-Yeter lan yeter, dedi ve bağırarak telefonu duvara fırlattı. Önce Arda'ya sonra da yere düşüp paramparça olan telefona baktım.
-Arda, iyi misin? Ne oldu? Çocuğun önünde ne yapıyorsun. Bak korktu, dedim ve sandalyede oturan İlayda'ya sarıldım.
Avukata evrakları vermek iççin gelmiştik. Pelin yolda da burada da sürekli aradığından Arda'nın canına tak etmişti.
-Gel seninle dışarıda konuşalım. Leyla Hanım müsadenizle. İlayda sen burada kal bebeğim.
-Tamam.
-Arda, gel benimle, kolundan tutup dışarı çıkarttım.
-Gül, bak ben artık dayanamıyorum. Ben Pelini çok seviyordum. onun için herşeyi yapardım. Bak bana kızma ama bu böyle. Ama onun bana yaptıkları katlanılır gibi değil. Birde üstüne bu çocuk olayı çıkınca... Artık dayanamıyorum inan. Ağlamak istyorum, dedi ve incecik belime sarıldı. Öyle güçsüz duruyordu ki sanki her an düşecek gibi.
-Aşkım haklısın. İnan ben de şok oldum. Ama şimdi İlayda'nın vekaletini almak için içeri girip güçlü olmamız gerekiyor. Boşanma davasını erkene aldırdım. Yarın duruşmanız var ve Leyla Hanımın söylediğine göre vakalar arttıkça boşanma ihtimaliniz artıyormuş. Yani büyük bir ihtimalle yarın özgürsün.
-Peki ya sen? Sen evlisin..
-Onu sen bana bırak.
-Nasıl sana bırakabilirim. Sen başka birisiyle evlisin. Sana vekaleti verseler bile ben ailenden biri olmayacağım. O Pamir denen şerefsiz senin kocan. Ahhh, dedi ve elini duvara vurdu. Arda'ya bi haller olmaya başlamıştı. Eli kanıyordu ve ben çok telaşlanmıştım.
-Arda ne yapıyorsun sen? Kendine gel lütfen?
-Gelemiyorum kendime gelemiyorum.
-İyi ama neden?
-O şerefsizi sevmiyorsun Gül. En başından beri adım gibi eminim. O şerefsizi sevmiyorsun.
-Arda inan bunları konuşmanın zamanı değil.
-Gül..Asıl şimdi tam zamanı. Bak ben yarın boşanıyorum. Benim için duruşmanın süresini bile erkene aldırdın. Ama sen hala o şerefsizle evlisin. Ve o sana her bakışında onu öldüresim geliyor, dedi ve beynimde şimşekler çakmaya başladı. Evet.. Evet.. Bulmuştum Pamirden kurtulmanın yolunu. Arda onu öldürecekti ama ceza yemeden. Bu işi hemen halletmem lazımdı.
-Arda, sen İlaydayı da al ve arabaya git. Çünkü burada durdukça benim aklım sende kalacak. Hatta istersen eve git ben taksiyle gelirim.
-Tamam. Ama nereye?
-Benim evime. Pamir iştedir. Gelmez daha. Hem sen bebeğimize evimizi gezdirirsin, derken ellerimi omzuna koydum ve boynuna küçük bir öpücük attım.
-Tamam.
-Al bu da anahtarı. Evde her şey var. İlayda acıkırsa bir şeyler yedirirsin.
-Tamam meleğim. Aklın bizde kalmasın.******
Onlar gittikten sonra iyice düşündüm. Eğer Arda Pamiri öldürecek olursa ben buna dayanamazdım. Her ne kadar o beni üzse de ben ona lanet olsun ki kıyamıyordum. Bu yüzden bu işi ben halletmeliydim. Pamir beni çok seviyordu. Benim için her şeyi göze alırdı. Bu yüzden bir plan yapmıştım. Pamiri eve erkenden çağıracaktım tabi Arda ve İlayda dışarıda olacaktı. Önce Pamirle konuşacaktım ve eğer benden boşanmayı kabul etmezse onu öldürecektim. Evet... Öldürecektim.
Planım tam olarak şuydu. İlayda beni çok seviyordu. Ve ben onun hayatını kurtarmıştım. Bunun için hiç yapmamam gerekse de ondan bir şey rica edecektim. Pamir sanki İlaydaya şiddet uyguluyormuş ve ben onu o halde görünce beni de dövmeye başlamış gibi yapacaktım. İlayda da darp izleri zaten vardı. Ben de kendimi de o hale getirebilmek için eğer kabul ederse ki kesinlikle kabul eder Arda'ya birkaç tane yumruk attıracaktım. Daha sonra İlayda'yı da alıp karakola gitmek yerine bizi daha çok dövmeye başladığı gerekçesiyle onu bıçaklayacaktım. En azından sadece bir kaç ay hapiste yatardım. Bu sayede Pamirden kurtulmuş olacaktım.
Bu konuyu avukata söylemedim çünkü söyleseydim kesinlikle anlardı. Benim için hazırladığı boşanma evraklarını alıp taksiye bindim. İçim huzursuz olmuştu. Arda'yı aradım ve evde beni beklemelerini söyledim. Saat 3'e geliyordu. Taksiye parasını vedikten sonra indim. Sanki herşey bir garipti. Bugün Pamir'den kurtulma günümdü. Gayet sakin bir şekilde kapıyı çaldım. Açan olmadı. Tekrar çaldım ve kapıyı İlayda açtı. Önce onu kucağıma aldım ve saçlarını koklayıp yere indirdim.
-Gel bakalım. Seninle bir şey konuşmam gerekiyor.
-Tamam anne, o böyle söyleyince içim bir garip oldu. Önce vazgeçmek istedim ama İlayda'ya daha iyi bir hayat yaşatmak için bunu yapmam gerekiyordu.
-Hoş geldin aşkım, dedi Arda ve sarıldı.
-Hoş buldum. Sizinle çok önemli bir şey konuşmam gerek.
-Tabi bir tanem yemek yerken konuşalım. Senin için pizza, derken sözünü kestim. Ve solgun bir ifadeyle ''Ben yemeyeceğim. Siz yiyin.''
-Tamam o zaman biz yedik. Senin neyin var?
-İlayda sen üst kata benim odama çıkar mısın bebeğim.
-Tamam annecim, dedi ve koşarak merdivenlerden çıktı. O kadar sevimliydi ki.
-Arda... Ben Pamir için bir şey düşündüm.
-Tamam hadi anlat.
-Ama kolay bir şey değil.
-Olsun her zaman arkandayım.
-Ben Pamiri öldüreceğim, dedim hızlıca.. Şok olmuştu. Hiç beklemiyordu.
-Ne? Gü-Gül sen ne di-diyorsun? Ne demek ö-öl-düreceğim.
-Bak ben planlarımı yaptım. Emin ol herşey çok güzel olacak, dedim ve ellerimle yüzün kavrayıp öptüm.
-Hayır bunu göze alamazsın. Gerekirse ben öldürürüm.
-Hayır sen öldürmemelisin.
-Neden? Anlat planını birlikte karar verelim.
-Önce İlaydayla konuşmamız lazım.
-Tamam konuşalım. İlayda, gel bebeğim, diye bağırdı.
-Geldim babiş, dedi ve koşarak kucağına oturdu. Bende gidip Halıya oturdum.
-Bak bebeğim. Hani senin kolunda ki izler var ya.. Onlar ne zaman oldu?
-Dün anne.. Dün oldu. Ama acımıyor ki, dedi. Çok tatlıydı. Bende eğilip kolunu öptüm.
-İlayda, annecim ben evliyim.
-Ne? Evli misin?
-Evet annecim. Ama ben babnı yani Ardayı seviyorum ve evli olduğum adam benden boşanmıyor. Ve senin vekaletini alabilmemiz için ondan boşanmam ya da...
-Ya da o adamın ölmesi gerekiyor, dedi Arda sözümü keserek. Gergin olduğumu farkedince elimi tuttu.
-Ben ne yapabilirim peki anne?
-Eğer senin de iznin olursa sanki Pamir yani benim kocam bizi dövmüş gibi yapacağız. Şakacıktan yani.
-Ama anne ya bir şey olursa.
-Hayır annecim bize bir şey olmayacak. Sadece daha gerçekçi olabilmek adına baban bana biraz vuracak o kadar.
-Ne? Gül sen nediyorsun? Olmaz öyle şey. Plan falan yok.
-Evet anne canın çok acır.
-Hayır. Eğer onu öldürmezsek canımız daha çok yanacak. Arda lütfen.
-Ama Gül.
-Arda.. Kızımız için.. Bizim için..
-Tamam ama bunun için daha sonra sana çok kızacağım.
-Tamam kız ama yeter ki kurtulalım. İlaydacım Pamir bizi döverken baban gelip onu bıçaklaycakmış gibi yapacağız. Ama şakadan tamam mı?
-Ama ya bir şey olursa.
-Hayır bebeğim. Bir şey olmayacak. Sadece bizi mahkemeye götürecekler. Orada Hakim Amcalara birşeyler söyleyeceğiz.
-Ne diyeceğiz peki?
-Sana söylediğim sözleri aynen söylersen hiçbir şey olmaz.
-Tamam anne.
-Gül ama yarın duruşma var en azından biz boşandıktan sonra yapsak. O akşam yani. Yoksa boşanmamız daha uzun sürer.
-Aslında mantıklı. Bence de öyle yapalım o zaman.
-Anne sana bir şey olmayacak değil mi.
-Hayır bir tanem. Hadi bakalım sen çık benim odama uyumaya başla. Bende geliyorum.
-Tamam anne, deyip öptü ve yukarı yine aynı sevimlilikle çıktı.
-Hadi Arda vur.
-Ne diyorsun Gül şimdi olmaz.
-Hayır şimdi vur hadi.
-Gül yarın yapacaktık hani.
-Zaten yarın yapacağız. Senin yarın duruşman var ve ben mahkemeye gözümde morlukla gidersem eğer hem avukatın hemde hakimin dikkatini çeker ve illaki biri sorar bende kocam bana şiddet uyguluyor dersem eğer onu öldürdüğümüzde daha az ceza yersin. Şimdi tüm gücünle gözüme vur lütfen.
-Gül yapamam...
-Arda, dedim bağırarak. Tam o sırada gözüme bembeyaz bir perde indi ve canım çok yandı. Oturup herşey için ağlamak istedim. Ama Arda'nın önünde ağlarsam kendini kötü hissedecekti. Bende güçlü olmaya çalıştım.********
SAat henüz 7'ydi ve Pamirin gelmesine yarım saat vardı. Bizde bir rapor hazırladık. Şiddet gördüğüme dair ve karakola vermek adına Arda İlaydayı da alarak evden çıktı. Pamir gelmeden önce yüzüme fondöten sürdüm ve yatağa yattım. Zaten yarım saat sonra da o geldi.
-Gül, aşkım nerdesin, diye bağırdı alt kattan. Gidip onu o an bıçaklayasım vardı ama sadece uyumuş numarası yaptım. Odaya geldi üstünü değiştirdi ve anlımdan öperek yatağa yattı. Bir süre sonra da uyumaya başladı.Saat 7.30'da uyuduğumuzdan 12 gibi kalktım ve gözüme baktım. Çok acıyordu ama dayanmam gerekiyordu. Arda'ya mesaj attım.
''Arda raporu verdin mi? Ve şuan neredesiniz? İlayda nasıl?'' Az sonra bir mesaj geldi. Hemen baktım. MEsajda şunlar yazıyordu.
''Merak etme.. Raporu verdim ama tam tahminindeki gibi şahit istendiğinden dikkate alınmadı. Şuan İlaydayla birlikte oteldeyiz. Ve içim hiç rahat değil. Sen nasılsın?''
''Sen beni merak etme. Pamir gelir gelmez uyudu. Gözüm biraz acıyor ama çok değil. Yarın sabah erkenden işe gidecekmiş Pamir. Uyumadan önce sekreteriyle görüşüyordu. Yani beni fark etmez. Ben kapatıyorum yoksa PAmir birazdan fark edecek yokluğumu.''
İçim az da olsa rahatlamıştı. Bende gidip yattım ve bir an önce sabah olmasını ve herşeyin yolunda gitmesini diiledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ GÜLLERİ (TAMAMLANDI)
Mystery / ThrillerGözlerimi kapatıp, geçmişi düşündüm... Geleceğe dair tek tek sönen umut meşalelerimi... Sonra açtım gözlerimi... Yeni bir hayata başlıyordum... İntikamla başladım ben bu yola... GÜZ GÜL'ÜYDÜM BEN, YAZI UMUTLA BEKLEYEN...