğini anladım zaten anlamasam dahi arkasından aşağı tişörtsüz inen kas yığınından anlardım.Sena da benim gibi çocuğu fark ettiğinde önce kendine çeki
düzen verdi ve kaşlarını çatarak arkasını döndü."Ben sana gece git demedim mi lan sırık "dedi çocuk önce şaşırsada senanın ciddi olduğunu anlayınca zor bulduğu sesiyle cevap verdi " Akşam git dediğinde ciddi olduğunu düşünmemiştim şaka yapıyorsun sandım ama sen ciddi misin yoksa şaka yapamaya devam mı ediyorsun!" çocuğun yüzünü görünce kahkahamı daha fazla tutamadım ve merdivenlerden düşme tehlikesi yaşasamda hunharca güldüm ama çok saf bir tip yok mu çocukta allah için söyleyin size şöyle söyleyeyim sena gece takıldığı çocukları ertesi gün yatağında görmekten hoşlanmaz hatta bir kaçının ayağına bile sıkmıştı benim piskopat arkadaşım kime çektiyse artık sena daha fazla dayanamayacağını anlamış olmalı ki cocuga ters bir bakış atıp merdivenlerden inerken komut verdi" komodinin üzerinde para var onu al ve 5 dk içinde evimi terk et hadi naş" çocuk benimle merdivende kaldığında şok olmuş bir yüz ifadesiyle etrafa bakıyordu anlamış olmasından şüpe edip ona açıklama yaptım " Ate her zaman böyledir onun ilişkileri sadece bir geceliktir sana özel birşey degil paranı al ve çık yoksa ayağını bir süre kullanamazsın hadi sana iyi şanslar dostum "elim dosthane bir şekilde omzuna koyup sıktım ve yoluma devam ettim bir süre sonra arkamda ki adım seslerinden gitmek için harekete geçtiğini anladım odam gidip önce küçük ama ama konforlu banyomda duş alıp çıktım saçlarımı kuruladım ardından fön çektim üzerine hafifi bukleler atip su dalgası gibi bir şekil verdim ellerim direk far paletime gitti hafifi sayılabilecek açık tonlarda bir yaz makyajı yaptım dudaklarıma kırmız bur ruj sürüp dudak çerçevemi hafif siyah yapıp koyulaştırmıştım makyaj faslı bitince meşe sürgülü dolabımın başına geçip sürüsünü açtım karşıma siyah ve kırmız ağırlıklı çeşitli kıyafet çıkınca yüzümü astım benim asi değil naif gözükmem gerekiyordu bunlar ise fazla asiydi elime gelini giy ve çık diyen minik asrına onay verip elime geçen ilk elbiseyi giydim elbise diz altı ipli ve V şeklinde göğsü dekolteli bir modeldi yanlis gormediysem arkadanda ipker çarraz ilerliyordu üzerime geçirdiğimde çokta fena olmadığını anladım güzel durmuştu vay sende ne cevherler varmış be asrın dedim aynada kendi kendime zamanını cabuk aktığını anladığımıda elbiseye uygun
Rugan siyah önden çapraz model kalem topuk bir ayakkabı seçtim onlarıda giydikten sonra son işlem olan çanta ve takı seçimiydi çantamı yuvarlak kutu model bir siyah çantadan yana kullandım altın sarısı bir saatin uyacağını düşündüm sonuçta bir iş görüşmeseydi fazla abartmaya gerek yoktu siyah butter markalı ojelerim zaten birbirini tamamlıyordu aynada kendime son kez bakıp kendime 10 üzerinden 4 verdim çünkü ben bu dünyaya ait değildim. Kendimi dışarı çıkarmaya zorlarken zoraki aşağı inmiştim. Ate hazır bir şekilde beni beklerken onuda farklı giyindiğini anladım üzerinde siyah derin yırtmaçlı diz üstü bir etek vardı eteği tamamlayan beyaz göğüs dekolteli bir gömlek giymisti ama gömleğin yakaları fazla açıktı giydiği ayakkabılar siyah  platform du. Ona doğru bir bakış atıp "Hadi dekolte bayan gidelim de bitirelim şu işi " dedim bana bakıp "Hemen bayan 'ben dekolte giymem ama çıplak gezerim' "
" hadi hadi "
"Asrın emin misin bak istemezsen ben yapabilirim kadir babayada duyurmayız "
"Ben haledebilirim.Hem alışkınım ama o adamı  öyle  bir şekilde öldürücem ki kadir babanız benden bir daha bu sekilde bir iş isteyemeyecek ben millette kendimi peşkeş  çekerek değil ölümleriyle istediğimi elde ederim benim işim yatakla degil benim işim kanla" dediklerime anladım dercesine  başını salladı kapıya yöneldiğimiz sırada elinde merdaneyle bekleyen Fatma sultanın kimi beklediği belliydi. Ate anlamış gibi geri geri kaçarken  ayakkabılarından dolayı yere düştü tam kahkaha atıyordum ki o merdaneden nasibimi almamak için kendimi tuttum ate yalvaran gözlerle Fatma sultana bakarken hiçte şansı yoktu. Merdaneyi yemesiyle bir çığlık atan ate nereye kaçacağını şaşırmıştı " Ben sana demedim mi eve erkek getirme diye kızım sen hiç akıllanmayacak mısın hı ben seni daha kaç kere uyarıcam ha demiyorum mu sana göster ama elletme diye hı sen hiç mi akıllanmayacaksın bana cevap ver hı " Fatma sultanın soru yağmuru arasında geçirdiği birkaç merdane darbesiyle ate yerde kıvranıyordu bağrışmalar gelen Ahmet merdane ve Fatma sultanı görünce girip girmemek arasında tereddüt etti ama sonunda kendini ateşe atmaya karar verdi fakat daha neler olacağını bilmiyordu çünkü ate'nin suçu ağırdı ve kimse onu kurtaramazdı. Son kez kapı açıldığında Muratta eklenmişti dayak yiyenler kulübüne  yanlış anlamayın biz üçümüz dayak yemiyorduk dayak yiyen ateydi ama o merdanenin hedef değiştirmesi an  meselesiydi. Biz belki de bu zamana kadar çok kavgaya girmiştik ve nerdeyse hiç dayak yemezdik ama karşımızda ki Fatma sultansa sadece bekleyip bu işin bitmesini beklersiniz.
Biz dördümüz kendimizden iki kat iri adamları dövsek bile karşımıza Fatma sultan çıkınca kimse elini dahi oynatamazdı.Murat ani bir cesaretle işe karışınca  oda nasibini aldı. En sonunda bu işe bir son vermem gerektiğini anladım yoksa bu dayak faslı bitmeyecekti."Ah ayağım ahh Fatma sultan yardım et " çığlıklarım evin dört bir yanından duyulurken fatma sultanın annelik dürtüleri iş başındaydı anında bana dönerken  Ate ayakkabılarını alıp kaçmıştı bile muratta kaçtığında Ahmet çoktan gitmişti  Fatma sultan yanıma gelip diz çöktüğünde ayak bileğimi serbest bıraktım "kuzum iyi misin be oldu ayağına gene mi kramp girdi " evet her dayak yeme olayında bu yalanı söyleyip kaçardık genellikle benim ayağıma kramp girerdi ate'nin kolu ağrı girer ahmette murata yumruk atar olay çıkardı. Muratın da olmadığına kanaat getirdiğimde sanki hiç  benim ayağıma kramp girmemiş gibi gayet rahat  bir tavırla üzerimi  düzelttim sonra rahat bir şekilde fatma sultana  donup konuştum "Geçti  fatma sultan ani bir kamptı yok bisey akşam bizi bekleme  gelmeyiz " ben konuşurken  çoktan kapıya varmıştım bile " kız yoksa gene o mendeburun evinde mi kalacaksın " mendebur dediği  iki kişi vardı biri annem diğeri 2 yıldır bana platonik aşık Efe. Efe arkadaşımdı bir kaç kez bana yürümeyi  denemiş ama ben tarafından  bertaraf edilmişti arkadaşlığımızın bozulmasından korktuğundan fazla üstlememişti " 007 mi yoksa 009 mu fatma sultan " " tabiki 007 ma sen 009 da dikkat et kimde kalacaksın hem sen de bakalım bana " 007 annem 009 efe birlikte bulmuştuk bu kodları bazen keske annem fatma sultan olsa diyorum kadın beni çocuklarından hiç  ayırt etmeden nerede kalacağımı merak ediyor bazen benden gün  içinde nerde olduğumu  bildiren mesajalar atmamı istiyor canım benim ya "ikisinde de kalmıycam sabahlarım bu gün işte ondan dedim aşkım benim hadi görüşürüz " cevap vermesini beklemden çıktım  cevap beklesem bir on yıl daha çıkamam evden arabaya doğru yürürken düşmemek için olağan üstü  bir çaba sarf ediyordum en sonunda hedefime ulaştığımda yüzümde zafer gülüşü belirdi  arabaya bindiğimde beklediğim bir mazara vardı ate koltuğa  yatmış kıçını ovalıyor muratta onunla  dalga geçiyordu "hadi ama ate yapma bu kadar çok mu acıdı kıyamam  gel ben ovalarım kalçalarını bebeğim " ate ayakkabısının birini on koltuktaki murata fırtaltığında ahmet kahkahasını serbest bıraktı " kes sesini murat ve önüne  dön yoksa eve döner  fatma sultan murat beni tenhalarda sıkıştırıyor derim beni sinir etme " murat fatma sultandan sonrasını dinledimi bilmiyorum ama hemen önüne dönmüştü "tamam sakin ol ate çocuk şaka yaptı  sadece " can kurtarıcımız aramızdaki en sakin kisi olan ahmet ortamı sakinleştirdiğinde ona dikiz aynasından  öpücük attım bana çapkınca gülümsediğinde kahkaha attım  ate sanki delirmişimde son demlerimi  kullanıyormuşum gibi baktı "merdaneyi yiyen benim  kafayı yiyen bu ne oldu kızım  sanada mı vurdu fatma sultan " kafamı  hayır  derecesine sallayıp pencerden dışarıyı  izlemeye koyuldum çok sürmemişti  düşüncelerimin içinde  kaybolmam. Daha 15 yaşında katil olan bir kızım kimin babası kendini ispatlaması için adam öldürülmesini isterdi ki benim babam isterdi. Kaç  can almıştım  kaç annenin ahını almis almış kaç çocuğun gözyaşının sebebi olmuştum saymadım ama o kadar çoklar  ki omuzlarındaki ağırlığı artık  taşıyamıyorum altında eziliyordum küçülüyorum yok oluyorum gitgide daha çok yaklaşıyordum siyaha zaten siyahtım zifir olacaktım korkuyorum bir hiçliğe sürükleniyorum farkındaydım ama beni kurtaracak ne bir babam ne abilerim ne de super kahramanım vardı ben yanlızdım hep yanlızdım gene yanlızım doğduğumda abimlerin dediğine göre annem beni kucağına almamış süt vermemiş ben çocukken  hep dadılarım vardı ilk  regli olduğum da annem yerine dadım yardım  etmişti bana mesela ilk aşık olduğumda dadım anlatmıştı bana aşık nasıl birşey diye mesela ben ilk tecavüze uğradığımda dadım dindirmişti benim acılarım o uyandırmıştı beni kabuslarımdan o sakinleştirmişti beni ağlama krizlerinde ben ne zaman anneme ihtiyaç  duysam dadım vardı sol gözümden bir damla yaş süzüldügünde dans eder gibi daha yolunu tamalamadan onuda canına kıydım atenin sesiyle kendime geldim " Asrın  geldik hey asrın  " kaç dakikadır transtaydım bilmiyorum ama geleceğimiz şirketin önündeydik kafamı tamam anlamında sallayıp indim arabadan arkamdan kapatılan kapının sesiyle yürümeye başladım her adımımı  insanların bana bir kere daha bakmasına neden olacak bir özgüvenle yürüyordum  girişe geldiğimde ate benden önce açtığı  kapıdan geçtim güvenliğe samimi bir gülümsemeyle  bakıp yanlarına yürüdüm adam bana öyle  bir bakıyordu ki sanırsın uzaylı gördü erkek değil mi soyunuz kurusun pis herif sen önce dişlerini bir fırçala içimden ne kadar igrensemde dışımdan sanki çok mutlu bir kız gibiydim "pardon ben KEREM AKTAN ' la görüşecektim ama  " " Asrın Acar değil mi buyrun bize de sizi bekliyorduk Asrın  Hanım burdan " arkamdan duyduğum sesle önce irkilsemde buranın müdürü olduğu beli olan yalaka bir herif vardı hiç  gülümsememi  bozmadan döndüm başımla  ufak bir selam verip gösterdiği yerden yürümeye başladım geçtiğim yerdeki kadılar  bana kıskançlıkla bakarken erkeklerin ağızlarının suyu akıyordu  onalara üzgünüm sizi değil patronunuzu ayartmak zorundayım bakışlarımı attım aslında oyle bir bakışım var mı bilmiyorum ama olsa kesin atardım asansörün önüne geldiğimizde müdür  denen yalaka bizden önce düğmeye  bastı bakışları benden çok Atedeydi ate sanki adamı hiç görmüyormuş gibi davrandığında yüzümde bir gülümseme beliridi  asansöre girdiğimizde telefonumdan ateye mesaj attım " adam kaç yaşında"anında cevap geldiğinde gülümsemem daha da genişledi "senden 3 yaş büyük 27 yaşında "kısaca "ok " yazip konuyu bitirdim asansörün kapısı açıldığında karşım da gördüğüm yarı tanrı  tipli adama hayranlıkla baktım kahve rengi saçları ,gözleri ,üstündeki spor takım elbise o kadar yakışmıştı ki onu hayranlıkla izlememek elde değildi.