-NEFRET-

66 21 29
                                    

Cupcakeleri yerken öyle komik görünüyordu ki. Resmen saatlerce oturup onu izleyebilirdim.
-Pelin!
-Efendim Gül.
-Biraz daha ister misin, diye alaycı bir şekilde sormuştum ama tabiki o salak yine dostça sorduğumu zannederek "Gerçekten çok güzel olmuşlar ama doydum. Hem biraz daha yersem bar için seçtiğimiz elbiseye sığamayacağım" dedi ve yine salakça gülümsedi. Karşılık olarak hiçbir şey söylemedim sadece gülümsedim.

    Yaklaşık iki saat geçmişti ve bu iki saatin içinde heyecandan ölmek üzereydim. Ama sonunda Pelini hazırlamaya başlamıştım. Siyah mini elbiseyi giydi ama çok zayıf olduğu için hiç yakışmamıştı. Saçını ve makyajını ben yapacaktım. Makyaj masasına oturttum ve çok koyu tonlarda makyajını yapmaya başlamıştım. Arda bu halini görünce çok kızacağından emindim. Makyaja kendimi kaptırmışken Pelin söze karıştı.
- Gül benim içim huzursuz oldu ya. Acaba gitmesek mi?
- Saçmalama Pelin. Bu kadar hazırlık boşa mı gitsin? Hem zaten sadece birkaç saat duracağız ve eve geleceğiz. Ayrıca eve geldiğimizde ben senin her şeyini eski haline dönüştüreceğim merak etme. Hiç kimse anlamayacak, düyerek güvenini kazandım. Ayrıca birazda üzmek istediğimden devam ettim.
- Hem evde ne yapacaksın ki çocuk yok çoluk yok, dedim. Önce suratı asıldı ama kötü niyetli söylemediğimi zannederek hiçbir şey demedi.

Koyu tonlardaki makyajı bittikten sonra saçına da maşa yaptım ve artık tamamen hazırlanmış oldu. Koltuğu çevirdim ve " Sen gep böyle makyaj yapsana çok yakıştı" dedim ama tabiki içimden ne kadar çirkin olduğunu da söylemeden edemedim.
- Ya! Yakışmış mı gerçekten. Ben pek emin olamadım alışkın değilim ya.
- Yok be Pelin abartma istersen. Çok bilindik bi bara gidiyoruz.
- Ya keşke bilindik olmasaydı. Sonuçta ilk defa gidicem.
     Özellikle bilimdik tercih ettim. Çünkü daha önce de Pamirle bir çok kez gitmiştik yani tanındığımız bi yerdi ve her daim tanınmış kişileri çeken paparazziler vardı. Bu da işimize gelirdi.

Kısa bir süre sonra bende haki yeşil çok kısa bi etek, toz pembe bi büstiyer ve yine toz pembe platform topuklularla odaya geldim. Göbeğim ve bacaklarım açıktı. Belime kadar uzanan siyah saçlarıma fön çekmiştim ve arkaya doğru yapıştırmıştım. Takılarla da desteklediğim için çok güzel olduğundan emindim. Ayrıca Pelinin çok abartılı makyajının yanında benim ki yok denecek kadar azdı.
- Pamir kızmaz mı bu eteğe?
- Ne var ki etekte?
- Çok kısa değil mi?
- Hayır canım Pamir kızmaz böyle şeylere. Hatta çoğu zaman böyle giyinmemi ister.
- Ya ne güzel. Bana hep kızar Arda.
- Aman iyi ki onunla ilişkimiz devam etmemiş. Öyle şey mi olur, diyerek bi yandan da Pelinin aklına girmeye çalışıyordum. Oldukça da başarılıydım.
- Hazırsak artık çıkalım dedim. Saat 11 oldu bile.
- Dur. Ardaya mesaj atmadım.
- Ne diyeceksin ki?
- Söyleyeceğim her şeyi.
- Saçmalama izin vermez tabi ki, diyerek ona yalan söylettirip sonra da ortaya çıkaracaktım.
- Ne diyeceğim ben yalan uyduramam ki.
- Bulaşıkçıda çalışıyorsun değil mi?
- Evet.
- O halde bugün mesaimiz gece yarısına kadar sürücekmiş diyeceksin bu kadar.
- İnanır mı sence?
- Sen daha önceden yalan söylemediğin için inanır tabiki.
- Tamam o zaman, derken yavaş yavaş yazmaya çalışıyordu. Yine gıcık olmuştum.

    ******
Sonunda bara gelmiştik. Neyse ki her yer doluydu. Ve bu sayede hemen barmenin gözünün önünde olacaktık.
- Burası çok gürültülü, diye bağırdı Pelin.
- Normal değil mi?
-Bilmem.
-İçki içicek misin?
- Yok.
-...
-kokteyl alıcam ben.
-Olur mu yaa. Bi kereden ne olcak ki.
- İyi ama fazla değil.
    Bu da dünden meraklı diye içimden geçirdim.
İçkili kokteyllerimiz gelmişti. Pelin bi kaç yudum aldı ve sanırım ilaç etkisini göstermeye başladı.  İlacın etkilerinden biri de uyandığında son bi kaç saati hatırlamıyor olmandı. Buna bir de içkinin etkisi eklenince ne yazık ki Pelin hiçbir şey hatırlamıyor olacaktı.
- Ben çok uykum var. Normal mi?
- Birazdan alışırsın merak etme.
- Tamam, dedi kırışarak. Çünkü tadı acı gelmişti.

GÜZ GÜLLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin